Cinlerden maksat, yabancılar mıdır?

Tarih: 27.10.2015 - 14:28 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Ben ilahiyat fakültesinde okuyorum. Bir hocamız İslam İnanç ve Esasları dersinde cin denen bir varlığın olmadığını, cinlerin insan, şeytan veya meleklerin bir türevi olduğunu, “cenene” kökünden geldiğini ve Peygamber Efendimiz döneminde yabancılara cin denildiğini ifade etti.
- Peygamber efendimizin yanına gelen zatın Cebrail olmadığını bir insan olduğuna dair birkaç şey söyledi.
- Ayetlerde geçen cinin yine yabancı, tanınmayan varlıklar olduğunu, Hz. Süleyman’ın altında çalışanların ise cin olmadığını zikretti ve kendisine konu ile ilgili hadisler gösterdiğimizde ise önce Kur’an ne diyor onu bir anlayalım diye sitem etti.
- Bu konu hakkındaki görüş ve önerileriniz benim için değerlidir.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bilindiği gibi, Kur’an’da  Cin suresi vardır. Hz. Peygamber (asm), sahabe ve daha sonra gelen alimlerin hepsi, Kur’an’da geçen “cin”in bizim tasavvur ettiğimiz varlıklar olduğunu anlamışlardır. Şimdi başta Peygamberimiz (asm), bütün şu sahabeden beri gelen milyonlarca alimlerin “cin” diye bir şeyi yanlış anladığını iddia edip; yalnız bir ilahiyatçının doğru anladığını düşünmek için tam bir mecnun olmak lazımdır.

- Cinlerin bu ismi almalarının sebebi, onların hususiyet kesp eden olaylar dışında -genel bir kural olarak- insanların gözüne görünmemeleridir.

“Çünkü o da, askerleri de sizin kendilerini göremeyeceğiniz yerlerden sizi görürler. Doğrusu biz şeytanları iman etmeyenlerin dostları yapmışızdır.” (A'raf, 7/27)

mealindeki ayette cinlerin “görünmez varlıklar” şeklindeki anlamına işaret edilmiştir. Şeytan da cinlerdendir. (Kehf, 18/50)

- Rahman suresi baştan sona insan ve cin tâifelerine hitap etmekte ve onları “es-sekalan=sorumluluğu olan iki varlık.” (Rahman, 55/31) olarak nitelemektedir.

- Cinlerin Hz. Peygamber’den Kur’an’ı dinledikleri bildirilmişştir. (Ahkaf, 46/29)

Eğer soruda iddia edildiği gibi olsaydı, Kur’an’da geçen “cin” kelimesi yerine, “yabancı” kelimesini koyduğumuzda da uygun bir mana ifade etmesi gerekirdi. Ahkaf suresinin ilgili ayetinde yer alan “Hani bir vakit biz cinlerden bir grubu Kur’an dinlemeleri için sana göndermiştik.” mealindeki ayette geçen “cinlerden bir grubu...” yerine “yabancılardan bir grubu...” ifadesini yerleştirelim. Bir tek Allah’ın kulu “Bu yabancıların kimler olduğu ve bu ayette ne işleri var!” şeklindeki sorulara cevap verebilir mi?  

- Rahman suresinde (55/14-15) insanların yanında cinlerin de yaratılışlarından söz edilmiştir. Burada da eğer “yabancı” kelimesini kullanırsak;  “Allah insanları pişmiş çamur gibi bir balçıktan yarattı; yabancıları da dumansız alevden yarattı.” ifadesini anlayan varsa beri gelsin!

- Sahih bir hadiste bildirildiğine göre,

"Hz. Pegamber (asm) ashabının yanına çıktı ve onlara Rahman Sûresini başından sonuna kadar okudu. (Sahabiler suskunluk içerisinde dinlediler). Bunun üzerine Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurdu:

'Bu Sûreyi cinlere de okudum; onlar, cevap bakımından sizden daha iyi idiler (Onlar sizden çok daha güzel tepki göstermişlerdi). Çünkü ben, "Siz (Ey İnsan ve Cin taifeleri!) Rabbinizin nimetlerinden hangisini inkâr edebilirsiniz?" âyetine her geldiğimde, cinler: "Ey Rabbimiz! Senin nimetlerinden hiçbirini inkâr etmeyiz ve sana hamdolsun." ’ dediler." (bk. Taberî, XIII/123; Hâkim, el-Müstedrek, II/473; Zehebî de hadisin Buhârî ve Müslim'in şartlarına uygun olduğunu söylemiştir. bk. et-Telhis -Müstedrek içinde-, aynı yer)

- Özetlersek, tekfir mekanzimasını işletmeye asla taraftar olmadığımız bir gerçektir. Sitemize bakanlar bunu göreceklerdir. Bununla beraber, soruda geçen ifadelerde -maalesef- küfür kokusu geliyor. Çünkü, Kur’an’ı Hz. Muhammed (asm)’in kalbine koyan kimsenin Hz. Cebrail olduğunu bildiren birçok sahih hadislerin yanında bizzat Kur’an ayetlerinde de söz konusudur. Bir ayette, 

“Allah’tan vahiy olarak getirdiği Kur’an’ı, Hz. Peygamberin kalbine koyanın RUHU’L-EMİN”(Şuara, 26/192-194)

olduğu ifade edilmiştir. Ruhu’l-Emin ise milyonlarca alimlerin ittifakıyla Hz. Cebraildir.

- Son olarak şunu söyleyebiliriz ki:

“De ki: Kim Cebrâil’e düşman ise iyi bilsin ki, bu Kur’ân’ı daha önceki kitapları tasdik etmek, inananlar için bir rehber ve müjde olmak üzere, Allah’ın izniyle senin kalbine o indirmiştir.(Bakara, 2/97)

mealindeki ayette Hz. Peygamber (asm)'e Kur’an’ı getirenin Cebrail olduğu hususu, başka hiçbir ihtimale imkân vermeyecek şekilde açıkça ifade edilmiştir.

Allah hepimizi ıslah etsin, âmin!..

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun