Rusya ve Ukrayna savaşında Müslümanın duruşu nasıl olmalı?

Rusya ve Ukrayna savaşında Müslümanın duruşu nasıl olmalı?
Tarih: 03.03.2022 - 12:21 | Güncelleme:

Soru Detayı

1. Rusya ve Ukrayna savaşında Müslümanın duruşu, tavrı ve bu savaşa mümince yaklaşımı nasıl olmalıdır?
- Zulme taraftar olmamak açısından son günlerde gündemde olan Rusya ve Ukrayna arasında cereyan eden savaşta Müslümanın duruşu, tavrı ve bu savaşa mümince yaklaşımı nasıl olmalıdır?
- Dinen de masum hükmünde olan küçücük çocuklar ve bebekler de bu savaşta zarar görmekte hatta öldürülmektedir. Konuyu değerlendirir misiniz?
2. Müslüman olmayan ülkelerin kendi aralarında savaşması halinde, buralarda bulunan Müslümanların asker veya vatandaş olarak nasıl davranması gerekir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cevap 1:

Bir Müslüman, gayrimüslim iki taraf savaştığında bu savaşa şu şekilde bakmalıdır:

- Taraflardan biri devlet politikası ve halkın çoğunluğu itibariyle Ehl-i kitap, diğeri müşrik ise Ehl-i kitaba taraftar olmalıdır. Bunun örneği Hz. Peygamber (asm) Efendimizin bizzat uyguladığı ve Rum suresinde de işaret buyrulan, Pers ve Bizans İmparatorlukları arasındaki savaşta Resulullah'ın (asm) Ehl-i kitap olan Bizans’a taraftar olmasına benzetilebilir.

- Taraflardan ikisi de inanç açısından eşit ise, o zaman mağdur ve mazlum olanlara taraftar olmak Müslümanca bir tavır ve mümince bir duruş olur.

Son olarak, bu savaştan etkilenmesi muhtemel olan Müslümanlar ve suçsuz kimseler varsa, en az etkilenmeleri için dua etmeli, elinden gelen insani yardımlarda bulunmalı ve zarar görmelerine engel olacak tarafa meyilli olmaya gayret edilmelidir.

Bütün bunlarla beraber, zulmü hoş görmek, taraftar olmak gibi sakıncaları dikkate alarak, kalben meylettiğimiz tarafın -eğer varsa- yaptığı zulümleri de hoş görmemeye dikkat etmeliyiz.

Cevap 2:

Müslüman ülkenin askeri ve o ülkede bulunan Müslüman, İslam’ın savaş hukukuna uymak şartıyla, ne gerekiyorsa onu yapar ve yapmalıdır, ölürse şehit kalırsa gazi olur.

Müslüman olmayan ülkelerin kendi aralarında savaşmaları durumunda, oralarda bulunan Müslümanlar, başta verdiğimiz kurallara uygun olarak taraf olmaları ve şu üç duruma göre hareket etmeleri gerekir:

1. Müslüman Askerler

Müslüman askerin içinde bulunduğu ordu, haksız savaş, sınır tanımazlık ve komşuların topraklarını işgal ordusu ise, Müslüman askerlerin savaşması caiz değildir. Çünkü Müslüman daha işin başında, bu öldürmeden gıdalanan ve savaştan menfaat devşiren orduya katılmayacak; bunun için gerekiyorsa maddi bedel ödeyecek veya başkaca cezasını çekecek.

Nitekim Vietnam savaşında Müslüman boksör Muhammed Ali CLAY bunu yapmış, Amerika ordusuna katılmayı reddetmiş, cezasına katlanmıştı. Rusya’daki Müslüman bunu yaptığında yakın ve kesin hayati tehlikeye maruz kalıyorsa zaruret durumu devreye girer, orduya katılır lakin masumların öldürülmesine sebep olmamak için çarpışma bölgelerinden uzak kalmaya gayret eder.

Eğer bu zalim ordunun savaşı bir İslam ülkesine karşı olursa, haramlık daha güçlü ve daha büyük olur.

Böyle bir savaşta Müslüman asker öldürülürse niyetine göre dirilir.

2. Ülkesi Saldırıya Maruz Kalmış Bulunan Müslüman

Müslümanlar, gayrimüslim ülkede azınlık statüsünde bile olsalar, ülkesinin askerlerine katılıp saldırıya karşı savaşmakla yükümlü olurlar; çünkü bunlar meşru savunma durumunda olurlar.

Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuşlardır:

“Kim (haksız saldırana karşı mücadelede) malını kurtarma uğrunda ölürse şehittir, canını kurtarma uğrunda ölürse şehittir, namus ve ailesini kurtarma uğrunda ölürse şehittir.” (Tirmizi, Diyat, 21; Müsned, 2/221)

3. Savaşan ülkelerden başka bir ülkede yaşayan Müslüman

Eğer savaşan iki tarafın biriyle Müslümanlar arasında bir antlaşma veya sözleşme varsa, antlaşmalı ülke bir saldırıya, bir zulme maruz kalıp Müslümanlardan yardım talep ettimişse, onlara yardım etmek ve zulmü defetmek Müslümanların vazifesidir.

Bu vazifenin örneği, Peygamberimiz (asm), içlerinde Yahudilerin de bulunduğu Medineliler ile imzaladığı bir savunma antlaşması sebebiyle Kureyş’e karşı onları savunmasında vardır.

Mecbur olmadığı ve zaruret de bulunmadığı hâlde zalime yardımcı olmak ise asla caiz değildir, hem kendisi zalim olur hem de zalimlerin zulmüne ortak olur.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun