Budistlerin kıyafeti ile ihram arasındaki benzerlik, nasıl açıklanabilir?

Tarih: 04.11.2014 - 12:53 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Budistlerle, hac vazifesinde giydiğimiz ihram kıyafeti arasındaki benzerlik malumunuz. Bunun sebebi nedir?
- Dinimizin kültürler arası etkileşimi söz konusu olabilir mi?
- Diğer hak dinlerle bazı ortak yönler olması normal. Çünkü kaynak aynıdır. Fakat Budistlerle bu veya başka kültürlerle bazı benzerlikler nasıl açıklanabilir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- İslam’da ihram belli bir kıyafet değildir. Dikişsiz bir elbise olması yeterlidir.

- Genellikle dikişsiz elbise ölüye sarılan kefene benzediği için, giyenlerin kulluğunu gösteren bir sembol, acizlik ve fakirliği sembolize eden bir tevazu simgesidir.

Bu açıdan bakıldığı zaman -semavi olmasa da- bir din olan Budizm ve benzerlerinde de bu tür kıyafetlerin olması normal karşılanmalıdır. Çünkü, mevcut bütün beşeri veya semavi dinlerdeki nirenki noktası, aşkın bir varlığa kulluk etmektir.

- İslam’da var olan ihram ile bu tür dinlerdeki bazı giysilerin benzerlik göstermesinde de bir tuhaflık yoktur. Zira kulluk şuurunda eksiklerine rağmen beşeri dinlerin semavi dinlerle, özellikle de İslam diniyle bazı konularda örtüşmesi bir kulluk şuurunun ortak paydası olarak değerlendirilmelidir.

- Bununla beraber, bu beşeri dinlerin benzer taraflarının İslam’dan önce olup olmadığını kesin olarak tespit etmek oldukça zordur. Dolayısıyla, bunların bu tür giysilerini daha sonra gördükleri Müslümanlardan almaları ihtimal dışı değildir.

- Kaldı ki, sakalın bırakılması gibi İslam’da sünnet olan bazı hususların İslam’dan önce de var olduğunda şüphe yoktur. Ancak bu adetlerin belki de ilk defa insanlığa Hz. Âdem’den, Hz. Nuh’tan ve Hz. İbrahim’den geçmiştir. Bu sebeple, bu tür simgeler aslında semavi dinlerin malı iken sonradan başka insanlar tarafından da benimsendiği için insanlığın ortak paydası olmuştur.

- İmam Rabbani’nin bildirdiğine göre, Hint kıtasında yüzlerce peygamber gelmiştir. Konuyla ilgili Bediüzzaman Said Nursi’nin ifadeleri şöyledir:

“Hindistan'da çok nebiler gelmiştir. Fakat bazılarının ya hiç ümmeti olmamış veyahut mahdud birkaç adama münhasır kaldığı için iştihar bulmamışlar veyahut nebi ismi verilmemiş.” (bk. Mektubat, Yirmi Sekizinci Mektup, s. 386)

Demek ki bugünkü dinlerde veya uygarlıklarda ortaya koyulan güzel bazı maddi ve manevi değerlerin kaynağı o peygamberlerdir.

- “Hindistan’da görülen Allah’ın sıfatları ve onları tenzih ve takdis eden bazı bilgilerin gerçek kaynağı o peygamberlerdir.” manasına gelen İmam Rabbani’nin açıklamaları vardır. (bk. Arapça, el-Mektûbât, 259. Mektup, 1/313-315)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun