Neden olmuyor?

Tarih: 25.12.2022 - 13:36 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Ben bu hayatta ne yaparsam yapayım olmuyor, işlerim yolunda gitmiyor, hayattan en ufak zevk almıyorum, sevdiğimle evlenemedim.
- Bazen çok bunaldığımda namaz kılıyorum içime öyle bir huzur doluyor ki bunun tarifi bu dünyaya yetmez ama bir türlü devamını getiremiyorum.
- Sokakta bir hayvan görsem hemen yiyecek bir şeyler veririm, benden yardım isteyen kim olursa olsun yardım ediyorum, merhametli ve paylaşmayı çok seven bir insanım.
- Size yalan konuşmayacağım, ara sıra alkol de kullanıyorum ama kurtulmak istiyorum. Şeytanın vesvesesi ve nefsimle bir türlü başa çıkamıyorum. Hesap günü beni bu dünyaya imtihan için gönderen Rabbimin huzuruna mahcup ve suçlu bir şekilde çıkmaktan çok korkuyorum.
- Ben Allah'ın rızasını bu kadar çok kazanmak istiyorken bir türlü yapamıyorum, yoksa beni huzuruna kabul mü etmiyor.
- Nefsimin ve şeytanın beni cehenneme götürmesinden çok korkuyorum. Yalvarırım yardım edin bana.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Allah her insanı, hayatını istikametle devam ettirecek, hayatta kalabilecek ve günahlardan sakınacak bir donanımda yaratmıştır. Bundan aklı yeterli olmayanlar ile bedeni eksik olanlar hariçtir. Bunun dışında hiç kimse ne geçmişte ne de günümüzde bundan muaf değildir.

Mesela, insanoğlu buzullarda mutlu mesut yaşadığı gibi, çöllerde de hayatını gayet normal devam ettirebilmiş, ayda yaşadığı gibi, mağaralarda da hayatını idame etmesini bilmiştir.

Yine Allah’ın insana verdiği akıl, idrak, kalp ve diğer latifelerini yerinde kullandığı için Hz. Ebu Bekir gibi ala-yı illiyyine çıkanlar olduğu gibi, bu cihazlarını yanlış kullandığından dolayı Ebu Cehil gibi esfel-i safiline düşenler de olmuştur.

Sorularınıza gelince:

“Ben bu hayatta ne yaparsam yapayım olmuyor, işlerim yolunda gitmiyor.” diyorsunuz.

Burada yaşadığınız bir iki olumsuz olayı genelleştirerek, kendinize haksızlık ettiğinizi düşünüyoruz. Her insanın hayatında istediği gibi yolunda gitmeyen şeyler olmuştur. Dünya hiç kimse için düz çizgi halinde hep iyi ya da hep kötü gitmez. Bazen güzel şeyler olur, bazen de istemediğimiz şeyler başımıza gelir.

Burada size tavsiyemiz, hayatınızı tekrar gözden geçirin. İlkokuldan bugüne kadar yaptığınız, başardığınız, size iyi gelen şeyleri bir yere yazın. O zaman göreceksiniz ki, aslında hayatınız öyle sürekli başarısızlıkla geçmemiştir. Geçmişte bazı şeyler yolunda gitmiş ise, Allah’ın izniyle başarmış iseniz, yine başaracağınızdan emin olun.

Ayrıca insanın yaşadığı şeyler ne olursa olsun ondan ders aldığı sürece, hayatta daha da güçlenir. Çünkü en azından bir şeyler öğrenmiştir. Hayat tecrübesi ne para ile satın alınabilir ne de kitaplarda okuyarak kazanılabilir. Oysaki sizin bundan sonraki hayatınıza daha güçlü devam etmeniz için bir yığın acı hayat tecrübeniz oluşmuş.

Bundan dolayı geçmişte “yolunda gitmedi” dediğiniz olayları tekrar gözden geçirin, nerede bilerek veya bilmeyerek hata yaptığınızı anlamaya çalışın. Bunları bir yere yazın ve bundan sonraki hayatınızda hatalarınızı tekrar etmemeye azamı ihtimam gösterin.

Yine bu çerçevede kendinizi daha iyi tanımaya çalışarak, güçlü ve zayıf yönlerinizi tespit etmeye çalışın. Yani manevi sermayenizi iyi tanıyarak yerinde kullanmaya gayret gösterin.

“Kader gayrete âşıktır.” sözünü rehber edinerek, pes etmeden daha fazla gayret göstererek hedeflerinizi gerçekleştirmeye çalışın. Çaba sarf etmeden, gayret etmeden, planlı ve programlı olmadan, usulüne göre davranmadan, insan ilişkilerini bilmeden, insanlar arası iletişime dikkat etmeden atacağımız adımlarımızda sonuç almamız zordur. Bu her insan için geçerlidir. Bugün belirli bir yere gelmiş kim varsa, hayatlarını incelediğimizde bu ve benzeri prensiplere dikkat ettiklerini görürüz.

Bir diğer sorunuz “Hayattan en ufak zevk almıyorum.” ne yapmalıyım?

İçinde bulunduğunuz olumsuz ruh hâlinden dolayı ağır bir depresyonda bulunduğunuzu düşünüyoruz. Çünkü depresyonda bulunan insanlar hayattan zevk alamazlar, ama depresyon durumu geçicidir. Bu psikolojik durumdan çıkar çıkmaz yine eskisi gibi hayattan zevk aldığınızı göreceksiniz.

Bu konuda size tavsiyemiz:

- Allah’la olan irtibatınızı kesmeyin. Namazlarınızı düzenli ve en doğru şekilde kılın. Kur'an okuyarak ferah bulun, manevi havası olan mekânları ziyaret edin.

- Her şeyin geçici olduğunu, sizin de birçok yeteneğinizin olduğunu, ama içinde bulunduğunuz ruh halinden dolayı kendinize haksızlık ettiğinizi düşünerek, Allah’ın izniyle ve ona güvenerek özgüveninizi canlı tutun.

- Düzenli olarak fiziksel etkinlik yapın. Mesela, her gün bir iki saat düzenli olarak yürüyün, spor yapın, koşun, imkânınız varsa bir spor salonuna gidin ağırlık çalışın. Yani mutlaka hareket halinde olun. Çünkü bu durum sizin beyin kimyanızı değiştirecek ve mutluluk hormonu salgılamanıza neden olacaktır.

- Yalnız kalmamaya, içinize kapanmamaya çalışın. İnsan sosyal bir varlıktır, ancak başka bir insanla iyileşebilir. Samimi, gerçek dostluklar kurun. Akraba bağlarınızı güçlendirin.

- Kendinize yeni hedefler koyarak, zihni meşguliyetinizi artırın.

- İmkânınız varsa, dini bütün bir ruh sağlığı uzmanı ile görüşmenizi tavsiye ederiz.

Bir diğer sorunuz: “Bazen çok bunaldığımda namaz kılıyorum, içime öyle bir huzur doluyor ki bunun tarifi bu dünyaya yetmez, ama bir türlü devamını getiremiyorum.”

Namaz kılarak huzur bulmanız çok önemlidir. Yani hayatınıza huzur katacak bir kaynağınızın olması her açıdan kıymetlidir. Bunun için sizi tebrik ediyoruz.

Namazda ihtiyacınız olan huzuru bulmanıza rağmen zaman zaman kılamamanız da içinde bulunduğunuz depresif ruh haliyle ilişkilidir. Depresyonda olan insanların canı hiçbir şey yapmak istemez, bazen yemek bile yemek istemezler. İnşallah depresyondan çıkar çıkmaz, yeniden namazlarınızı düzenli kılacaksınız.

Birçok konuda olduğu gibi bu konuda da iradenize sahip çıkmanız gerekiyor. Ayrıca namaza verdiğiniz anlamı yeniden gözden geçirin. Namazı sadece huzur bulmak için mi kılıyorsunuz, içinde bulunduğunuz ruh halinden kurtulmak için mi, yoksa bunların yanında en önemlisi Allah’ın emri olduğu için mi ve ona karşı görevimiz olduğu için mi kılıyorsunuz.

Namaza tüm bu anlamlar ışığında yaklaşıp, günlük planlarınızı namaza göre ayarlarsanız ibadetlerinizin devamı için iyi olacaktır.

Son sorunuza da yine bu çerçevede cevap vermek istiyoruz:

“Ara sıra alkol de kullanıyorum ama kurtulmak istiyorum. Şeytanın vesvesesi ve nefsimle bir türlü başa çıkamıyorum. Hesap günü beni bu dünyaya imtihan için gönderen Rabbimin huzuruna mahcup ve suçlu bir şekilde çıkmaktan çok korkuyorum.”

Öncelikle günah ve vesveselerinizden dolayı Allah’tan korkmanız takdire şayan bir durumdur. Sizi bunun için ayrıca tebrik ederiz.

Değerli kardeşimiz, insan sadece akıldan ve mantıktan ibaret bir varlık değil. Öyle olsaydı hep kendisi için bilinçli olarak en iyi olanı, en doğru olan yapardı. Sizin gibi istediği gibi günahlardan kaçınır, hep ibadetle meşgul olurdu.

Oysaki insan mantıklı ve bilinçli davranmakla beraber çoğu zaman bilinçaltı, duyguları ve nefsi tarafından yönlendirilir. Bazen bunlar ağır bastığı için, bile bile zararına olacak adımlar atar. Kılacak şişeleri elmasa tercih eder. Örneğin namazın Allah’ın emri olduğunu bildiği halde ihmalkârlık eder, sigaranın zararlarını bilmesine rağmen günde bir iki paket sigara içer.

Bunun önüne geçmek için dinimiz bazı önlemler almıştır. Bunun içinde değil günah işlemek, insanları günah işlemeye götürecek yolları bile kapatmıştır. Çünkü o yollara girildiği zaman, artık mantık devre dışı kalabiliyor, duygular hükmünü icra edebiliyor. Mesela, içki içilen mekâna gidildiği zaman veya içki içen arkadaşlarla bir araya gelindiği zaman, içki içmeye doğru duygusal beyin kişinin iradesini kırabiliyor. Veya diğer günahlara yaklaşıldığı zaman da aynı şeylerin yaşanması muhtemeldir. Örneğin, sosyal medyada namahremlerle konuşmak, sohbet etmek, kişinin duygularını coşturup iradesini elinden alabiliyor.

Bundan dolayı size tavsiyelerimiz, öncelikle sizi günaha götürecek yolları kapatmanızdır. Bunu siz daha iyi bilirsiniz. Ne sizi günaha yakınlaştırıyorsa, ondan uzak durun.

İkinci olarak da ibadetlere ağırlık vererek imanınızı korumaya çalışın. Çünkü Bediüzzaman’ın da ifadesine göre;

 “Akaidî ve imanî hükümleri kavî ve sabit kılmakla meleke hâline getiren ancak ibadettir. Evet, Allah’ın emirlerini yapmaktan ve nehiylerinden sakınmaktan ibaret olan ibadetle, vicdanî ve aklî olan imanî hükümler terbiye ve takviye edilmezse, eserleri ve tesirleri zayıf kalır. Bu hâle, âlem-i İslâm'ın hal-i hazırdaki vaziyeti şahiddir.” (İşaratü'l-İ'caz, Bakara Suresi 21-22. Ayetlerin Tefsiri)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun