Bakara suresi 38. ayette geçen havfün (korku), 40. ayetteki ferhabûn (korkun), 41. ayetteki fettegûn, 45. ayetteki hâşiîn (Allah'tan içi titreyerek korkanlara ağır gelmez) kelimelerindeki korkuların arasında ne tür bir fark vardır?

Tarih: 17.01.2011 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

HAVF: Bazı karinelerin işaretiyle, hoş olmayan bir şeyle karşılaşmasının beklentisinden meydana gelen korku, endişe.(Ragıb, Müfredat, ilgili madde)

“Artık ne zaman benden size doğru yolu gösteren rehber gelir de kim ona uyarsa, onlara hiçbir korku olmayacak, hiç üzülmeyecekler de.” (Bakara, 2/38)

mealindeki ayette yer alan HAVF, her iman edenin kıyamet günü karşılaşmasından endişe ettiği azap korkusu, sıkıntı endişesidir.

RUHB / REHBET: Duyulan korkunun yanında, ıstırap-sıkıntı çekmek ve ondan uzak durmaya çalışmak manasına gelir.(bk. a.g.e, ilgili madde)

“Ey İsrail’in evlatları! Hatırlayın ve düşünün size ihsan ettiğim nimetimi! Bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki Ben de size karşı ahdimi yerine getireyim.” (Bakara, 2/40)

mealindeki ayette bu mana hâkimdir. Burada söz konusu edilen “yalnız Ben’den korkun” manası,”yalnız benden çekinin, yalnız benim gazabıma uğramaktan sakının ve azabımdan korunmaya bakın...” şeklinde anlaşılabilir.

TAKVA: Vikaye kökünden gelen bir kelimedir. Vikaye, zararlı şeylerden korunma manasına gelir.

"Sizin yanınızda bulunan Tevrat’ı tasdik etmek üzere indirdiğim Kur’ân’a iman edin, onu inkâr edenlerin başını siz çekmeyin. Âyetlerimi az bir fiyatla, yani dünya menfaati karşılığında satmayın. Asıl benden korkun / bana karşı gelmekten sakının.” (Bakara, 2/41)

mealindeki ayette takva bu manada kullanılmıştır. Bu ayette söz konusu edilen “Asıl benden korkun / Bana karşı gelmekten sakının” mealindeki “FETTEKÛN”  ifadesi, sadece korkmayı, sadece karşı gelmekten sakınmayı değil, aynı zamanda “Allah’a karşı gelmekten sakınarak kendilerini azaptan korumayı” da ihtiva etmektedir.

HUŞÛ’: Kalbin ürpermesi; derin saygı duyması; kalbin ürpermesinden ötürü bedenin sakinleşmesi manasına gelir (bk. a.g.e, ilgili yer).

“Sabır göstererek, namazı vesile ederek Allah’tan yardım dileyin! Gerçi bu çok zor bir iştir, fakat içi saygı ile ürperenlere değil.” (Bakara, 2/45)

mealindeki ayette, huşû’ kalbin bir eylemi olarak zikredilmiş ve bu sebeple, ayette yer alan “HÂŞİÛN” kelimesine “içi saygı ile ürperenler” manası verilmiştir.

“Onlar namazlarında tam bir HUŞÛ’ içindedirler.” (Müminûn, 23/2)

mealindeki ayette yer alan “HÂŞİÛN” kelimesi her iki manayı da içinde barındırmaktadır. Buna göre ayetin açıklamalı meali şöyle olabilir:

“Onlar namazlarında tam bir HUŞÛ’/kalbin taşıdığı derin bir saygıdan doğan ürperti ve bu ürpertiden kaynaklanan tam bir tevazu, bir sükûnet içindedirler.”

Not: Bu kelimelerin ortak paydası korku ve korkudan doğan sonuçlardır. Ancak yerlerine göre bazı nüansları vardır. Zikrettiğimiz manalar sadece -ilgili ayetler çerçevesinde söz konusu edilen- manaların bir kısmıdır. Geniş bilgi için ilgili ayetlerin tefsirlerine bakmanızı tavsiye ederiz.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun