İnanmayanlar, bu dünyada bin yıl kalsalar azap o bin yıl boyunca uzaklaşmış mı okuyor?
- Bakara suresi 96. ayette onların yani (kafirlerin ) bin yıl yaşatılması azabı onlardan uzaklaştırmaz diyor Cenab-ı Hak. Ama bu dünyada 1000 yıl kalsalar azap o bin yıl boyunca uzaklaşmış olmuyor mu sonuçta.
- Birinci olarak bu meselenin hallini rica ediyorum.
- İkinci sorum ise Bakara suresi 96. ayetin açıklamasını birçok tefsirden okudum, araştırdım birbirlerinden farklı bunlar. Ben zahirî mananın hangisi olduğunu nasıl anlayacağım?
Değerli kardeşimiz,
Ayetteki mana, "İnanmayanlar, ne kadar yaşarlarsa yaşasınlar, asla hesaptan ve azaptan kurtulamazlar, sadece azaplarını artırırlar." demektir.
Bakara suresinin 96. ayetinde yer alan “Onlardan her biri biner sene yaşamak ister. Oysa, (o kadar) yaşayacak olsa bile, bu uzun ömür onu azaptan uzaklaştıracak değildir.” mealindeki ifadede, “dünyada yaşadığı bin yıl içerisinde de azaptan kurtulamaz.” denilmiyor.
Ayette anlatılan şudur:
“Eğer Allah, onların istediği gibi onlara bin yıllık bir ömür verse bile, bunlar yine de ahiretteki azaptan kurtulamazlar. Çünkü, insan ömrü ister kısa ister uzun olsun, herkes mutlaka bir gün hesap verecek ve yaptığı isyanların cezasını çekecektir.”
- Farklı tefsirlerin neler yazdıklarını yazsaydınız, ona göre bir açıklama yapardık.
Bununla beraber, ayetin manasının bizim yaptığımız açıklamaya uygun olduğunu gösteren bir delil de ayetin sonunda “Çünkü, Allah onların yaptıklarını yapmakta olduklarını görmektedir.” mealindeki ifadedir. Çünkü, bu ifadenin manası şudur: “Onlar bin sene de yaşasalar yine cezadan kurtulamazlar. Çünkü Allah, o bin sene içerisinde yapacakları her şeyi de görür. Ve hesap gününde, bu işledikleri suçlarına göre onları cezalandırır.” Yani bu ifade de ahiretten bahsediyor.
Keza, bir önceki 95. ayette yer alan “Yaptıkları kötülüklerden ötürü asla ölmek istemezler.” mealindeki ifadede de bu mana açıkça görülüyor.
Demek bin yıl yaşamak istemeleri, ölüp hesap vermekten uzak kalmalarına yöneliktir. Ayette ise, onlar faraza bin yıl da kalsalar akıbet yine de ölüm, hesap ve cezadır.
Yaptığımız açıklamanın bir benzerini görmek için bk. Taberi, Maverdi, Beydavi, Meraği, ilgili ayetin tefsiri.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Hz. Nuh için neden “dokuz yüz elli sene” yerine “elli yıl müstesna, bin sene” denilmiştir?
- Bakara suresi 38. ayette geçen havfün (korku), 40. ayetteki ferhabûn (korkun), 41. ayetteki fettegûn, 45. ayetteki hâşiîn (Allah'tan içi titreyerek korkanlara ağır gelmez) kelimelerindeki korkuların arasında ne tür bir fark vardır?
- "Küfre saplananlara gelince, onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar. " (Bakara, 2/6) ayetine göre, peygamberin vazifesi doğal olarak gereksiz olmuyor mu?
- Allah, Firavun’un uyguladığı cezayı mı uyguluyor?
- Necm, 28; Hakka, 20 ve Bakara, 46'da geçen zannı ve yakini nasıl anlamalıyız?
- Gücünüz yettiği kadar korkun, ne anlama geliyor?
- Kuran’ın öncüsü meçhul kitap mı?
- Buzağıya tapanlar affedildi mi yoksa cezaları ahirete mi kaldı?
- Kabir azabının olmadığını iddia edenlerin delillerine ne dersiniz?
- "O'dur ki, sizi karanlıklardan nura çıkarmak için size rahmet etmekte; melekleri de (size dua etmektedir). O, mü'minleri çok esirgeyicidir." (Ahzab, 33/43) ayetini nasıl anlamalıyız?