Felak ve Nas surelerinin Kuran'a ait olmadığı iddiası doğru mu?

Tarih: 20.11.2022 - 11:25 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Muavvizeteyn'in (Felak ve Nas sureleri) Kuran'a ait olmayışı hakkındaki şu iddialar doğru mu:
- Kuran'a ait olmadığı öne sürülenler arasında Felak ve Nas sureleri bize kadar ulaşmış en ciddi vakalardan birisidir.
- Bu konu hakkında Sahihi Buhari'de şu hadis mevcuttur; "Ubade b. Ebi Lubabe ve Asım Zirr b. Hubeyş'ten anlattılar, dedi ki: "Ubeyy b. Ka'b'a sordum ve dedim ki: "Ya Eba Munzir! Kardeşin Abdullah b. Mes'ud şöyle şöyle sözler söylüyor (muavvazateyn Kur'an'dan değildir diyor), sen ne dersin?" Ubeyy dedi ki: Bu iki sureyi ben de Rasulullah s.a.v'e sordum, bana dedi ki: «"Bunlar Kur'an'dandır, oku!" denildi. Ben de okudum"» sonra Ubeyy dedi ki: "İşte biz de Rasulullah'ın okuyup söylediği gibi okuyoruz." (Sahihi Buhari; 3. cilt/ sf;335, bab 114, hadis 4977.)
- Bu hadisi Buhari'nin sansürleyerek verdiğini, daha güvenilir bir hadis kaynağından anlıyoruz.
- Diyeceksiniz ki Buhari'den daha güvenilir hadis kaynağı mı var. Tabii ki var. Bu konuda da Sünni alimler büyük dalavereler çevirir.
Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai gibi hadis alimlerini İbni Ebi Şeybe yetiştirmiştir. Yani bu 4 hadis aliminin hadis hocasıdır.
İbni Ebi Şeybe 30.000 civarı hadis rivayet etmiştir. Bu hadisleri Tabiin'den (Muhammed'i görenleri gören kişiler, sahabe çocukları vs.)+ bizzat dinleyip alarak kitaplaştırmıştır. Yani hadisleri bizzat daha güvenilir kaynaklardan elde etmiştir.
- Daha sonra bu hadisleri Buhari, Müslim gibi en güvenilir kabul edilen kaynaklara öğretip, aktarmıştır.
- Ancak İbni Ebi Şeyben'in naklettiği hadis çok daha net bir şekilde bu iki surenin Kuran'a ait olmadığını ifade ediyor..
- Hadiste bu iki surenin Kuran'a ait olmadığını söyleyen sahabe yani İbni Mesud, İslam dinini kabul eden 6. kişidir.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Öncelikle ifade edelim ki, Muavvizeteyn ismiyle de bilinen Felak ve Nas surelerinin vahiy olarak indirildiğine, Hz. Peygamber (asm) Efendimizin ve sahabilerin namazda her ikisini de sure olarak okuduklarına dair birçok rivayet vardır. Ayrıca, sahabiler başta olmak üzere İslam ümmeti Felak ve Nas surelerinin Kuran’dan olduğu konusunda ittifak etmişlerdir.

Bu kısa bilgiden sonra şimdi bu rivayetleri kaynaklarıyla vermeye çalışalım:

İbn Mesud’dan başka hiçbir sahabiden bu konuda herhangi bir rivayet gelmemiştir. Kuran’ın cemi ve istinsahı esnasında da Muavvizeteyn surelerinin Kuran'dan olup olmadığı yönünde tereddüdün yaşandığına dair herhangi bir rivayete rastlamadık. Bu bize gösteriyor ki, ashap Muavvizeteyn surelerinin Kuran'dan olduğu konusunda icma ve ittifak üzeredirler.(1)

Esasen, birçok âlim bu hususu dile getirmiştir. Bütün sahabi efendilerimizin, söz konusu surelerin Kuran’dan olduğu hususunda icma ettikleri bir konuda, Abdullah b. Mesud gibi bir zatın muhalefet edeceğini zannetmiyoruz. Şayet İbn Mesud gerçekten böyle bir iddiada bulunsaydı, sadece Ubeyy değil, daha birçok kişi ona bu konuda tepki gösterirdi. Oysa bu konuda Ubeyy dışında bir sahabiden gelen herhangi bir tepkiye rastlamadık.

Abdullah b. Mesud'un, Muavvizeteyn gibi önemli iki sureyi Kuran'dan addetmemesini ve sahabenin de buna sessiz kalmasını muhal görüyoruz.

Nitekim biraz sonra kaynaklarıyla göstereceğimiz bir çok hadis vardır ki, bunlarda Hz. Peygamber (asm) Muavvizeteynin kendisine iki sure olarak indirildiğini söylemektedir.

Hz. Ukbe ve başka sahabilerden gelen bu rivayetlerde Hz. Peygamber (asm), kimi zaman bunlara "ayetler", kimi zaman da "sure" diyerek, Kuran'dan olduklarını açıkça ve net olarak ifade buyurmuştur.

Ukbe'nin naklettiğine göre Hz. Peygamber (asm) bu iki sureyi kastederek şöyle buyurmuştur:

“Bana iki sure indirildi...”(2)

Yine Ukbe’den gelen başka bir hadiste ise bunlara ayet demektedir: "Bana bazı ayetler indirildi ki, benzerleri görülmemiştir: Kul eûzu bi Rabbi'n-nas ve Kul eûzu bi Rabbi'l-felak..." (3)

Hz. Peygamber (asm), Muavvizeteyn ayetlerini kastederek, "bana bazı ayetler indirildi ki benzerleri görülmemiştir" demiştir.(4)

Yine Peygamber Efendimiz (asm), bu iki sureyi kastederek Ukbe'ye, "Sana insanların okuduğu surelerin en hayırlısı iki sureyi öğreteyim mi?" demiştir.(5)

Ukbe'den gelen bir diğer hadiste Hz. Peygamber (asm) bunları, "benzeri okunmamış, Allah’a sığınanların, Allah’a sığındığı en hayırlısı iki sure" olarak nitelendirmektedir.(6)

Yine Ukbe'den gelen bir rivayete göre, Hz. Peygamber (asm) İhlas ile birlikte Muavvizeteyne sure demekte ve "bunları ilahi kitaplarda indirilenlerin en hayırlısı" olarak tavsif etmektedir.(7)

Adullah b. Hubeybin rivayet ettiği bir hadiste de Hz. Peygamber (asm), ona Kul huvallâhu Ahad ile Muavvizeteyni okumasını söylemiştir."(8)

Başka bir hadiste ise Ukbe, Hz. Peygamberin (asm) kendisine, "sen Kuran'da Kul Eûzu bi Rabbi'l-Felak’tan daha beliğ bir sure okumadın" diyerek, Felak’ın Kuran'dan bir sure olduğunu açıkça belirtmektedir.(9)

Taberani’nin naklettiği bir hadiste de Hz. Peygamber (asm), Ukbe'ye, "sana Kuran’ın en faziletlisi veya en faziletlilerinden iki sureyi öğreteyim mi?" dedikten sonra, ona Muavvizeteyni öğretmiştir.(10)

Üstelik Hz. Peygamber Efendimizin (asm), Muavvizeteyni namazda okuduğu ve ashabına bunlarla namaz kılmalarını emrettiği de ayrı bir gerçektir.(11)

Nitekim bir yolculuk esnasında Hz. Peygamber (asm), orada bulunan bir sahabiye bu iki sureyi öğrettikten sonra o surelerle namaz kıldırmıştır.(12)

Başka bir rivayette Ukbe, Hz. Peygamberin (asm) bunları sabah namazında okuduğunu belirtmektedir.(13)

Ukbe'den gelen bazı rivayetlerde Hz. Peygamberin (asm) ona namazlarında Muavvizeteyni okumayı emrettiği anlaşılmaktadır ve o da Hz. Peygamber'in bu tavsiyesine uyarak hep böyle yapmıştır.(14)

Ebu’l-Ala'nın belirttiğine göre bir adam (15) ona, bir yolculuk esnasında, Hz. Peygamberin kendisine Felak ve Nas surelerini okuttuğunu, sonra da "namaz kılacağın zaman bunları okul" dediğini söylemiştir.(16)

Hz. Peygamberin (asm) namazda bu iki surenin okunmasını emrettiği başka rivayetler de vardır.(17)

İmam Cafer es-Sadık’ın (v. 148/765) da akşam namazını kıldırırken Muavvizeteyni okuduğu ve onların Kuran'dan olduğunu tekit ettiği belirtilmiştir.(18)

Bütün bunlar, Muavvizeteynin Hz. Peygamber Efendimize (asm) vahiy edildiğini ve Kuran’dan olduğunu açıkça göstermektedir.

Hz. Peygamber (asm) tarafından bu kadar açık bir şeklide Kuran'dan olduğu belirtilen iki sure için Hz. İbn Mesud'un, "Bunlar Kuran'dan değildir." diyeceğine ihtimal vermiyoruz.

Abdullah b. Mesud(19) sahabenin Kuran’ı en iyi bilenidir. Ondan gelen rivayetlere göre o, "Sahabenin en faziletlisi değilim, ama onların Kuran'ı en iyi bileniyim." demiştir. Yine o, "Allah'ın kitabından hiçbir sure yoktur ki onun nerede indiğini; hiçbir ayet yoktur ki kimin hakkında nazil olduğunu bilmeyeyim." demiştir.(20)

"Şayet bilmediğim bir şeyi bilen birini duysam da ona ulaşmak mümkünse, mutlaka ona gider ve bunu ondan öğrenirim." diyen de kendisidir.(21)

Yine İbn Mesud, Kuran’ın büyük bir kısmını doğrudan Hz. Peygamberin (asm)  mübarek ağzından öğrenmiştir.(22)

Hz. Peygamberin (asm)ashabına, kendisinden Kuran’ı öğrenmelerini emrettiği dört kişiden biridir.(23)

 Bir hadiste, "Kuran’ı indiği gibi okumak isteyen, İbn Mesud'un kıraati üzere okusun." denilmiştir.(24)

O, Kuran’ı Hz. Peygamber hayatta iken toplayan dört kişi arasında yer almaktadır.(25)

İbn Mesud, Hz. Peygamberin evine izinsiz ve serbest bir şeklide girebilen az kişiden biridir.(26)

Üstelik bazı kaynaklarda belirtildiğine göre, Hz. Peygamberin ömrünün sonlarına doğru Ramazan ayında Cebrail’e Kuran’ı iki kere arz ettiği esnada orada hazır bulunmuş ve buna şahit olmuştur. Dolayısıyla o Kuran’ı son şekliyle bilmektedir. Başta Hz. Ömer olmak üzere pek çok sahabi, onun Kuran’ı en iyi okuyan kişi olduğunu söylemiştir. (27)

Bize göre, böyle birinin, bütün ashabın üzerinde ittifak ettikleri Muavvizeteynin, Kuran’ dan olmadığını iddia etmesi ve bunda ısrar etmesi mümkün değildir, ki daha önce de bazı alimler buna temas etmişlerdir.(28)

Fatiha ve Muavvizeteynin Kuran'dan olmadığı yönünde İbn Mesud'a yapılan atıfların tümünün yalan, mevzu olduğunu ve hiçbirinin doğru olmadığını belirten İbn Hazm (v. 456/1064), İbn Mesud'un kıraatini rivayet eden Asım’ın (v. 127/745) kıraatinin de bunu gösterdiğini, Kuran’ın Fatiha'nın başından Muavvizeteynin sonuna kadar bir bütün halinde elimizde mevcut olduğunu hatırlatmakta ve bundan bir harfi inkar edenin kafir olacağını söylemektedir.(29)

Asimin kıraati ise, Doğudan Batıya bütün İslam aleminde meşhurdur ve bunda bu iddiaları ispatlayan herhangi bir delil yoktur.(30)

Ayrıca Alkame b. Kays (v. 62/681), Mesrûk b. el-Ecda' (v. 63/683), Amr b. Şurahbil (v. 63/683), el-Haris b. Kays (Sıffin savaşında öldürüldü), Ebû Amr el-Kûfî (v. 72/691), el-Esved b. Zeyd b. Kays (v. 74/693) gibi kalabalık bir cemaatin, İbn Mesud'un bizzat kendi ağzından onun rivayetini naklettikleri; daha sonra da Hamza (v. 156/773), el-Kisâî (v. 189/805) ve daha başka kıraat alimlerinin de onlardan, İbn Mesud'un kıraatini rivayet ettikleri belirtilmiştir ki, bunların hepsinde de Muavvizeteyn vardır.

Bütün bunları veren el-Bakıllani, "anlaşılıyor ki, bu konuda söylenenler yalan ve iftiradır" demektedir.(31)

el-Bakıllani daha sonra eleştirdiği bu rivayetlerin aksine, Muavvizeteynin Kur'an'dan olduğu yönünde Ukbe ve diğer sahabiler kanalıyla gelen hadislerle istidlalde bulunmaktadır."(32)

Kadı İyaz (v. 544/1149), Müslim üzerine yaptığı şerhte, Salatul-Misafırin’de konu ile ilgili olarak geçen "Bana bazı ayetler indirildi ki, benzerleri görülmemiştir: Kul eûzu bi Rabbin-Nâs ve Kul eûzu bi Rabbi'l-felak..." hadisini şerh ederken, Felak ve Nas surelerinin Kuran’dan olmadığı yönünde İbn Mesud'a atıf yapanlara ve bunun üzerinde yorum yapanlara bu hadisin cevap verdiğini belirttikten sonra, "bütün bunlar bize gösteriyor ki, söz konusu iki surenin Kur'an'dan olduğu sabit olmuştur" demektedir.(33)

Muhyiddin Nevevî (v. 676/1277) de, Fatiha ve Muavvizeteyn dahil, elimizde bulunan Kuran'da mevcut tüm surelerin Kuran'dan olduğu konusunda Müslümanların icma ve ittifak ettiklerini belirttikten sonra, "kim ondan bir şey inkâr ederse kafir olur. Bu konuda İbn Mesud'dan nakledilenler batıldır, ondan sahih olarak gelmemiştir" demektedir.(34)

Şiî müfessirler de Muavvizeteynin Kuran'dan olduğu konusunda genel olarak Sünnî alimler gibi düşünmektedirler. Görebildiğimiz kadarıyla Şiî müfessirlerin ekseriyeti, Muavvizeteynin Kuran'dan olmadığı yönünde İbn Mesud'a atfedilen rivayetleri verdikten sonra, Sahabilerin ve Ehli Beytin, bu iki surenin Kuran'dan olduğu konusunda icma ve ittifak ettiklerini söylemektedirler.

Ünlü Şii müfessirler el-Fayd el-Kaşanî (v. 1019/1610) ve el-Bahrani, İmam Cafer es-Sadık'tan İbn Mesud'un Muavvizeteyni Kuran'dan addetmediğiyle ilgili rivayeti verdikten sonra, bu rivayetin doğru olmadığını kaydederler.(35)

Tabatabai (v. 1307/1889) de bu yöndeki rivayetleri verdikten sonra, Bezzar’ın "sahabeden hiç kimse bu konuda İbn Mesud’a nisbet edilen rivayete muvafakat etmemiştir. Hz. Peygamberden sahih olarak gelmiştir ki, Felak ve Nas sureleri Kuran'dandır... " şeklindeki sözlerini nakletmektedir.

Tabatabai daha sonra, Kummi'nin (v. 381/991) tefsirinden, Ebubekir Hadrami kanalıyla İmam Ebu Cafer Muhammed el-Bakır'dan (v. 148/765) Muavvizeteynin Kuran'dan olduğuna dair bir rivayet nakletmektedir.(36)

Yine Tabatabai "bu iki surenin Kuran'dan olduğu konusunda tevatür derecesinde bütün İslam âleminden gelmiş pek çok rivayet vardır." demektedir.(37)

Demek ki, Felak ve Nas sureleri vahiy olarak indirilmiş, Hz. Peygamber (asm) Efendimiz ve Sahabiler namazda her ikisini de sure olarak okumuşlar ve Sahabiler başta olmak üzere İslam ümmeti Felak ve Nas surelerinin Kuran’dan olduğu konusunda ittifak etmişlerdir.

Şu halde, Hz. Abdullah b. Mesud hazretlerine nispet edilen rivayetin ona ait olması mümkün görünmemektedir.(38)

İlave bilgi için tıklayınız:

Kur'an-ı Kerim'in yazılması, toplanması ve kitap haline getirilmesi ...

Dipnotlar:

1) bk. Bedruddîn Ebû Muhammed Mahmûd b. Ahmed el-Aynî (v. 855/1451), 'Umdetu'l-Kârî Şerhu Sahihi'l-Buhârî, Dâru İhyâİ't-Turâsi'İ-Arabî, tarih yok, XX/11.
2) Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV/144.
3) bk. Müslim, Salâtul-Misâfirin 46; Ahmed b. Hanbei, IV/144, 150, 151, 152; Tirmizî, Fedâilu'l-Kur'ân, 12; TefsîruU-Kur'ân, 93; Taberânî (v. 360/970), el-Mıcemul~Kebîr, (Tahk. H.A. es-Selefî), el-Cumhûriyyetu'l-kakiyye, Vizâretu'I-Evkâf, Bağdat 1980 (?), XVII/350.
4) bk. Müslim, Salâtulmisâfirîn, 46; Tirmizi, Fedâilu'l-Kur'ân, 12; Tefsîru’l-Kur'ân, 93; Ahmed b. Hanbel, IV/144,150, 151, 152.
5) bk. Ahmed b. Hanbel, IV/144, 155.
6) bk. Ahmed b. Hanbel, IV/150, 153.
7) bk. Ahmed b. Hanbel, IV/148, 158-159.
8) bk. Ahmed b. Hanbel, V/312.
9) Darimî (v. 255/868), Sünenu'd-Dâremî, (Tahk. M.A. Abdulmuhsin), Dâru'l-Ma rife, Beyrût 1421/2000, Fedâilu'l-Kur'ân, 25.
10) et-Taberânî, XVII/336-336.
11) bk. İbn Hacer, Fethul-Bârî, 11/2190-2191.
12) Ahmed b. Hanbel, IV/144: et-Taberânî, XVII/336-338; İbnKesîr, VIII/531.
13) bk. Ahmed b. Hanbel, IV/150; et-Taberânî, XVII/336-338; İbn Kesîr, VIII/533.
14) Bkz. et-Tirmizî, Fedâilu'l-Kur'ân, 12; Ahmed b. Hanbel, IV/155.
15) Arnaût, hadiste adı verilmeyen zatın da Ukbe b. Âmir olduğunu söylemektedir. (el-Arnaût, XXXIlI/406).
16) bk. Ahmed b. Hanbel, V/24, 79; İbn Hacer, Fethıı'l-Bâri, 11/2190. Arnaût, hadisin isnadının sahih ve ricâlinin sika olduğunu belirtmektedir. (el-Arnaût, XXXIII/406).
17) Bkz. Ahmed b. Hanbel, IV/155, V/79.
18) bk. Muhammed b. el-Murtezâ el-Fayd el-Kâşânî (v. 1091/1680), Kitâbu'ş-Şâfî fi Tefsîri'l-Kur'ân, el-Mektebetu"l-İsIâmiyye, Tahrân 1391 (kameri), 11/869; el-Bahrânî, IV/531.
19) Hayatı için Bkz. İbn Abdulberr, 11/317-323; İbnu'l-Esîr, III/383-386; İbn Hacer, el-İsâbe, 11/369; Şihâbuddîn Ahmed b. Ali İbn Hacer el-Askalânî (v. 852/1448), Tehzîbut-Tehzîb, Beyrut 1417/1996, III/252-253.
20) bk. Buhârî, Fedâüu'I-Kur'ân, 8; Muslim, Fedâilu's-Sahâbe, 22; İbn Abdüberr, 11/321.
21) bk. Buhârî, Fedâülu'I-Kur'ân, 8; Muslim, Fedâilu's-Sahâbe, 22; İbnu'l-Esîr, III/386.
22) bk. Buhârî, Fedâilu'I-Kur'ân, 8; Muslim, Fedâilu"s-Sahâbe, 22.
23) bk. Buhârî, Fedâilu'l-Kur'ân, 8; Fedâilu Ashâbi'n-Nebî, 29; Menâkibu'l-Ensâr, 16; Muslim, Fedâilu's-Sahâbe, 22; İbn Abdüberr, 11/319.
24) bk. İbn Abdüberr, 11/320; İbn Hacer, el-İsâbe, 11/369.
25) bk. Buhârî, Fedâilu'l-Kur'ân, 8.96.
26) bk. Buhârî, Fedâilu Ashâbi'n-Nebî, 29; Muslim, Fedâilu's-Sahâbe, 22; İbnu'l-Esîr, 111/384-385; İbn Hacer, el-İsâbe, 11/369.
27) Ayrıca Bkz. el-Buhârî, Fedâilu"I-Kur'ân, 8; İbn Abdüberr, 11/322-323.
29) bk. Kadı Ebûbekir İbn Tayyib el-Bâkıllânî (v. 403/1012), el-İntisâr li’l-Kuran, Ammân-Beyrût 1422/2001, 1/30I; aynı müellif, Nuket, 90; Muhammed Abdulazîm ez-Zerkânî, Menâhilu’l-îrfân fi Ulûmi'l-Kur'ân, Dâru'l-Fikr, Beyrut 1996,1/191-192; Mustafa Karataş, "Çağdaş Yazar Muhammed Gazâlî'nin Hadis ve Sünnete İlişkin Görüşleri", İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, yıl 2004, sayı 10, 39-72.
29) Ebû Muhammed Ali b. Ahmed İbn Hazm (v. 456/1063), el-Muhallâ Şerhul-Mucellâ, (Tahk. A.M. Şâhin), Beyrut 1418/1997, 1/96; aynı müellif, el-Faslu'l-Mileli ve'l-Ehvâi ve'n-Nihal, (Tahk. M.İ. Nasr-A. Umayra), Beyrût 1405/1985,11/212. Ayrıca bk. İbn Hacer, Fethu'l-Bârî, 11/2191; el-Bikâî, Mesâidu'n-Nazar, III/315; es-Suyûtî, el-İtkân, 1/264.
30) İbn Hazm, et-Fasl, 2/212; Ebû Zeyd, Cem’ul-Kurân, (Basılmamış Yüksek Lisans tezi, Danışman: Abdülaziz İsmail Sakr), Câmiatu'l-Kuveyt Kulliyetu'd-Dirâsâti'-Ulyâ Bernâmecu't-Tefsîr ve Ulûmi'l-Kufâni'l-Kerîm, 1419/1998, 202. 201.
31) el-Bâkıllânî, el-İntisâı; 1/304-305.
32) bk. el-Bâkıllânî, el-İntisâr, 1/300-314.
33) Kâdi İyâz b. Musa et-Temîmî (v. 544/1149), Şerhu Sahihi Muslim li'l-Kâdi İyâz, (Tahk. Dr. Yahya İsmail), Dâru’l-Vefâ, 1419/1998, III/182.
34) Ebû Zekeriyyâ Muhyuddin b. Şeref en-Nevevî (v. 676/1277), el-Mecmû' Şerhu'l-Mııhezzeb, İdâretu't-Tibâe el-Muniriyye, tarihsiz, 111/396. Ayrıca bk. İbn Hacer, Fethu'l-Bârî, 11/2191; el-Bikâî, Mesâidu'n-Nazar, III/315; es-Suyûtî, el-İtkân, 1/264.
35) el-Kâşânî, et-Tefsîrul-Hadîs, II/868; el-Bahrânî, IV/529. Ayrıca Bkz. Muhammed Hüseyin en-Necefi (v. 1266/1849), Cevâhiru'l-Kelâm fi Şerhi Şerâ'i'l-İslâm, 6. baskı, Beyrut, tarih yok, 10/51.
36) Muhammed Hüseyin et-Tabatabâî (v. 1307/1889), et-Mîzân fi Tefsîri’l-Kur'ân, Beyrut 1392/1974, XX/394-395; Âyetullâh el-Uzmâ Muhammed Hüseyin Fadlullâh, Tefsîru Min Vahyi’l-Kuran, Dâru’1-Melâk, Beyrut 1419/1998, XXIV/489-490. Ayrıca bk. el-Bahrânî, IV/531.
37) et-Tabatabâî, XX/394; Fadlullâh, XXIV/490.
38) Detaylı bilgi, kaynak ve değerlendirme için bk. Doç. Dr. Hidayet Aydar, Muavvizeteyn Üzerine Bir Değerlendirme, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Sayı; II, Yıl: 2005.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun