Basiretim mi bağlandı?

Tarih: 26.12.2023 - 17:03 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Basiret bağlanması nasıl tedavi edilir?
- İbadetleri yaparken zorlanıyorum tamamlayamıyorum. Basiretim mi bağlandı?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İçinde bulunduğunuz ruh hâli, basiret bağlanması değildir. Daha çok can sıkıntısı, hafif bir depresyon belirtisi, hayattan memnuniyetsizlik veya yakın zamanda başından geçen üzücü bir olayla ilgili olup, manevi iklimden uzak kalmanızla ilgili gibi duruyor.

Bu durumun düzelmesi için ya o sorunun altında yatan nedenin ortadan kalkması, çözülmesi veya o soruna sizin bakış açınızın değişmesi gerekiyor.

Sorunuzda ayrıntılı bilgi olmadığı için, size özel değil de sizin durumunuzda olanlara da cevap olabilecek genel tavsiyelerimiz olacak:

- Öncelikle içinde bulunduğunuz durumun gerçek nedeninin ne olduğunun farkında olmaya çalışın. Yani ibadetlere karşı olan bu isteksizliğinizin altında neyin yattığını bulmaya çalışın.

Bunun en kolay yolu, aklınızdan geçen bilinçli veya otomatik düşünceleri takip etmenizdir. Çünkü insanın duygularını, mesela can sıkıntısı, isteksizlik vb, belirleyen şey kafasından geçen olumsuz düşüncelerdir.

Bu anlamda düşüncelerin uyandırdığı olumsuz duygular, kaldırımda yürürken yanınızdan hızla geçen bir aracın arkada bıraktığı egzoz dumanı gibidir. Arabanın hangisi olduğu ve ne zaman geçtiğini bilemeyiz, ama dumanı bizi boğar. Hangi arabanın egzozundan çıkan dumanın bizi rahatsız ettiğini bilirsek, ya oradan uzaklaşır veya başka önlem alırız.  

Aynen bunun gibi kafamızdan onlarca düşünce hızlıca akıp gider, bazılarını fark ederiz, bazılarını da fark etmeyiz. İşte bu düşünceler, içeriğine göre bizde olumlu veya olumsuz duygular uyandırır, bizi boğar. Bu, bazen can sıkıntısı, bazen hüzün, bazen de karamsarlık vb. olarak kendisini gösterir.

Hangi duygunun bizde olumsuz duygular uyandırdığını fark edersek, onun üzerinde çalışabilir, ne kadar gerçek veya gerçek dışı olduklarını fark edebiliriz. En azından bizi etkilemelerine izin vermeyiz.

- Sizi rahatsız eden düşünceyi veya düşünceleri bulduktan sonra, sizi etkilemelerini önlemenin en iyi yollarında birisi de onlara bakışınızı değiştirmenizdir. Çünkü insanları rahatsız eden şey, çoğunlukla olaylar / davranışlar değil, insanların o olaya verdiği anlamdır.

Aynı olayı iyi yorumlayıp huzurlu olurken, kötü yorumlayıp depresyona girmekte mümkündür. Burada kastettiğimiz poliyannacılık değil. Olayı gerçekçi bir biçimde değerlendirmektir.

Mesela, bir arkadaşınız size selam vermeden yanınızdan geçtiyse, buna hemen olumsuz anlamlar vermek yerine, ilk anda iyi anlamlar vermek, daha sonra ise uygun bir vakitte nedenini sormaktır. Mesela, “beni takmadı, değer vermedi, önemsemedi, burnu havada, artık benimle arkadaş olmak istemiyor yerine, belki dalgındı, muhtemelen bir sıkıntısı vardı veya beni görmemiş de olabilir vb.” derseniz daha huzurlu olursunuz.

- Sıkıntı ve sorunlarınız varsa bunları görmezlikten gelmek veya bastırmak yerine fark edin, değiştiremeyeceğiniz şeyleri kabullenip, onlardan dersler çıkarmaya çalışın. “Bazen bir musibet bin nasihatten iyidir.” atasözü işte bu durumu anlatmak içindir.

Gerekli dersleri çıkarmak sizin ileriki hayatınız için çok kıymetlidir. Değiştirebileceklerinizi için de çözüm arayın. 

- “Allah hiçbir kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez...” (bk. Bakara, 2/286) diyerek, Yüce Yaratıcı'dan sabır dileyin.

- Engellerden kaçmak yerine onları aşmaya çalışın. Sorunun kendisine odaklanıp duygu durumunuzu bozmak yerine, çözüme odaklanın, çözüm için alternatiflerin neler olabileceğini düşünün. Birisi olmazsa, diğerini deneyin.

- Hayatınızdaki her olayda olumsuzlukları yakalayın, ama olumlulukları da görün ve şükredin. O zaman, hayatta mutlu ve huzurlu olmak için ne kadar çok nedeninizin olduğunu göreceksiniz.

- Hayatta her zaman sıkıntılar, zorluklar olacaktır; bunları zorluklarla mücadele edip kendinizi geliştirmek için fırsata çevirin. Kendinizi çaresiz hissedip, içe kapanmak yerine alternatif yollarla hayat yolunda güçlenmeye çalışın. Mesela, ibadetlerinizdeki tembellik veya isteksizlik sizi araştırmaya, neden ve niçinleri sorgulamaya itmiş. Bu konuda bulacağınız çözümler, sizi ileride daha büyük sorunlara karşı daha da hazırlıklı yapacaktır.

Allah insana âdeta sınırsız bir sevgi kabiliyeti vermiştir. İnsan bazen yanlışlıkla bu sevgisini bir kişiye veya sınırlı bir iki uğraşa, nesneye veriri. Onlar gittiklerinde veya kaybolduklarında sevgisiz kalır, depresyona girer, yaşam sevincini kaybeder. Oysaki hayatta o kadar çok sevilecek şey var ki, sev sev bitmez. Mesela, kâinat ve içindeki tüm mahlukatın ayrı bir güzelliği var, gökyüzü ayrı bir güzellikte yer yüzü ayrı bir güzellik, dağlar, ağaçlar, kuşlar, balıklar ayrı bir güzellikte. Kısaca sevginizi sayısız mahlukat ve nesne için açın. Tarihi mekânları, güzel mimarileri, bağ ve bahçeleri gezin.

Çevrenizdeki dost sayısını artırın, her birisi ile çok yakın olmanız şart değil, önemli olan dost olarak konuşmak ve sohbet etmektir.

- İbadetlerdeki tembelliğin ve isteksizliğin bir nedeni de günahlardır. Günümüzde günahlar sel gibi üzerimize geliyorlar. Kişi dışarı çıkmasa da akıllı telefonlar ve TV’lerle mağarada olsa bile her gün binlerce günaha, harama maruz kalıyor. Bunlar da kalbinde yara açıp, ibadetlerden uzaklaştırabiliyor. Onun için bu konuda kendinize sınırlamalar getirin, sosyal medya kullanımını en az düzeye indirin. Günahlarınıza karşı da bol bol tövbe ve istiğfar getirin. Kalpten yapılan tövbeler, inşallah kabul edildiğinde eski günahlarınızın sevaba dönüşeceğini ümit edin. İnşallah kısa bir zaman sonra ne kadar huzurlu olacağınızı göreceksiniz.

- Günümüz insanı, medya aracılığı ile sürekli İslamiyet ve Allah inancı ile ilgili kafalarda soru işaretleri oluşturmak amaçlı sorgulamalara maruz kalıyor. Bu sorgulamalar bilinçaltında soru işaretlerine, onlar da zamanla şüpheye neden olabiliyor. Kişinin bilinci kabul etmese de bilinçaltı taşıdığı şüphelerden dolayı ibadetlere tam sarılamıyor. Çünkü insanın davranışlarını yöneten yüzde doksan bilinçaltıdır. 

İşte bu durumdan kurtulmak, bilinçaltını şüphelerden temizlemek için, imanın kuvvetlenmesine yönelik eserleri daha sık okuyun, dini sohbetlere katılın, sizin gibi düşünen imanlı insanlarla imanı meseleleri karşılıklı müzakere edin...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun