Furkan 45, 46, 47’e göre dünyanın kendi ekseni etrafında döndüğü bilinmiyor mu?

Tarih: 16.06.2023 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

“Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmez misin? İsteseydi onu sabit kılardı. Sonra biz güneşi gölgeye delil kıldık.” (Furkan/45)
“Sonra onu kendimize yavaş yavaş çektik.” (Furkan/46)
 “O, geceyi size bir örtü, uykuyu istirahat zamanı ve gündüzü de hareket ve çalışma vakti yapandır.” (Furkan/47)
-  Furkân 45, dünyanın kendi ekseni etrafında döndüğünün bilinmediğinin açık göstergesidir. “Gölgenin sabit kalabilmesi”, Dünya’nın kendi ekseni etrafında dönmeyi bırakması ve aniden durması demektir. Bu durumda neler olurdu, tahmin etmek güç olmasa gerek….
- Ama bilindiği gibi Kuran’da Güneş, Dünya’ya yaklaşıp uzaklaşan ve böylece gece-gündüz oluşumunu sağlayan bir varlıktır.
- Furkân 46′da Güneş’in yavaş yavaş “kendilerine” doğru çekildiği anlatılıyor. Böylece gece oluşuyor ve gece gündüzün nimetleri takip eden ayette anlatılıyor. Kutuplarda durumun altı ay uyku-istirahat ve altı ay da hareket-çalışma olarak ayarlanması elbette Allah’ın takdiri oluyor bu durumda…

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İlgili ayetlerin meali şöyledir:

“Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmedin mi? Eğer dileseydi onu elbet hareketsiz de kılardı. Sonra Güneşi gölgeye yol gösterici kılmı­şızdır. Sonra da onu yavaş yavaş kendimize çekmekteyiz. Sizin için geceyi bir örtü, uykuyu dinlenme hâli kılan, gündüz vaktini ise bir diriliş ortamı yapan odur.” (Furkan, 25/45-47)

Bu konuda şunları söyleyebiliriz:

a) İslam âlimlerine göre, gölge, halis / net bir aydınlık ile halis / net bir karanlık ortasında bulunan bir durumdur. Bu ortam günün ağarmaya başlaması ile Güneş'in doğmasına kadar bir zaman dilimine tekabül etmektedir. Bu iki uç taraf karşısında rahatsız olabilen insanlar, ikisinin ortası ve mutedil tarafı ise, “gölgenin” bulunduğu ortamdır.

Birçok yararı ve izzetleri olan bu ortamın büyük bir nimet olduğuna vurgu yapılmıştır. Nitekim cennette de uzun uzadıya devam eden gölgelik ortamdan bahsedilmekle (bk. Vakıa, 56/30) onun kıymetli bir nimet olduğuna dikkat çekilmiştir. (krş. Razi, Kurtubi, ilgili yer)

b) Burada, Allah’ın yarattığı harika nizam ve intizam penceresinden onun kemal sıfatlarıyla muttasıf olan Zât-ı akdesine işaret edilmiştir.

Güneş ışığının varlığı ve yokluğu, gölgenin varlığının bir göstergesidir. Bununla gölgenin bağımsız bir cevher değil, nesnelere bağımlı bir araz olduğu gösterilmiştir. Bununla da kâinat apartmanının, sonsuz ilim, hikmet ve kudret sahibi bir yaratıcı tarafından cevher ve arazlardan yapılmış harika bir saray olduğu nazara verilmiştir. (krş, a.g.y)

c) Ayetlerde hakikat yanında mecazın yeri de vardır. Güneş'in doğmasıyla daha önceden uzayıp gelen gölgenin yavaş yavaş sona erdiği gibi, Kur'an Güneş'inin doğmasıyla da küfür ve dalalet gölgesi kalkmaya başlamıştır.

Muhatap olanlara bu temsil yoluyla Kuran güneşinden çıkan ışıklardan hidayet nurunu almaları için sürekli onun ışıklarını açık bırakmanın gereğine işaret edilmiştir. (bk. İbn Aşur, ilgili yer)

d) Gölgenin ortaya çıkması ve sonra kaybolması, bir değişiklik ve değişkenliktir. Değişkenlik ise bu gölgenin ezeli olmayıp sonradan yaratıldığını göstermektedir. Bu durum, ezeli ilim, hikmet ve kudret sahibi bir yaratıcının varlığına işaret etmektedir.

Atmosferin, rüzgârların, buharların, bulutların, yağmurların değişken varlığı onların bilen bir yaratıcı tarafından yaratıldığının delili olduğu gibi, gölgenin de değişken yapısı onu var eden bir yaratıcının varlığına kuvvetli bir delildir.

İlave bilgi için tıklayınız:

Kur'an'da Yer, Yeryüzü (Dünya) kelimesi geçmesine rağmen Dünya'nın yörüngesinden bahsedilmemiştir.

Kur'an'da dünya merkezli evren olduğunu söyleyenlere nasıl cevap vermeliyiz?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun