Kuran’a göre gök çatı mıdır?

Kuran’a göre gök çatı mıdır?
Tarih: 06.07.2021 - 20:02 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bakara 22’deki göğü bina yaptıdan kasıt nedir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Göğü bina yapmaktan maksat, görünürde insanların ikamet ettiği yer küresinin üstünde kubbemsi bir yapı, bir tavan gibi olduğuna işaret etmektir. (bk. İbn Kesir, ilgili ayetin tefsiri)

Bir manası da hakikaten göğün tavan gibi korumalı ve koruyucu bir dam / bir tavan olmasıdır. Nitekim, “Gökyüzünü korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise, gökyüzünün işaretlerine sırt çevirmektedirler.” (Enbiya, 21/32) mealindeki ayetten iki farklı ve birbirine çelişmeyip tamamlayan yorumlar çıkarılmıştır. 

Birincisi: Kur'an’ın ilk muhataplarına göre “semanın korunması”, “cin ve şeytanların mele-i alada olup bitenden haberdar olmalarının engellenmesi.”

İkincisi: Günümüzde astronomi ilminin elde ettiği gelişmeler ve ulaştığı veriler, bu ayeti “Dünyayı saran atmosferin hayata zarar verecek ışık ve gök cisimlerinden korunmuş olması” şeklinde de anlamamıza imkan sağlamıştır.

Allah Teala kullarını yaratıp kendi hallerine bırakmamış; onların yaratılış amaçlarına doğru ilerleyebilmeleri için maddî ve manevî ihtiyaçlarını karşılamış; yani bunları karşılayacak bir kainat düzeni kurmuş, "Kayyûm" isminin tecellisi olarak da bir an bile ihmal etmeksizin bu düzeni korumuş, yürütmüş ve gözetmiştir.

Yeryüzünü insanların burada oturmalarına, istirahat etmelerine, huzur bulmalarına ve üretim yapmalarına uygun kılmıştır.

Yerkürenin her noktasından yukarıya doğru bakıldığında görülen ve görülemeyen bütün uzaklıkların ve yaratılmış varlıkların bir kısmı "sema"dır. Bu da uzay dahil olmak üzere maddî (şehâdet, mülk) ve kısmen manevî (gayb ve melekût) alemleri demektir.

Uzaydan ve manevî semalardan sonra her biri diğerinden büyük olup onu kuşatmak üzere kürsî, arş ve melekût aleminin diğer katmanları gelmektedir.

Uzayda sağlam, ince, dengeli ve hikmetli bir düzen ve yapı oluşturulmuştur. Bu yapı hem dengeyi hem de dünyadakilerin gök cisimlerinden, gökte olup bitenlerden zarar görmemelerini sağlamaktadır.

İnsanlara verilen bilgi edinme ve bilgiden yeni bilgilere ulaşma kabiliyeti doğru kullanıldığı takdirde yaratıcı Allah'ın varlık ve birliğine kolayca ulaşmak mümkündür.

Kuvve halinde (potansiyel olarak) insanda mevcut olan bu bilgiye rağmen onun, Allah'a ortak koşması, O'nu bırakıp başka varlıklara tapınması veya itaat etmesi veya her şeyin kendiliğinden ve bir tesadüf sonucu oluştuğuna inanması "bile bile şirk koşmak ve inkâr etmek" sayılmaktadır. Çünkü bu inanç ve anlayış (inkâr ve şirk) insanın fıtrat ve tabiatına (potansiyel bilgisine) ters düşmektedir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun