Kocamın ailesi psikolojik şiddet gösteriyor, ne yapmalıyım?

Tarih: 27.09.2021 - 12:48 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Evlendiğim andan itibaren kocamın ailesi tarafından kabul görülmedim ve psikolojik şiddete maruz kaldım ve hâlâ da kalıyorum, artık ben ve çocuklarımın onlarla görüşmesini istemiyorum.
- Ama kocam bana bu konuda baskı yapıyor, Allah rızası için görüşmem gerektiğini söylüyor.
- Bu konuda ne yapmalıyım?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kocanızın akrabası size eziyet etmeye devam ederse siz onlarla görüşmek zorunda değilsiniz. Fakat çocuklarınızın görüşmesine de –onları size düşman kılmaya, sizden nefret ettirmeye çalışmadıkları sürece- engel olmazsınız.

Evliliklerin başlangıcında karşılıklı yapılan yanlış davranışlar, kırıcı sözler ve ön yargılı yaklaşımlardan dolayı, erkeğin ailesi ile gelin arasında sorunlar maalesef her zaman olagelmiştir. Yani her evli çift az–çok bu gerginliği yaşamıştır. Bu durum ne günümüze ne de size has bir durumdur.

Bunun için öncelikle konuyu çok da fazla kişiselleştirmeyin. Milyonlarca kadın bu gerilimle karşılaşmış ve bir şekilde çözüm bulmuşsa, inşallah siz de bir çözüm bulacaksınız.

Siz kendi üzerinize düşen görevlere odaklanın, onları yerine getirmeye çalışın, başkasının yapması gerekenler üzerinde durmayın, gündeme getirmeyin, asla gıybet yapmayın, gerekirse sadece iyi yönlerini dile getirin...

Ayrıca, onlar için dua edin, yaptığınız ibadetlerinin sevaplarından onlara da bağışlayın, kalplerimizin ısınması için Allah’a yalvarın ve kalbinizden sadece sevgi duyguları geçsin, hediyeleşin, asla kin ve nefret duygusuna kapılmayın.

Diğer taraftan, empati yapmanızı ve ona göre hareket etmeniz faydalı olacaktır. Aynı durum sizi aileniz tarafından kocanıza yapılsaydı nasıl davranmasını ister idiyseniz, siz de kendinize aynı şeyi yapmanız konusunda ısrarcı olun.

Unutmamak gerekir ki, bir problemin çözümünde nasıl bir yol izleyeceğimiz konusunda sadece haklı olmak yetmez, aynı zamanda yapacağımız şeyin faydalı olup olmayacağına göre karar vermek gerekir. Bu nedenle haklı olsak bile eğer tavır ve davranışlarımız zarar verecekse, onu terk etmek hikmete de akla da mantığa da aile saadetimize katkısı bakımından da daha uygun olacağı açıktır.

Bununla beraber, şu konulara da dikkat etmenizi önemle tavsiye ederiz:

1) Öncelikle sadece ve sadece çözüme odaklanın

Bu duruma maruz kalan kişiye düşen şey, öncelikle çözüme odaklanmaktır. Geri çekilmek, küsmek, darılmak, inatlaşmak, pes etmek, vazgeçmek çözüm olmadığı gibi, sorunların katmerleşerek devam etmesine neden olur.

Kişi kendisine şu soruyu sormalıdır: Bu aile veya evlilik sorunumuzun mutlaka bir çaresi vardır. Ben karşı tarafı doğrudan değiştiremiyorum. Ancak ben nasıl değişirsem, hangi adımları atarsam, hangi davranış ve sözlerimi yeniden gözden geçirirsem bu sorunun çözümüne katkı sunmuş olurum?

Bu soruya verdiğiniz veya vereceğiniz cevaplar, aynı zamanda sizin huzurunuzun da anahtarı olacaklardır.

2) Bir an önce ön yargı ve yanlış anlaşılmaların önünü kesin

Kocanızın sizinle nasıl evlendiğini, yani ailesinin rızası ile mi, yoksa onlara rağmen mi evlendiğini bilemiyoruz. Ancak toplumda çok büyük oranda aileler, çocuklarının beğendiği bir hanım kıza razı olmaktadırlar. Veya başta biraz gönülsüz olsalar bile, daha sonra karşılıklı hoşgörü ve muhabbet sonucu kabullenip bağırlarına basarlar. Ancak nişan, düğün veya sonrasındaki süreçte yaşanan küçük tatsızlıklar, her iki tarafın da kafasında olan küçük ön yargıları pekiştirir. Ön yargı artıkça olumsuz bakış açısı da artar. Bu da daha olumsuz söz ve davranışlara dönüşür. Karşılıklı eleştiriler, psikolojik yıpratmalar başlar. Erkeğin ailesi gelin için, “zaten bizim ailemizi kabullenmedi” diye sitem ederken, gelin de “kocamın ailesi beni kabullenmedi” diye yakınmaya başlar.

Bunun önüne geçmek için öncelikle, ön yargıların kırılması veya azalması gerekir. Bunun için de kocanızın ailesi ile konuyu saygı sınırları içerisinde uygun bir dille konuşmakta fayda var. Yani sizinle en çok sorun yaşayan aile bireyi ile -bu kayınvalide, görümce veya kayınpeder olabilir- konuşun ve sizi gerçekten kabullenip kabullenmediklerini sorun. Belki de başından beri sizi kabullenmişler, ama bazı tatsız şeylerden rahatsız olmuşlardır.

3) Aranızın düzelmesi için beklentilerini öğrenin

Kocanızın ailesinin sizi kabullenmediklerini söylemeleri zayıf bir ihtimal, söyleseler bile, kabul etmeleri ve aranızın düzelmesi için sizden istedikleri makul şeylerin neler olduğunu sorun.

Aynı şekilde siz de daha huzurlu bir aile ilişkisi için onlardan neler beklediğinizi söyleyin.

Karşılıklı sorulacak bu sorulara verilecek cevap, aynı zamanda sorununuzun çözümünün nerede olduğunu gösterecektir.  

4) Beklentileriniz konusundan orta yolu bulmaya çalışın

Karşılıklı beklentiler sizi aşan şeyler olabildiği gibi, kocanızın ailesinin de gücünü, kültürünü, inancını veya aile yapısını aşan şeyler olabilir. Bunun çözümü orta yolu bulmaktır. Her iki taraf da biraz fedakarlık göstermeli, gerekirse kendi huzuru için taleplerinden bir adım geri atmalıdır. Çünkü evlilik bir ortaklıktır, ortak noktada buluşmaktır, taraflar isterlerse mutlaka bir ortak nokta bulabilirler.

Örneğin onlar, sizin haftada bir defa kendilerini ziyaret etmenizi isteyebilirler, siz on beşte veya ayda bir ziyaret teklif ederek orta noktada buluşabilirsiniz.

Aynı şekilde kocanızla da konuşabilirsiniz. Onunla da aile ilişkilerinizde sorun oluşturan şeylerde, karşılıklı inat etmek veya ayak diretmek yerine ortak noktada buluşmanın çarelerini arayabilirsiniz. Siz ona, “Haydi gel bir ortak noktada buluşalım.” diye teklif edin. Karşılıklı geri adım atılırsa, kimsenin gururu da kırılmaz, rahatsız da olmaz.

5) Aranızda kriz oluşturan davranış ve sözleri bir süreliğine de olsa dondurun

Bu süreçte aileler ve evli çiftler arasında krize neden olan şeyler eleştiri, dedikodu veya hoşa gitmeyen davranışlardır. Bundan dolayı, kocanızın ailesi hakkında ne kadar az eleştiride bulunursanız, eşinize veya bir başkasına onların aleyhinde ne kadar az konuşursanız, hoşlarına gitmeyen davranışlarınızı ne kadar asgari düzeye indirirseniz, onların da size olan tepkisini veya psikolojik baskısını azaltmış olursunuz.

Bazı davranış ve eleştirilerinizde haklı da olsanız, tek taraflı ateşkesi kesen siz olun. Bu size ve evlilik hayatınıza, çocuklarınıza huzur olarak geri dönecektir.

6) Mahremiyetinizi ve sınırlarınızı korursanız, uzun vadede daha az rahatsız olursunuz

Aile üyelerinin tabii ki, hukuken, dinen ve vicdanen karşılıklı sorumlulukları vardır. Aile içinde yaşıyorsak bunlardan kaçamayız. Ayrıca aile huzuru da sorumlulukları yerine getirmekten geçer.

Ancak yine de din, toplum ve vicdan bu sorumluluklara bir sınır getirmiştir, hiçbir şey sınırsız değildir. Ve yine hiçbir fedakarlık tek taraflı değildir, olmamalıdır da. Çünkü herkesin bir şahsiyeti, kimliği, mahremiyeti ve sınırları vardır. Bunları korumadığınız takdirde sınırlarınızı zorlayanlar çok olacaktır. Herkesin beklentilerine cevap vermeye, aşırı fedakarlık yapamaya mecbur kalacaksınız. Tüm bunlar da sizi psikolojik olarak yoracaktır.

Örneğin onların, kendilerini sıklıkla ziyaret etmenizi istemeye, siz istemediğiniz halde hizmet etmeye zorlamaları doğru değildir. Onların her arzusunu yerine getirmeye mecbur değilsiniz. Sizin de ayrı bir aile hayatınız var, hastalığınız ve sağlığınız var. Bunun yanında mahrem hayatınız ve sınırlarınız var. Eşiniz dâhil, herkesin sizin sınırlarınıza saygı göstermesini beklemeniz en doğal hakkınızdır.

Bunun için, makul bir çizgide ve sorumluluktan kaçmadan, ama kendi sınırlarınızı koruyarak ilişkilerinizi geliştirmenin yolunu arayın.

7) Kocanızın ailesi ile ilişkileriniz iyi olursa, evliliğiniz de iyi olur

Kocanızın anne-babasıyla ilişkilerinizi kopardığınız zaman, kocanızla da aranızın düzeltmeniz çok zordur. Çünkü evlilik kurumunda kadın ve erkek bir araya gelip yeni bir aile kursalar da kök ailelerinden kopmaları mümkün değildir, kopmaları doğru da değildir. Zira anne-baba ile evlat arasında çok güçlü manevi bağlar var.

Bunun yanında karşılıklı haklar ve sorumluluklar var. Ayrıca maddi olarak olmasa bile, duygusal olarak birbirlerine ihtiyaçları var.

Bundan dolayı, kocanızın ailesinden kopmak istememesi ve çocuklarının da onlarla ilişkilerini kesmek istememesi son derece normaldir. Hatta aksi bir durum, yani onlarla ilişkisini kesmesi sorunlu bir durumdur ve manen de sorumluluk gerektiren bir haldir.

Görüldüğü gibi çözüm, sizin makul ölçüler içinde, kişiliğinizi ve sınırlarınızı koruyarak kocanızın ailesi ile ilişkilerinizi geliştirmekten geçiyor.

8) Çocukların, aile büyükleri ile ilişkilerinin iyi olması, sağlıklı gelişimleri için çok önemlidir

Dede ve ninenin, torunlarını görmek en doğal haklarıdır. Ayrıca çocukların da dede ve ninelerini ziyaret etmeleri ve sevgilerini kazanmaları sağlıklı gelişimleri için çok önemlidir. Onların ziyaret etmesini değil engellemek bilakis teşvik etmeniz daha doğru olur. Çünkü akraba ilişkilerinin biçimi, bulaşıcı hastalıklar gibidir, benzer davranış biçimleri nesilden nesile aktarılır.

Siz de dönüp anne-babanızın, kendi kayınpeder ve valideleri ile olan ilişkilerine bakarsanız, muhtemelen onların da sorunlu bir ilişkisi olduğunu fark edeceksiniz.

Bundan dolayı aile içinde var olan bu tür küsmek, darılmak zincirini kırmazsanız çocuklarınız da kendi evlilik hayatlarında benzer sıkıntıları yaşayabilirler.

Diğer taraftan çocuklarınızı, karı-koca sorunlarından veya kayınvalide-gelin tartışmalarından ne kadar uzak tutarsanız, onların huzuru o kadar iyi olur. Aksi halde birçok konuyu tam olarak kavrayamayan çocuklar, büyüdüklerinde ilişkilerden, evlilikten, yakınlıktan, akrabadan uzaklaşırlar...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun