Köleye, neden efendisine itaat etmesi şart koşulmuş?

Tarih: 29.04.2015 - 02:22 | Güncelleme:

Soru Detayı

"Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden kimse için mahrumiyet vardır. Babasından başkasına ait soy iddia eden soysuzlar yahut efendisi başkasına intisaba kalkan köle, Allah'ın, meleklerinin ve bütün insanların lanetine uğrasın."
- Veda Hutbesi'nde geçen bu cümleleri açıklayabilir misiniz?
a. Köleye, neden efendisine itaat etmesi şart koşulmuş?
b. Babasından başkasına ait soy iddia edenler derken kimler kastedilmiştir?
c. "Zina eden kimse için mahrumiyet vardır." derken Efendimiz (sav) ne kastediyor?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

a. Kölelik İslam’dan önce var olan bir kurum olmakla beraber, birden kaldırılması mümkün değildi. Bunun için İslam dini, onlara insanlık onuruna yakışır bir şekilde ve reform sayılan yeni düzenlemeler, prensipler vazetti.

Mesela, onlara “köle” sözcüğü yerine yaşına göre, “evladım!, kardeşim!” gibi ifadelerin kullanılması; Efendilerin giydikleri elbiselerden onlara giydirmeleri, yiyip içtiklerinden onlara yedirip içirmeleri tavsiye edilmiştir. Ayrıca her fırsatta dini bir kefaret kuralı işletilerek kölelerin azat edilmesi prensibi getirilmiştir.

Bütün bu düzenlemelerle, ileride köleliğin tamamen ortadan kaldırılması hedeflendiği açıktır.

Bununla beraber, bir disiplin dini olan İslam, mevcut hukuk sistemine uygun hareket etmeyi göz ardı edemezdi. Mevcut sistemde köle belli bir hak-hukuka bağlı olarak efendisinin emrinde hareket etmesi gerekir. Yoksa anarşi kol gezer.

İşte cemiyet hayatının sosyal, ekonomik ve siyasal boyutunu yakından ilgilendiren köle efendi münasebetlerini, amir-memur, patron-işçi gibi bir disiplin altına almıştır.

İlgili hadisi bu çerçevede değerlendirmek gerekir.

b. “Babasından başkasına ait soy iddia edenler” derken kastedilenlerin belli olduğunu düşünüyoruz. Eskiden bazı kimseler yıllar sonra bir baba buluyordu. İbn Muğire bunlardan biridir.

Bundan anlaşılıyor ki, bazı kimseler, kendilerine güzel bir soy bulmakla soysuzluklarını onura çevirmek istiyorlardı. Bunun pek çok hukuki sonuçları vardır. Yanlış yere böyle bir hak sahibi olmak haksızlıktır.

İşte hadiste buna mani olunmak istenmiştir. Çünkü müşahhas bir şekilde bir aileye mensup olduğunu söyleyen kimse, bununla haksız yere pek çok hak-hukuka sahip olur. (krş. Nevevi, 9/144)

Ayrıca, maddi-manevi fayda sağlamak için yalandan kendilerinin “seyyid” olduklarını söyleyenler de bunun içine dahildir.

Alimlere göre ayrıca, bir Kürd'ün Türk veya Arap olduğunu, bir Türk’ün Kürt veya Arap olduğunu veya bir Arab’ın Kürt veya Türk olduğunu söylemesi de bu yasağın içindedir.

Hadiste “bilerek” kaydı önemlidir. Yoksa birisi kendisini öyle bilirse ve o bilgisinde yanılmışsa bunda bir sakınca olmaz.

c. İlgili hadiste yer alan “Zina eden kimse için mahrumiyet var.” ifadesi Müslimde de geçmektedir. (bk. Müslim, Rada’, 36)

Bunun manası şudur: Zina sebebiyle gayrimeşru olarak baba olan bir kimsenin, o çocukta hukuki hiçbir hakkı yoktur. Çünkü o onun gerçek/meşru çocuğu değildir. (bk. Nevevi, 10/37)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun