Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri hakkında bilgi verir misiniz?
Değerli kardeşimiz,
Asıl ismi, Ebü'l-Kâsım Cüneyd b. Muhammed el-Hazzâz el-Kavârîrî (ö. 297/909) İlk devir sûfîliğinin en güçlü temsilcilerinden olan meşhur sûfî.
Bağdat'ta doğdu ve orada yaşadı. Doğum tarihi belli değildir. Ailesi aslen Nihâvendli olup cam ticaretiyle uğraştıklarından Kavârirî nisbesiyle tanınmaktaydı. Bizzat Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri de ipek ticaretiyle meşgul olduğundan Hazzâz lakabıyla tanınmıştır. Ailesinin Nihâvendden Bağdat'a ne zaman geldiği kesin olarak bilinmemektedir.
Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri küçük yaşta tahsile başladı. Ebû Sevr el-Kelbi'den fıkıh okudu. Ebû Ali el-Hasan b. Arefe el-Abdî başta olmak üzere bazı âlimlerden hadis dinledi. Dayısı Serî es-Sakatî ve Ebû Hamza el-Bağdâdî gibi sofilerin sohbetinde bulundu. Zahirî ilimlere büyük önem veren Seri, onun önce şer'î ilimleri öğrenmesini teşvik ettikten sonra. "Allah seni sûfî hadisçi değil hadisçi sûfi kılsın" şeklinde dua etmiştir. Nitekim henüz yirmi yaşında iken fıkıh hocası Ebû Sevr'in ders meclisinde fetva verecek seviyeye gelmişti.
Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri şer'î ilimleri iyice öğrendikten sonra kendini zühd, ibadet ve tasavvufa verdi. Aslında küçük yaştan itibaren tasavvufa hevesli idi. Henüz yedi yaşında iken şükrün ne olduğunu soran Serîye, "Verdiği nimete güvenerek Allah'a âsi olmamaktır." diye cevap vermesi, onun bu alanda ne kadar yetenekli olduğunu göstermektedir. Başta dayısı olmak üzere çevresinde büyük sûfîlerin bulunması, onun küçük yaşta tasavvufa yönelmesine sebep olmuştur denilebilir. Bununla birlikte Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri şer'î ilimlerle de sürekli meşgul oldu. Ca'fer el-Huldinin,
"Hâl ile ilmi Cüneyd kadar mükemmel bir şekilde kendisinde birleştiren başka bir sûfî görmedim. Onu gören hâlinin ilminden üstün, konuşmasını dinleyen ilminin hâlinden üstün olduğu kanaatine varırdı."
demesi ilim ve tasavvuftaki mertebesini göstermektedir. Bundan dolayı "tâvûsü'l-ulemâ" ve "seyyidü't-taife" gibi unvanlarla anılırdı. Mu'tezile âlimi Ebü'l-Kâsım el-Kelbî ona hayran olmuştu. Zira edipler onun sözünden, filozoflar fikrinden, kelâmcılar ilminden faydalanmak için etrafında toplanıyorlardı.
Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri, tasavvufun derinliklerine dalmak ve zihni sürekli ruhî konularla meşgul olmakla birlikte geçimini sağlamak için ticaretle de uğraşıyordu. İbn Nüceyd, onun dükkânında perde ile ayırdığı bir köşede ibadete devam ettiğini söyler. Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri'nin irşad faaliyetine başlayacak bir duruma geldiğini gören Serî onu vaaz vermeye teşvik etmesine rağmen, o kendisinde bu ehliyeti görmediğinden çekingen davranmış, ancak manevî bir işaret üzerine meclis teşkil edip konuşmaya başlamıştı. Bununla birlikte Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri fena ve tevhid gibi tasavvufun ince ve güç anlaşılan konularını kapalı kapılar ardında anlatmayı tercih ediyor(1), bazan da bunları fıkıh perdesi altında gizliyordu.
Birçok ünlü sûfî Cüneyd-i Bağdadi Hazretlerinin sohbetinde bulunmuş, onun müridi ve halifesi olmuştur. Ebû Muhammed el-Cerîrî, Ebü'l-Abbas İbnü'l-Arabî, İsmail b. Nüceyd, Ali b. Bündâr es-Sayrafî, Ebü Bekir Şiblî, Mimşâd ed-Dîneverî, Abdullah eş-Şarânî, Muhammed b. Ali el-Kettânî. Ebû Bekir el-Vâsıtî, Ebû Amr ez-Zeccâcî Cüneyd'in sohbetinde bulunan tanınmış sûfilerdendir(2). Bu sebeple tarikatların tamamına yakın kısmı silsilelerinde Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri'ne yer verirler(3). Mutlak İmam. Küçük Şafii ve Sadr-i Kebîr gibi unvanlarla anılan fıkıh âlimi İbn Süreye de onun sohbetinde bulunmuş, ruhaniyetinin tesirinde kalmış ve manevî alandaki bilgilerini ona borçlu olduğunu ifade etmiştir.
İbnü'I-Mülakkın'ın kaydettiğine göre Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri ölüm döşeğinde iken oturarak namaz kılmış, bunun da bir nimet olduğunu ifade etmiş, istirahat etmesi gerektiğini söyleyenlere namaza durmak suretiyle cevap vermiş ve virdiyle meşgul iken ruhunu teslim etmiştir. Ölümünden az önce hatim indirmiş, yeni bir hatime başlayıp Bakara sûresinden yetmiş âyet okumuştu. 297 (909) yılında vefat etmiş olup cenaze namazında 60.000 kişinin bulunduğu rivayet edilir. 296 veya 298 yılında vefat ettiğine dair de rivayetler vardır. Bağdat'ın Şünûziye Mezarlığı'nda dayısı ve şeyhi Seri'nin yanında toprağa verilen Cüneyd-i Bağdadi Hazretlerinin çeşitli İslâm ülkelerinde makamları mevcuttur.
Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri tasavvuf terimlerini, usul ve esaslarını tesbit ederek tasavvufun ortaya çıkışını sağlayan büyük sofilerden biridir. Tasavvufî görüşleri hem kendi risaleleri hem de kaynak eserler yoluyla günümüze ulaşmıştır. Süfiliğin temel konularından biri, insan ile Allah arasındaki mesafeyi kapatma meselesidir. Ona göre bu mesafe ancak tasavvuf köprüsüyle kapatılabilir. Bundan dolayı tasavvufu, "Her şeyden alâkayı kesip Allah'la olmaktır." şeklinde tarif eder(4). Bu tanımıyla Allah'la kul arasındaki mesafeyi aşmak için insanın Allah'tan başka her şeyden kopması gerektiğini anlatmaktadır.
Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri'nin tasavvufî görüşleri, hem çağdaşı sûfîler hem de daha sonraki mutasavvıflar üzerinde derin tesirler bırakmıştır. Onun açtığı yoldan gidenlere Cüneydî denildiğini kaydeden Hücvîrî, kendi şeyhlerinin de bu zümreye mensup olduklarını belirtmektedir. el-Münkız mine'd-dalâl adlı eserinde belirttiğine göre Gazzâlî'nin tasavvufa yönelmesinde de Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri'nin tesiri olmuştur. el-Lüma', et-Ta'anuf, Kûtü'l-kulûb ve er-Risâle gibi tasavvufun temel kaynakları Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri'nin fikirlerine geniş yer ayırır, onun tasavvufî konulardaki sözlerini delil sayarlar. Süfi tabakat kitaplarında da önemli bir yer tutan Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri'ne bütün tarikat mensupları büyük bir velî nazarıyla bakarlar.
Cüneyd-i Bağdadi Hazretlerinin bazı mektupları günümüze kadar gelmiştir(5). Bu mektupları Ali Hasan Abdülkâdir The Life Personality and Writings of al-Junayd(6) adlı eserinin içinde İngilizce tercümeleriyle birlikte yayımlamıştır. Aynı mektuplar bazı yeni mektupların ilâvesiyle Süleyman Ateş tarafından da Cüneyd-i Bağdadî Hayatı, Eserleri ve Mektupları(7) adıyla yayımlanmıştır.(8)
Dipnotlar:
1. Câmî,Nefahat, s. 87.
2. İbnü'I-Mülakkın, Tabakatül Evliya, s. 137, Ateş,Süleyman, Cüneydi Bağdadi: Hayatı Eserleri ve Mektupları s. 47.
3. Ma'sûm Ali Şah, Tara'ik, II, 440-442.
4. Kuşeyrî, er-Risale, Kahire s. 551, 552.
5. Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 1374.
6. Ali Hasan Abdülkâdir, The Life Personality and Writings of al-Junayd, London 1962.
7. Ateş,Süleyman, Cüneydi Bağdadi: Hayatı Eserleri ve Mektupları, İstanbul 1970.
8. DİA, CÜNEYD-İ BAĞDADİ Md.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Cüneyd-i Bağdadi’ye şeytanın 20 sene hizmet ettiği doğru mu?
- Bayezid-i Bistami'nin "kendimi tenzih ederim" sözünü nasıl değerlendirmeliyiz?
- İmam-ı Rabbani Hazretlerinin hayatı hakkında bilgi verir misiniz?
- Mürşitlerin silsile zinciri uydurma mı?
- Cürcani, Razi, Gazzali tarikat ehli midir?
- Allah'a aşık olmak ne demektir?
- Haris el-Muhasibi'nin hayatı hakkında bilgi verir misiniz?
- İlm-i ledün (ledün ilmi / bâtın ilmi) denilen ilme sahip olanların, sahip oldukları bilgileri açıklamamalarının hikmeti ne olabilir?
- Nakşi tarikatının silsilesi Hz. Ebu Bekir'e mi dayanıyor? Tarikat sahabe döneminden beri var mı?
- Himmeti midesi olanın, kıymeti çıkan şey kadardır, sözü kime ait?