Çok mutsuzum, cennete gitsem de kurtulsam her şeyden?

Tarih: 08.09.2023 - 07:23 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Hayattan, her şeyden bıktım. Çok mutsuzum. Keşke bir an önce cennete gitsem de kurtulsam her şeyden.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Yaşınızı, cinsiyetinizi ve sıkıntılarınızın neler olduğunu bilemediğimizi için size ancak genel bilgiler ışığında yardımcı olmaya çalışacağız.

İnancımıza göre, imtihan için dünyaya gönderilen insanın temel görevi Allah’ı tanımak ve ibadetlerini yerine getirmektir. Bu süreçte insan, imanını güçlendirmek, istidatlarını inkişaf ettirip kemale ermek ve cennete layık bir hâle gelmek için de çeşitli sıkıntılara ve zorluluklara maruz kalmaktadır.

Bu ağır imtihana en fazla maruz kalanlar ise, başta Allah’ın en sevdiği kulları olan peygamberler, sonra ise evliyalar ve diğer salih kullarıdır.

İmtihan sırrına binaen bu sıkıntılardan muaf hiç, ama hiç kimse yoktur. Yani, çevrenizdeki herkesin farklı boyutlarda, ama farklı zamanlarda zorlanacağı ağır imtihanları mutlaka vardır.

Bir çekirdeğin meyveler vermesi için toprağa atılması gibi, Allah da cennet meyveleri verelim diye bizleri cennet ambarından dünya tarlasına göndermiştir. Elbette bu dünya tarlasının da kendine göre birtakım sıkıntıları olacaktır.

Buna karşı, rahmet ve merhamet sahibi olan yüce Rabbimiz, yine de aciz ve zayıf olan insanlara bu ağır yükün altında ezilmemeleri için, sabır, dayanma, tevekkül etme, uyum sağlama gücü vermiştir.

Bundandır ki, sabır gücünü sağa sola sarf etmezse her insanda her sıkıntıya kâfi gelecek bir potansiyel mevcuttur.

Her konuda bizlere örnek olan peygamberlerin musibetler karşısındaki dayanma güçleri bu gerçeği bize en uç noktada ispatlıyor. Biz de istersek, her sıkıntıya karşı dayanabiliriz. Nitekim yakın bir geçmişte yaşadığımız deprem felaketinde, aynı yerde bulunan bir kişi iki gün dayanmazken, bir diğeri Rabbimizin yardımıyla iki ay kadar kalabilmiştir.

Diğer taraftan yine Rabbimiz, biz insanlara olan merhametinden dolayı verdiği sıkıntı ve zorlukları sürekli kılmamakta, zaman zaman verip, tekrar rahatlatmaktadır. 

Bediüzzaman Hazretleri bunu şu veciz ifadelerle dile getirmektedir:

“Evet, bakınız, zaman hatt-ı müstakim (düz bir çizgi) üzerine hareket etmiyor ki, mebde ve müntehâsı birbirinden uzaklaşsın. Belki küre-i arzın hareketi gibi bir daire içinde dönüyor. Bazen terakki içinde yaz ve bahar mevsimi gösterir. Bazen tedennî içinde kış ve fırtına mevsimini gösterir. Her kıştan sonra bir bahar, her geceden sonra bir sabah olduğu gibi, nev-i beşerin dahi bir sabahı, bir baharı olacak inşallah. (bk. Hutbe-i Şamiye, Envar, 2018, s. 35)

Bu çerçevede Mevlana Hazretlerinin de şu güzel sözlerini hatırlatmakta fayda var:

Her şeye canını sıkma ey gönül;
Ne bu dertler kalıcı,
Ne de bu ömür...

Siz de sıkıntılarınıza bu çerçeveden bakın:

Yani sıkıntıların hayatın bir gerçeği olduğunu, normal olduğunu, herkesin bir şekilde hayatında sıkıntılara, ağır imtihanlara maruz kaldığını, ama hiçbir şeyin kalıcı olmadığı bu dünyada sıkıntıların da kalıcı olmayacağını, bize düşen şeyin sabır ve tevekkül ile dayanmak olduğunu sık sık düşünün.

Görüldüğü gibi, Allah’tan gelen sıkıntılarımızı yine onun bize verdiği düşünce ve iman gücü ile hafifletebiliyoruz.

Dolayısıyla sorun ve sıkıntılara karşı bakış açınızı ne kadar çok değiştirirseniz o kadar rahatlayacaksınız. Mesela, "Hayat, musibetlerle hastalıklarla, sorunlarla kemal erer, mükemmel olur." sözünü sık sık hatırlayın ve sıkıntılarınızı olgunlaşmanıza, mükemmelleşmenize vesile görün.

- Diğer taraftan, hayatın sıkıntıları yanında elbette çok güzellikleri de vardır. Ama insan sorunlarla boğuştuğu zaman, sadece olumsuzluklara odaklanır, diğer güzellikleri görmez. O zaman da hayat çekilmez olur.

Muhtemelen siz de içinde bulunduğunuz zor günlerin etkisiyle olsa gerek, büyük oranda hayatın sorunlu yanlarına çok fazla odaklanmışsınız. Bundan dolayı da sadece onları görüyorsunuz.

Bu açıdan size tavsiyemiz, hayatınızda sahip olduğunuz her güzelliği tekrar tekrar yazın, düşünün ve minnettar olun, şükredin. Mesela, dünya ve içindeki güzelliklerini görecek, bin bir rengi temaşa edecek iki gözünüzün ne kadar değerli olduğunu hissedin ve şükredin.

Diğer organlarınız, diğer sahip olduklarınız, anneniz, babanız, varsa eşiniz veya çocuklarınız, diğer arkadaş ve akrabalarınız, güzel günleriniz, güzel anılarınız, iyilikleriniz, yardımlarınız vb yani sizi sevindirecek, hayatınızı anlamlı kılacak şeyleri de düşünün ve Allah’a sık sık şükredin.

Yüce Yaratıcımız Kuran-ı Kerim'de içinde bulunduğumuz duruma kendimizce bir anlam vermeden önce düşünmemizi emreder. Çünkü hiçbir şey tesadüfü olmadığı gibi, hiçbir şey de göründüğü gibi değildir. Arkasında bizim bilmediğimiz nice hikmetler vardır.

Bize düşen şey, olayların arkasında bulunan hikmetleri, kaderin izini düşünüp tevekkül etmektir.

“Her hayırda bir şer, her şerde bir hayır vardır... bilmezsiniz.” (Bakara, 2/216).

“Yerde ve göklerde olan her şeyi bilir. Allah her şeye kadirdir.” (Al-i İmran, 3/29)

diyerek sabırla beklemektir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun