"Göklerle yer bitişikken, bizim onları ayırdığımızı görmediler mi?" ayetini açıklar mısınız?

Tarih: 26.08.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Enbiya Suresi 30. ayet:
"Göklerle yer bitişikken, bizim onları ayırdığımızı görmediler mi?" denilmektedir.
- Ancak bu olayı kimse görmemiştir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

"İnkâr edenler, göklerle yer bitişikken, bizim onları ayırdığımızı ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdiğimizi görmediler mi? Hâlâ inanmayacaklar mı?” (Enbiya, 21/30)

mealindeki ayet hakkındaki mütalaamızı kısa maddeler halinde arz etmekte fayda mülahaza ediyoruz:

- Ayetten “gökleri ve yerleri ayırdığı esnada bu olayı görmediniz mi?” yorumu isabetli değildir. “yaratılış esnasında” düşüncesine götürecek herhangi bir ipucu yoktur.

Ayeti: “İnkâr edenler, bizim ilk defa gökleri ve yeri bitişik olarak yarattıktan -belli bir süre- sonra, onları ayrı ayrı yapılar halinde düzenlediğimizi ve diri olan her şeyi sudan yarattığımızı görmediler mi?"

- Arapça’da “Görmüyorlar mı? Düşünmüyorlar mı?” anlamlarına gelen “E-Lem- Yere/Tere” şeklindeki istifham / soru sitili, gerçek bir sorgulamaya değil, konuyu pekiştirmeye yöneliktir.

- Hz. Peygamber (a.s.m)’in doğumundan önce gerçekleşen Fil Vakası hatırlatılırken, yine aynı sitile başvurulmuş ve "E-Lem-Tere = Görmedin mi?” soru üslubu kullanılmıştır.

- Soruda vurgulanan ayetin birkaç mana tabakası vardır. Kur’an’da her asırdaki insanların kendi bilgi-görgü seviyelerine göre alacakları feyiz hisseleri mevcuttur. Kur’an’ın bu engin üslubu bir mucizedir. Ayette, “gökler ve yerin bitişik olup, sonradan onların birbirinden ayrılması” hususu, o asırda da bir şekilde anlaşılıyordu. Bunun en büyük delili, Kur’an’ın şiddetli muarızları bu ayeti işittiklerinde hiç itiraz etmemeleridir. Zaten Kur’an’ın hârika üslubundaki maharet de onlara bir şey anlatabilmekte yatar. Nitekim Abdullah b. Abbas, bu ayetten şunu anlamıştır:

Eskiden gökten yağmur gelmiyor ve yerden de bitki bitmiyordu. Bu hâl bir retk = bitşiklik halidir. Sonra, şartları oluşturuldu (yani atmosfer teşekkül ettirildi) gökten yağmur, yerden de bitkiler bitiverdi. Bu ise bir fetk = ayrışma anlamına geliyordu. Canlıların sudan yaratılması ise, genellikle sperma ile açıklanıyordu. Bu tespitler de doğrudur ve o zamanki insanları tatmin etmektedir.

- Yukarıdaki düşünceler, çok cüz'î, küçük çaplı da olsa bir hakikati ifade ediyordu ve Allah’ın varlığına bir delil olabiliyordu. Ancak Kur’an’ın mesajları yalnız Saadet asrındaki insanlara bakmıyor, kıyamete kadar gelecek bütün asırların bilgi seviyesine hitap ediyor.

İşte Kur’an-ı Hakim, Big-bang teorisi ile açıklanan hakikati ile bir damla suda milyarlarca canlıların varlığı ve hayatın ilk defa denizlerde başladığına dair kabul gören teorilerin getirdiği açıklamalar ışığında ayetin ilmî veçhesini görebilmek için de bazı köşe taşları koymuştur. Bu köşe taşlarından birisi “İnkâr edenler görüp düşünmüyorlar mı?” sitilidir. Bu üslubuyla bu ayet sanki bu asra hitap etmek üzere yeni inmiş gibidir. Çünkü bu ilmî gerçekleri ilk defa görenler, gayrimüslim olanlardır. Âdeta, ayette bu hususa işaret edilerek, Kur’an’ın sonsuz ilim sahibi olan Allah tarafından indirilmiş olduğunun bir belgesini gözler önüne serilmiştir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Jokerstyle

Aciklamaniz icin Allah (c.c.) sizden razi olsun!!!

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun