Erkeklere kadınlardan daha zararlı bir fitne yoktur, hadisindeki kadın kimdir?
“Benden sonra erkeklere kadınlardan daha zararlı bir fitne sebebi bırakmadım.”
- Çünkü İsrailoğullarında ilk fitne kadınlar yüzünden çıkmıştır.
- Hadisinde söylenen kadın kimdir, akıbeti nasıl olmuştur?
Değerli kardeşimiz,
- “Benden sonra erkeklere, kadınlardan daha zararlı bir fitne sebebi bırakmadım.” (Buhârî Nikâh 17; Müslim Zikir 97, 98. Ayrıca bk. Tirmizî Edeb 31; İbni Mâce Fiten 31)
- Hadiste ifade edilen kadın bir tane değil ki, onun kim olduğunu söyleyelim.
Burada genel olarak kadınların erkekler için bir fitne, yani bir imtihan vesilesi olduğuna işaret edilmiştir. Yani zararları karşıt cins olmaları sebebiyle nefsin çekim merkezi olmalarıdır.
Tarih boyunca ve bugün de erkeler için en büyük imtihan alanı ve din imtihanında en zararlı unsurların kadınlar olduğunu kim inkâr edebilir.
Bu ifade, erkeklerin kadınlar için bir fitne unsuru olmadığı anlamına da gelmez. Çünkü kadınlar için de cinsler arasındaki dürtüler itibariyle -tersi kadar olmasa da- birinci planda erkeler olduğunda şüphe yoktur. En güçlü dürtünün cinsel duygu olduğu bilimsel olarak da araştırılmış ve öyle kabul edilmiştir.
Bir hadis-i şerifin rivayetine göre Efendimiz (asm) şöyle buyurdu:
“Kişi evlendiği zaman dininin yarısını korumuş olur. Geriye kalan yarısı için de Allah’a karşı gelmekten sakınsın.” (Heysemi, Mecme’u’z Zevaid, No: 7310; Aclûnî, Keşfu’l-Hafa, 2/239)
Burada söz konusu edilen “kişi”yi yalnız erkek değil kadın olarak da anlamak gerekir.
Ayrıca, hadiste “erkeklerin kadınlar için fitne...” ifadesine yer verilmemesinin bir hikmeti, kadınlara karşı nezaketin korunması, onların rencide edilmemesi, toplumda her zaman bu konuda en fazla ezilen taraf olan kadınlara pozitif bir ayrımcılık yapılmaya yöneliktir.
- Bununla beraber, bazı kadınların ve bazı evlatların erkeler için daha zararlı olduğu da inkâr edilemez.
“Ey imân edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, hoş görür ve bağışlarsanız, bilin ki Allah da çok bağışlayan çok esirgeyendir.” (Tegâbün, 64/14)
mealindeki ayette bu hususa işaret edilmiştir.
Malını ve canını Allah yoluna adayan bazı müminleri, eşleri ve çocukları daha çok duygularına hitap etmek suretiyle bu davranıştan vazgeçirebilirler. "Sen ölürsen biz ne yaparız; savaşa gitme." diyebilirler. "Paranı boş yere harcama, çoluğunu çocuğunu düşün." diyerek, erkeğin hayır yapmasına engel olabilirler. Sahip olduklarından daha fazlasını istemek suretiyle, kocalarını gayrimeşru kazanmaya sevk edip günaha itebilirler...
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Allah, neden Yahudileri helak edip yok etmemiştir?
- Allah neden kadınları güçsüz yaratmıştır? Bunu Hz. Havva'nın cezası ile ilgili bir durum olduğunu söylüyorlar. Sizce neden böyledir?
- Peygamber Efendimiz, “Benimle Allah arasında hiçbir meleğin ve peygamberin ulaşamadığı özel bir vakit vardır.” derken neyi kastetmek istemiştir?
- Yavuz Sultan Selim Alevi katliamı yapmış mıdır?
- Hz. İsa ile Peygamberimizin tebliği arasında farklılığın sebebi nedir?
- Kadın-erkek karışık diye hacca gidilmez mi?
- "İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır." ayetini açıklar mısınız? Her türlü çalışmalarda geçerli midir bu durum? Ne eksik ne fazla, tam karşılığı mı verilir?
- Hz. Nuh, tufandan sonra peygamberliğe devam etmiş midir?
- Allah dinde aşırıya gidenleri sevmez ayeti, radikalliği mi tanımlıyor?
- Batıl yok olmaya mahkum mu?