Hürremiyye Şii mi gayrimüslim mi?
- Hürremiyye fırkası hakkında malûmat verir misiniz?
- Bu fırka ve liderleri Bebek Hürremi Şia'nın tesiriyle Azerbaycan’da çok sevilir ve kahraman olarak görülürler, bunlar gayrimüslim midir yoksa Şii bir fırka mı?
Değerli kardeşimiz,
Hürremiyye, Mazdek tarafından kurulan dinî harekete ve aşırı Şîa’nın tesiriyle gelişen İran kaynaklı Arap aleyhtarı değişik fırkalara verilen bir addır.
Büyük ihtimalle Mesailikle eş anlamlı olarak kullanılan ve “iyi, isabetli din” anlamına gelen Bihdin isminden etkilenilerek Hürremdîniyye olarak da anılan fırkanın bu ismi almasının sebebi kesin olarak bilinmemektedir.
Müslüman müelliflerin çoğu, fırka mensuplarının her şeyi hoş ve mübah saydıklarını göz önünde bulundurarak kelimenin Farsça hurrem (şen, neşeli) isminden geldiğini ileri sürerler. (Mesela bk. Deylemî, s. 25)
Bu arada Mezdek’in, öğretisinin eski bir merkezi olan Erdebil yakınlarındaki Hürrem kasabasına, Hürremiyye adlı bir dağa yahut Belh’in Hürremâbâd köyüne nisbetle fırkanın bu isimle anıldığı şeklindeki görüşler yanında kocasının öldürülmesinin ardından önce Medâin’e, daha sonra Rey’e kaçan ve mezhebi orada yaymaya çalışan Mezdek’in karısı Hürreme’den dolayı fırkanın bu ismi aldığı da söylenmektedir.
Hürremiyye’yi iki gruba ayıran Abdülkāhir el-Bağdâdî, birinci grubun İslâm’dan önceki Mezdekîler, diğerinin de onların devamı olan Bâbekiyye ve Mâzyâriyye fırkaları olduğunu söylemekte ve bu ikincileri Hürremdîniyye adıyla zikretmektedir. (el-Farḳ, s. 266)
Bağdâdî’nin bu ifadesinden Hürremdîniyye’nin İslâm’dan sonraki Hürremiyye olduğu şeklinde bir sonuç çıkarmak mümkündür.
Hürremiyye’nin Arap ve İslâm aleyhtarı hareketi, Bâbek el-Hürremî’nin 201-223 (816-838) yılları arasında Azerbaycan’da başlatıp sürdürdüğü isyanla zirveye ulaştı. Memûn ve Mutasım devirlerinde yirmi yılı aşkın bir süre devlet güçlerini meşgul eden bu isyan, Mutasım’ın kumandanı Afşin tarafından Bez Kalesi zaptedilip Bâbek’in yakalanarak öldürülmesine kadar devam etti.
Kaynaklarda, İslam öncesi İran inançları ve aşırı Şîa düşüncelerinin tesiri altında kaldığı belirtilen Hürremiyye’nin inanç ve ibadetleri hakkında en sağlıklı bilgileri fırka mensupları ile şahsî temaslar kurup kitaplarını okumak suretiyle elde ettiğini belirten Mutahhar b. Tâhir el-Makdisî, Hürremiyye’nin nur ve zulmet esasını kabul eden, tenasühe inanan düalist bir fırka olduğunu söyler.
Bu fırka mensupları, ruhun amellerine göre bedenden bedene intikal ederek ceza veya mükâfat gördüğünü ileri sürerler. Bu arada ruhun hayvan cesetlerine intikal suretiyle azap göreceği de kabul edilir. Ayrıca bütün ruhların yeniden dünyaya döneceği şeklinde rec‘ate benzeyen bir çeşit tenâsühe de inanırlar. Kitapları ve akîdeleri ne olursa olsun bütün peygamberler bir tek ruhtan ilham alırlar. Peygamberlere gelen vahiy hiçbir zaman kesilmez.
Gusül, namaz, oruç, hac ve zekât gibi temel ibadet konularıyla ilgisi bulunmayan bu gruba göre bir dine inanan herkes, mükâfat ümit edip cezadan korktuğu müddetçe doğru yoldadır. Cemaatlerine kötülük yapmayan ve dinlerine dil uzatmayan kimseye kötülük yapmak veya böylesini aşağılamak doğru değildir. Ayaklanma gibi bir durum olmadıkça kan dökmekten şiddetle kaçınılmalıdır.
Ebû Müslim’e karşı duyulan sevgi Hürremiyye’nin bütün fırkalarında görülen bir özellik olup onu öldürdüğünden dolayı Ebû Ca‘fer el-Mansûr’a lanet okurken Fâtıma bint Ebû Müslim’in oğlu Mehdî b. Feyrûz’a salât ve selâm edip rahmet dilerler. Hukukî problemlerini çözmek için başvuracakları imamları ve “firişteh” (melek) denilen dinî rehberleri vardır.
Şarap ve diğer alkollü içkileri içmek en hayırlı ve bereketli bir hareket olarak kabul edilir.
Bu arada Mâsebezân ve Mihricân-ı Kazak’ta gördüğü kimselerin temizliğe son derece riayet ettiğini, insanlara karşı iyilik ve şefkatle davrandıklarını belirten Makdisî, bunlardan bir kısmının, kadınların razı olması halinde serbest cinsî ilişkinin ve herhangi bir kimseye zararı dokunmadığı takdirde nefsin arzu ettiği her şeyin mübah olduğuna inandığını kaydetmektedir. (bk. el-Bedʾve’t-târîḫ, IV, 30-31)
Hürremiyye’nin Mezdekiyye temelleri üzerine kurulmuş bir sistem olduğu anlaşılmaktadır.
Kaynaklar:
Dîneverî, el-Aḫbârü’ṭ-ṭıvâl, s. 391-392.
Taberî, Târîḫ (Ebü’l-Fazl), VII, 109, 495; VIII, 143, 266, 339, 667-668.
Nevbahtî, Fıraḳu’ş-Şîʿa, I, 32, 41-42.
Ebû Hâtim er-Râzî, Kitâbü’z-Zîne (nşr. Abdullah Sellûm es-Sâmerrâî, el-Ġulüv ve’l-fıraḳu’l-ġāliyye fi’l-ḥaḍâreti’l-İslâmiyye içinde), Bağdad 1982, s. 298, 299, 306.
Eş‘arî, Maḳālât (Ritter), s. 438.
Mes‘ûdî, Mürûcü’ẕ-ẕeheb (Abdülhamîd), III, 305-306.
a.mlf., et-Tenbîh, s. 352-356.
Nerşahî, Târîḫu Buḫârâ (trc. Emîn Abdülmecîd Bedevî – Nasrullah Mübeşşir et-Tırâzî), Kahire 1385/1965, s. 94-103.
Makdisî, el-Bedʾ ve’t-târîḫ, I, 143, 171-172; II, 20-21; III, 122; IV, 8, 30-31; V, 134; VI, 95-97.
Sa‘d b. Abdullah el-Kummî, el-Maḳālât ve’l-fıraḳ (nşr. M. Cevâd Meşkûr), Tahran 1341 hş./1963, s. 44-64.
İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (Teceddüd), s. 405-408.
Kādî Abdülcebbâr, el-Muġnî, XX/2, s. 178.
Bağdâdî, el-Farḳ (Abdülhamîd), s. 266-269; a.e.: Mezhepler Arasındaki Farklar (trc. Ethem Ruhi Fığlalı), İstanbul 1979, s. 234, 244, 260, 318, 322, 331.
Bîrûnî, el-Âs̱ârü’l-bâḳıye ʿani’l-ḳurûni’l-ḫâliye (nşr. C. E. Sachau), Leipzig 1878, s. 211.
İbn Hazm, el-Faṣl (Umeyre), I, 187.
Nizâmülmülk, Siyâsetnâme (Bayburtlugil), s. 282-284, 316-317.
Şehristânî, el-Milel (Kîlânî), I, 154, 179.
İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, V, 196, 254; VI, 208, 303, 413, 441, 445; VIII, 269.
Bündârî, Zübdetü’n-Nusra (Burslan), s. 120, 124.
Deylemî, Meẕhebü’l-Bâṭıniyye, s. 25.
Ali Sâmî en-Neşşâr, Neşʾetü’l-fikri’l-felsefî fi’l-İslâm, Kahire 1977, II, 262-264.
Âtıf Şükrî Ebû Avad, ez-Zendeḳa ve’z-zenâdıḳa, Amman, ts. (Dârü’l-fikr), s. 129-132.
D. S. Margoliouth, “Hurremiyye”, İA, V/1, s. 596-597.
W. Madelung, “K̲h̲urramiyya”, EI2 (İng.), V, 63-65.
(bk. DİA, Hürremiyye md.)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Hariciler Abdullah b. Vehb’e neden ve nasıl biat etmiştir?
- Mürşitlerin silsile zinciri uydurma mı?
- Şafi Mezhebinde fetvada müçtehid olan imamlar kimlerdir?
- Fıkıh alimleri ve eserleri hakkında bilgi verir misiniz?
- Samiriler Yahudi mi?
- Abdullah b. Mübarek, Ebu Hanife hakkında bazı ithamlarda bulunmuş mudur?
- Dağatır ile ilgili hadis kitaplarında bilgi var mı?
- Cemu'l-Fevaid ve yazarı hakkında bilgi verir misiniz?
- Surelerin faziletleri hakkında kitap var mı?
- Tahrimen mekruh, haramla aynı mı?