Kertenkele günahkar mıdır?

Tarih: 21.11.2015 - 19:23 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Kertenkeleleri öldürmekle ilgili bir hadis olduğunu biliyoruz, siz de bu hadisin zararlı kertenkelelerle alakalı olduğunu söylediniz. Oysa zehirli kertenkelelerin sadece Amerika'da bulunduğu söyleniyor. Arabistan'da böyle zararlı kertenkeleler var mıdır? 
- Eğer yoksa bu hadis nasıl anlaşılmalıdır?
- Ayrıca hadiste kertenkelenin günahkar olduğu söyleniyor kertenkelenin iradesi olmadığına göre nasıl günahkar olabilir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Daha önce bir soruyu cevaplarken de ifade edildiği üzere:

a) “Hz. Aişe’den gelen iki rivayet vardır. Birinde “kertenkelenin öldürülmesi” söz konusu değildir. Rivayet şeyledir:

"Resulullah (asm) keler/kertenkele için fuveysık (fasıkcık) dedi ama, 'Öldürün!' diye emrettiğini işitmedim."[Buhârî, Bed'ü'l-Halk 14, Cezâu's-Sayd 7; Müslim, Selam; 145 (2239); Nesâî, Hac, 115 -Nesai’de Hz. Aişe’nin rivayetinde yalnız: “Kertenle fuveysik/fasıkcık” olduğu bildirilmiştir.]

b) Hz. Aişe’den yapılan ikinci bir rivayete göre, Rasulullah, kertenkeleyi öldürmeyi emretti ve şöyle buyurdu:

"İbrahim ateşe atıldığı zaman, kertenkele dışında yeryüzündeki bütün hayvanlar/canlılar ateşi söndürmek için gayret ettiler. Yalnız kertenkele ateşi üfürmeye çalışıyordu.” (bk. İbn Mace, Sayd, 12; İbn Hanbel, 7/83, 109, 217)

- Bütün erbabı tarafından kabul edilir ki, a) şıkkındaki hadis kaynakları b) şıkkındakilerden hem sayıca daha fazla, hem sahihlik bakımından daha üstündür.

Nitekim, İbn Hacer de Hz Aişe’den rivayet edilen ve Hz. İbrahim’in ateşini üfürdüğünü içermeyen Buhari’nin rivayetinin daha sahih olduğunu belirtmiştir. (bk. Fethu’l-bari, 6/354)

Kuvvetli ihtimalle sahih hadis kaynaklarındaki rivayetlerin çoğunda, kertenkelenin Hz. İbrahim’in ateşini söndürdüğüne dair bilginin yer almaması ve soruda işaret ettiğiniz mülahazalardan ötürü bu konuyu gündeme taşımamışızdır.

- “Hadiste kertenkelenin günahkâr olduğu...” hususuna gelince;

Hadiste kertenkele için “fuveysik”(fasıkcık) ifadesi kullanılmıştır. Bu kelime insanlar için kullanıldığında “günahkâr” sözcüğünü kullanmak doğru olabilir. Fakat kertenkele için doğru değildir. Çünkü “fasıklık” kavramı doğru yoldan çıkmaktır. Bu kavram hayvanlar için kullanıldığında, onların Allah’ın kâinatta koyduğu fıtri kanunlara uymamaları, doğru yoldan ayrılmaları ve fasık olmaları anlamına gelir.

- Sahih hadislerin verdiği bilgiye göre ahirette “Boynuzsuz hayvanın boynuzludan hakkı alınacaktır.” (bk. Müslim,1, h no: 2582) Bu gibi sahih hadis rivayetlerinden anlaşılıyor ki, hayvanların da uyması gereken prensipler vardır.

“Canavarların ve vahşi hayvanların helal rızıkları ölü hayvanlardır. Sağ hayvanları parçalayıp rızık yapmak şeriat-ı fıtriyece haramdır; yapsalar ceza görürler.” (Lem'alar, Yirmi Sekizinci Lem'a)

Evet, helal rızıkları başka yiyeceklerle birlikte ölü hayvan leşleri olan vahşi hayvanların haksız yere bir hayvan öldürüp yediği et -şeriat-ı fıtriyeye göre- haramdır. Haramdır ki, onlar da ahirette mahkemeye çağrılıyorlar. Fakat onlar insanlar gibi cehennem cezasına çarptırılmazlar. Yalnız Alah’ın sonsuz adaletinin tecelli merkezi olan mahşerdeki büyük mahkemede Allah’ın  hem teşrii hem tekvini şeriatının hükümlerine göre muamele yapılacak ve hayvanlar bunun ardından, bedenleri toprak olacak, ruhları ise cennete gönderilecektir.

- Buna göre bir kertenkelenin insanlara zarar vermesi, hayvanlara zarar vermesinden daha kötüdür..

İşte kertenkelenin şeriat-ı fıtriyeye aykırı olarak “insanları zehirlemesi” doğru yoldan çıkmaktır ve bir fasıklıktır. Hadiste bu manaya işaret edilmiştir.

- Hicaz bölgesinde zehirli kertenkelenin olup olmadığını öğrenmek için bütün bölgeyi arayıp taramak gerekir. Orada “zehirli kertenkele yoktur” demek, kolay değildir.

Bununla beraber, İslam prensipleri bütün dünyaya hitap ettiği için, dünyanın bazı bölgelerinde zehirli kertenkelenin varlığı da yeterlidir.

- Bize düşen; sahih olduğu kabul edilen bir hadisin gerçekten Allah’ın elçisinden geldiğine -ilmi olarak- kanaatimiz varsa, onu doğrulamaktır. Yani “Allah’ın Elçisi dediyse kesin doğrudur.” demek, her müminin imanının gereğidir. İki sahih rivayet varsa, -ilmi olarak- tercih etme imkânı olanlar “daha sahih gördüğünü” tercih etme hakkı vardır...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun