Kitabın açıklanmış şekilde inmesi nasıl yorumlanmıştır?

Kitabın açıklanmış şekilde inmesi nasıl yorumlanmıştır?
Tarih: 10.02.2022 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

​Önemli Not: “Enam Suresi 114. ayeti açıklar mısınız?” isimli yazınızda ve “Enam suresi 114. ayet diğer ayetlerle çelişiyor mu?” isimli yazınızda ‘Allah’tan başka bir hakem mi arayacağım?’ ifadesinin nasıl yorumlandığı anlatılıyor. Ben ‘Allah’tan başka bir hakem mi arayacağım?’ ifadesinin nasıl yorumlandığını ve “Kur’an açıklanmışsa hadisler neden gereklidir?” şeklinde bir soru sormuyorum.
Benim sorum şudur:
a) Alimler Enam 114’de Kur’an’ın açıklanmış olarak indiği ifadesini nasıl yorumlamıştır?
b) Kitabın açıklanmış olmasından kastın Peygamber’in sözleri ve fiilleri ile açıklanıyor olması ihtimali ikna edici gelmiyor. Çünkü ayette “açıklanmış olarak” ifadesi geçiyor, “açıklanacağı şekilde” ifadesi geçmiyor.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

a) “Açıklanmış Kur’an” ifadesi farklı şekilde yorumlanmıştır:

1) Ayetlerin ifadesi kastedilen manayı gösterecek şekildedir.

2) Doğru ile yalanı birbirinden ayıracak bir açıklığa sahiptir.

3) Hak ile batılı birbirinden ayıran açıklık.

4) Emir-nehiy, müstehap-mahzur, helal-haram gibi hükümlerin açıklanması vardır. (bk. Maverdi, İbnu’l-Cevzi; el-İzz b. Abdusselam; ilgili ayetin tefsiri).

Diğer bir yoruma göre, “sure sure, ayet ayet” ayrılmış olarak gönderilmiştir. (bk. Semerkandi, ilgili yer)

Bir diğer yorum:

“Kur'an’da, dinin temel esasları olan itikadî meseleleri ve şerî hükümleri gereken şekilde açıklanmıştır. Üstelik hayatın farklı sahalarında olması gereken hükümleri, prensipleri vazeden bu Kur'an ümmi / okuma-yazması bile olmayan bir zatın elindedir. Bu tek başına bir mucize değil midir? Daha ne istiyorsunuz?” (bk. el-Menar, el-Meraği, ilgili yer)

b) Sorudaki bu değerlendirmeye katılıyoruz, doğrudur. 

Ancak burada bu konuyu daha detaylı bir şekilde arz etmekte fayda olacağını düşünüyoruz:

Yeni bakir sahaların keşfedilmesi, söz konusu “açıklık” kavramının sanıldığı kadar açık olmadığını, aksine başka anlamlarının olduğunu göstermektedir. Konuyla ilgili olarak bugün ilk olarak “Kur'an’ın açık-seçik olmasının boyutu” üzerinde duracağız.

Öncelikle Kur'an’ın tefsir edilmeye ve açıklanmaya olan ihtiyacının başka herhangi bir kitaptan daha fazla olduğunu delilleriyle ortaya koymaya çalışacağız.

Önce “Kur'an’ın herhangi bir şekilde tefsir edilmeye muhtaç olmadığını” seslendiren görüşün arka planında yer alan varsayımın gerekçesi üzerinde duralım: Kur'an-ı Kerim, gerçekten her yönüyle, herkesin anlayabileceği açıklıkta mıdır? Bunun cevabı kesinlikle “Hayır!”dır.

Bunları birkaç madde halinde arz edeceğiz. Fakat önce bazı kimseleri bu düşünceye sevkeden ayetleri zikretmek, tarafsız ilmi araştırmalar adına önemlidir. Onların bu görüşüne -görünürde- destek veren ayetlerden bazılarının mealleri şöyledir: 

“Şüphesiz, biz onlara, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olarak, ilim üzere açıkladığımız bir kitap getirdik.” (Araf, 7/52)

“Elif Lâm Râ. Bu, hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan Allah tarafından ayetleri sağlamlaştırılmış, sonra da açıklanmış bir kitaptır.” (Hud, 11/1)

“Hâ Mim. Bu, Rahman ve Rahîm olan Allah katından indirilmiş, bilen bir kavim için, ayetleri Arapça bir Kur’an olarak açıklanmış bir kitaptır.” (Fussilet, 41/1-3) 

Bu ayetlerin zahiri ifadelerine ve ifadelerinin zahirine göre Kur'an, Hz. Peygamber (asm) dahil, hiç kimsenin açıklamasına ihtiyaç duymayacak kadar açıktır. Bu sebeple Hz. Peygamber (asm) sadece bir tebliğcidir. Nitekim bu husus, Kur'an-ı Kerim’de “Peygamber’e düşen, sadece açık-seçik tebliğ (duyurmak) görevidir.” (Nur, 24/54; Ankebut, 29/18) şeklinde ifade edilmiştir.

Konuyu maddeler halinde açıklamaya çalışacağız. İlk olarak “Kur'an’ın açık-seçik olmasının boyutu” üzerinde duracağız. 

Evvela Kur'an’da yer alan söz konusu “tafsil / açıklık / açık-seçik olmak / açıklanmış olmak”tan maksat, herkesin her konuyu kendi başına anlayabilecek açıklıkta olduğunu düşünmek mümkün değildir. Böyle bir anlayış, pratikteki realitelerle açıkça çelişmektedir. Çünkü; 

- Yüz binlerce tefsirin varlığına rağmen, yine de -âlimlerin ittifakıyla- Kur'an’ın bütün sırlarının tamamen anlaşılamadığı, ortaya konulamadığı inkâr edilemez bir gerçektir. 

- Kur'an-ı Hakim’in gün geçtikçe yeni yeni gerçeklere kaynaklık etmesi, âdeta zamanın ihtiyarlaması nispetinde kendisinin kapsam olarak gençleşmesi ve her asırda değişik hakikatleri muhataplarına bildirmesi;   

- Bu kadar gelişen ilmî birikimlere rağmen, hâlâ araştırmacılar tarafından her gün Kur'an-ı Kerim’de açıklamaya ve incelemeye muhtaç yeni bâkir sahaların keşfedilmesi, söz konusu “açıklık” kavramının sanıldığı kadar açık olmadığını, aksine başka anlamlarının olduğunu göstermektedir.  

Bunları teker teker söz konusu etmek, buranın hacmine sığdırmak mümkün görünmemektedir. Bu sebeple genel bir bakış açısını sağlayacak birkaç noktaya dikkat çekmekte fayda vardır:  

1. Kur'an’ın, “ayetleri açıklanmış kitap” olarak vasıflandırılması, onun herkes tarafından bilinebileceğini değil, konuların her şeyi hakkıyla bilen Allah tarafından gerçeğe uygun olarak açıklandığını ifade etmektedir.

2. Meşhur tabirle ve daha doğru varyantıyla: “Hem Arapça hem de Rabça” olan Kur'an ayetlerinin açıklığı da Rabçadır. Eğer öyle olmasaydı, Arapçayı bilen herkesin birer allame; birer Zemahşerî, Sekkakî, Fahreddin Razi, Kadı Beydavî vs. olması gerekirdi.

3. Söz konusu edilen “Şüphesiz, biz onlara, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olarak, ilim üzere açıkladığımız bir kitap getirdik.” mealindeki ayette geçtiği üzere, Kur’an’daki bu “açıklama” işi, “a” maddesinde ilmî kurallara bağlı olarak yapılmıştır. Onların bilinmesi ise ilmî birikimlere muhtaçtır. Her çağdaki birtakım yeni yorumların getirilmesi, farklı bilgi birikiminin bir yansımasıdır.

4. Şimdi şu ayete bakınız:

“Biz, geceyi ve gündüzü birer ayet (delil) olarak yarattık. Nitekim, Rabbinizin nimetlerini araştırmanız, ayrıca yılların sayı ve hesabını bilmeniz için gecenin karanlığını silip (yerine eşyayı) aydınlatan gündüzün aydınlığını getirdik. İşte biz her şeyi açık açık anlattık.” 

Evet, biz iman ediyoruz ki, Allah bu konu dahil her şeyi açık açık anlatmıştır. Ancak biz bir şeye daha iman ediyoruz; o da şudur: Bu ayette söz konusu edilen ve açıklanmış olduğu ifade edilen hususları, -itiraf etmeliyiz ki, bir parça astronomi ve coğrafya bilgimize rağmen- tamamen anlayamıyoruz.

Demek oluyor ki, “açıklık” kavramı, farklı kesimlere farklı bir boyutu ile boy göstermektedir. Normal bir vatandaş, yılın aylarını ve günlerini sayarak, bir takvim dahilinde disiplinli bir hayat sürebilir. Ancak uzman bir bilim adamı bu konuda çok farklı şeyler bilebilir ve Allah’ın o hayret verici sanatı ve azameti karşısında secde edebilir.

İlave bilgi için tıklayınız:

Enam Suresi 114. ayeti açıklar mısınız? Bu ayette, "Allah size ...

Kur'an apaçık bir kitap ise, o zaman Kur'an'da bizim bilmediğimiz ...

Kur'an'ın ilahi bir kitap olduğuna dair kesin kanıt yok, onu ilahi yapan ...

Kur'an'da her şey apaçıkken, neden Kur'an'ı anlamak için tefsir ...

“Biz Kur'an'ı sana her şeyin apaçık bir beyanı olarak indirdik.” (Nahl ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun