Cehennemde kapışma mı?
- Alak, 96/15-18.
"And olsun ki onu perçeminden, yalancı ve günahkar perçeminden cehenneme sürükleriz. O zaman taraftarlarını çağırsın. Biz de zebanileri çağıracağız."
- Ayet, Ebu Cehil için söylenmiş.
- Güçsüz bir insanın “Allah benden yana” demesine benziyor. Yani insan sözü.
Değerli kardeşimiz,
Bu sitede bin defa söyledik yine söyleyelim, Allah Kuran’da muhatapları olan insanlarla konuşuyor. Bu konuşmanın insanların konuşması tarzında olması zorunludur. Aksi takdirde hiç kimsenin anlamadığı bir kitapla karşı karşıya olmamız kaçınılmazdır.
İlgili ayetlerin mealleri şöyledir:
"Hayır, insan kendini yeterli gördüğü için mutlaka azgınlık eder.
Şüphesiz dönüş ancak Rabbinedir.
Sen, namaz kıldığında kulu (bundan) engelleyeni gördün mü?
Ne dersin, ya o (engellenen kul) hidâyet üzere ise ya da takvayı (Allah'a karşı gelmekten sakınmayı) emrediyorsa?..
Ne dersin engelleyen, Peygamberi yalanlamış ve yüz çevirmişse?
O Allah'ın, her şeyi gördüğünü bilmiyor mu?
Hayır! Andolsun, eğer vazgeçmezse, muhakkak onu perçeminden; o yalancı, günahkâr perçeminden yakalarız.
Haydi, taraftarlarını çağırsın.
Biz de zebanileri çağıracağız.
Hayır! Sakın sen ona uyma; secde et ve Rabbine yaklaş." (Alak, 96/9-19)
Bu ayetlerin nüzul sebebi şudur:
Abdullah b. Abbas anlatıyor:
Hz. Peygamber (asm) (Kabe’nin yanında) namaz kılıyordu. Ebu Cehil yanına gitti ve “Sana böyle bir şey yapma (namaz kılma) demedim mi?” diye onu tehdit etmeye başladı. Hz. Peygamber (asm) namazını bitirince, Ebu Cehil’e döndü ve ağır sözlerle onu azarladı. Bunun üzerine Ebu Cehil: “Sen çok iyi bilirsin ki, bu Vadide (Mekke’de) benden daha kalabalık aşiret sahibi yoktur.” demek suretiyle tehditlerini sürdürmeye devam etti.
Bu olay üzerine ilgili ayet nazil oldu: “Sen adamlarını çağır! Biz de zebanileri çağıracağız.”
İbn Abbas bu hadisi anlatırken sonunda şunu da ekliyor:
“Eğer o adamlarını / yandaşlarını çağırsaydı, azap melekleri olan zebaniler anında onu yakalayıp cezasını verirlerdi...” (Tirmiz, Tefsir, 85, hno: 3349; Tuhfetu’l-Ahvezi, 9/196; İbn Kesir, ilgili ayetlerin tefsiri)
Nitekim müfessirlerin çoğunluğu 6. ayette eleştirilen "insan" ile bilhassa İslam’ın en azılı düşmanlarından olan Ebu Cehil'in kastedildiğini belirtirler. Rivayete göre Ebu Cehil, "Lat ve Uzza'ya yemin olsun, Muhammedi namaz kılarken görürsem mutlaka ensesine binip yüzünü toprağa sürteceğim!" diyerek onun namaz kılmasını engellemeye karar vermişti. Hz. Peygamber'i namaz kılarken gördüğünde yeminini yerine getirmek isteyince, hemen geri döndüğü ve garip bir şekilde elleriyle kendini korumaya çalıştığı görülmüş; kendisine niçin böyle yaptığı sorulunca, "Benimle onun arasında ateşten bir hendek, korkunç bir varlık ve bazı kanatlı şeyler meydana geldi." demiştir. Hz. Peygamber (asm), "Eğer bana yaklaşsaydı melekler onu kapıp parça parça edeceklerdi!" buyurmuş, bu olay üzerine 6-19. ayetler inmiştir. (bk. Müslim, Münâfikîn, 38; İbn Kesîr, ilgili ayetlerin tefsiri)
Hülasa: Ebu Cehil Peygamber Efendimiz (asm)’i “Adamlarım çoktur.” diyerek tehdit demiş. Bunun üzerine Allah da elçisine güven vermek, her türlü kaba kuvvete karşı yanında olduğunu göstermek hikmetiyle, muhatabın anladığı dilden konuşup vahiy indirmiş ve “adamların varsa bizim de zebanilerimiz var” diyerek elçisi adına meydan okumuştur.
Bu ifadeyi insan sözü olarak anlamak, Kur'an’ın insan sözü olduğuna delil olarak kabul etmek kadar cahilce bir şey olmaz. Eğer bu söylenen söz gerçekten bir inancı yansıtıyorsa, sahibi için de -tövbe etmediği takdirde- zebaniler hazırdır, bu böyle biline!
Bir kısım insanlar eften püften bahanelerle Kuran’ı inkâr yolunu seçip zebanilere yem olmaya hazırlanırken, diğer yandan buradaki ayetlerden i’caz parıltılarını alıp kalplerini nurlandıran ve cennet ırmaklarında yüzmeye hazırlananlar da vardır.
Bakınız, değerli ilim adamı Abdulmecid Zendanî, “Ve Ğaden Asru’l-İman” (Yarın İman Asrı Olacak) adlı eserinde sorudaki konuyu işlemiştir. Bu konu üzerinde öteden beri düşündüğünü, nihayet Kahire’de Kanadalı bir bilim adamının verdiği konferansı dinlerken, bunun hikmetini öğrendiğini şöyle dile getirir:
"Meğer ki, alnın ön kısmı, hataların işlenmesine katkı sağlayan ve suçların işlenmesine dair kararlar alan bir merkezdir. Bir tıp kongresine katılan Kanadalı bilim adamı bu bilginin ancak elli yıl önce keşfedildiğini söylemiştir." (bk. Zendanî, Ve Ğaden Asru’l-İman, Alak suresi ilgili ayetin açıklaması)
Hak ve hakikatin müşterisi olanlar için, Kur'an ayetlerinde birçok mucizenin bulunduğunu, hatta kıyamete kadar keşfedilecek birçok şeye işaret edildiğini söylemek mümkündür.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Alak suresi 15 ve 16. ayetlerde geçen nasiye / perçemle ilgili bir mucize olabilir mi?
- "O zaman taraftarlarını çağırsın. Biz de zebanileri çağıracağız." (Alak, 96/17-18) ayeti insan sözüne benziyor?
- Zebaniler siyah nurdan mı yaratılmıştır?
- Ezberlemenin yeri beyin mi kalp mi?
- "Hayır; eğer o, (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursa, andolsun, onu perçeminden tutup sürükleyeceğiz; o yalancı, günahkar olan alnından." (Alak, 96/15-16) ayetleri kimin hakkında indirilmiştir?
- Mekke’de En Uzun Zaman: Kan, Zulüm, İşkence…
- Zebanilerin fiziksel özellikleri ve görevleri nelerdir?
- "Hayır; eğer o, (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursa, andolsun, onu perçeminden tutup sürükleyeceğiz; o yalancı, günahkar olan alnından" (Alak, 15-16) ayetleri kimin hakkında indirilmiştir?
- Kuran’a önce inanmayıp sonradan inananları nasıl algılamalıyız?
- Ebu Cehil’e neden hakem ismi verilmiştir ve Kur'an'a, eskilerin masalları, demiş midir?