Psikolojim nasıl düzelir?

- Namaz kılıyorum, Kuran okuyorum, Cevşen ve Risale-i Nur okuyorum, bütün haramlardan sakınıyorum.
- Psikiyatriye gidiyorum ilaç kullanıyorum ama hayattan asla zevk alamıyorum ölmek istiyorum ama rabbim yasakladığı için onu da yapamıyorum.
- Çalışmak istemiyorum evden çıkmak istemiyorum bu dediklerim çocukluğumdan beri olan şey.
- Ben neden düzelemiyorum nerde yanlış yapıyorum?
- Allah'a ibadet edenler hayattan lezzet alıyor psikolojileri bozuk değil, ama ben neden böyleyim?

Değerli kardeşimiz,

Ruhsal sıkıntılar da beden hastalıklarına benzer. Her ikisinin de tedavisi öncelikle sağlıklı bir muayeneden geçer.

Nasıl ki bir doktor, “Ben hastayım, ağrılarım var.” diye yazan birisi için isabetli bir teşhis koyamazsa, “Ruhsal sorunlarım var.” diyen birisi için de sağlıklı bir öneride bulunmak zordur, hatta bedensel hastalık teşhisinden bir kat daha zordur. Çünkü ruhsal sıkıntıların kaynağı, kişiden kişiye göre değişir.

Aynı geçmişi olan, aynı travmayı yaşayan iki kişinin bundan etkilenmesi ve yapacakları şeyler farklıdır.

Sözünü ettiğiniz ruhsal sıkıntı, çocukluğunuzdan beri devam ettiğine göre, genetik de olabilir. Bunun için ciddi bir sorun veya travma yaşamanız da şart değil. Yani illa da bir neden aramanıza da gerek yoktur.

Ancak anladığımız kadarıyla, depresif ruh hâliniz devam ettikçe sizin de sabrınız tükenmiş ve normal ruhsal sıkıntıya bir de “Neden geçmiyor?” sabırsızlığı ve kaygısı eklenmiş.

Öncelikle bu konuda sizi takip eden doktorunuzdan, rahatsızlığınızın ne kadar sürede geçebileceğini öğrenmenizde fayda var. Eğer uzun bir süre devam edecekse, ağrılarınızı kaldırmaktan vazgeçin, hafifletmenin yollarına bakın.

Bu çerçevede size tavsiyemiz, başta kendiniz olmak üzere, olaylara, dünyaya, çevrenize pozitif bakmaya çalışın. Önce elinizde olan nimetlerin listesi yapın ve bu nimetler ve güzelliklerin değerini hissederek şükredin. Bu aynı zamanda bir psikoterapi yöntemidir.

Mesela iki gözünüz varsa, göz nimetleriyle yaşadığınız güzellikleri düşünün: Dünyayı, denizi, ormanı, binbir çiçeği, onlarca meyveyi, insanları vb. görüyorsunuz.

Tüm bu güzellikleri yaşayabiliyorsunuz. Bunlara sahip olmayanların karanlık dünyasını düşünmek bile istemeyeceksiniz. İki gözünüzün ne kadar değerli olduğunu hissedip sevinin, şükredin.

Aynı şeyleri kulağınız, ağzınız, elleriniz, ayaklarınız ve diğer organlarınız için düşünün ve şükredin. Bunları yüzeysel olarak değil, gerçekten inanarak düşünün ve ruhunuzda hissedin.

Şükür ettikçe, var olan güzellikleri gördükçe içinizi daha güzel duygular kaplayacaktır.

Bunun yanında mutlaka sosyalleşin. İnsan sosyal bir varlıktır, huzuru da toplumladır, insanladır. Arkadaşınız yoksa dini cemaatlere, kurslara, İslami vakıflara, derneklere gidin. Oralarda sorumluluk alın, görev yapın, çevre edinin...

Yaşınıza, eğitim durumunuza ve cinsiyetinize uygun hobiler edinin ve kendinizi geliştirin.

Açık lise, açık üniversite, halk eğitim merkezleri vb. gibi imkânları değerlendirin. Kendiniz geliştirdikçe öz güveniniz artacak, çevreniz artacaktır. Bu da sizin ruh halinize iyi gelecektir.

İnsanın ruhuna en iyi gelen şeylerden birisi de iyilik ve yardım etmektir. Bu çerçevede yardım edebilecek bir kuruluşta gönüllü olarak çalışmanız da çok iyi gelecektir.

Dünyanın sıkıntılarını ve dertlerini gözünüzde çok büyütmemeye çalışın.

Sonsuz senelik bir hayat içinde en fazla 40-50 yıllık sıkıntılı bir hayatın fazla bir önemi de yoktur. Bundan dolayı, sık sık ebedi hayatınızı, cenneti ve orada kazanacaklarınızı düşünerek ibadetlerinizi artırın.

Başta aile bireyleri olmak üzere, yakın çevrenizle iyi geçinmeye çalışın.

İnsanın ruhuna azap veren şeylerin başında, yakın çevresine duyduğu küslük, inat, öfke, kin, nefret, düşmanlık gibi duygulardır. Bunlardan kurtulursanız, ruhunuz daha çok hafifleyecektir.

Dua, kulu Allah’a sığındığı ve onunla sohbet ettiği bir ibadettir.

İbadetlerinizi ve dualarınızı Allah’ın huzurunda ve onunla konuşuyor ve yardım istiyorsunuz, duygusu içinde yaşayıp ilahi huzuru içinizde hissedin.

Rabbim yâr ve yardımcınız olsun.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet