Allah, Firavun’un inanmayacağını bilirdi, neden tatlı konuşun der?
- Taha 44’de Allah, ezeli ilmiyle Firavun’un akıllanmayacağını biliyor olmasına rağmen, neden yine de yumuşak üslupla konuşun diyor?
Değerli kardeşimiz,
Öncelikle ifade edelim ki, Allah; geçmişi, hâli ve geleceği aynı anda beraber bilir. Demek ki, Allah bir şeyi nasıl olacaksa öyle bilir. Yani, Allah bildiği için öyle olmaz, öyle olacağı için Allah o şekilde bilir.
Allah her şeyi bildiği gibi, her şeyi adaletle ve hikmetle icra etmek istiyor. Bir öğretmen, çalışmayacağı ve derslerine gerekli önemi vermeyeceği için sınıfta kalacağını bildiği bir öğrencisine eğitim yılı başında “sen okula gelme çünkü sınıfta kalacağını biliyorum.” dese hiç yakışık almaz ve adalet olmaz. Çünkü adalet imtihana giren öğrencinin uygulamada göstereceği performansa göre tecelli eder.
İslam inancında da Allah’ın her şeyi bildiğine şüphe yoktur.
Fakat ilim özelliği gereği neticeyi zorunlu kılan bir vasıf olmadığı gibi, adaleti sağlayan bir faktör de değildir.
Bu sebeple, Allah neyin ne zaman, nasıl ve nerede olacağını biliyor olmasına rağmen, yine de insanı uygulamalı bir imtihandan geçiriyor. Firavun’un imtihanı da böyledir. Adaletin tecelli etmesi için, onunla usulünce konuşulması, hikmetlice yumuşak bir üslubun kullanılması gerekir. Netice Allah’ın ilmine göre değil, Firavun’un özgür iradesiyle verdiği cevaplara göre şekillenir.
İlave bilgi için tıklayınız:
- Ona tatlı, yumuşak bir tarzda hitab edin... (Taha, 20/44)
- Allah Firavun’a neden defalarca Hz. Musa'yı gönderdi?
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Firavun'a yumuşak konuşun, ne demek?
- Yumuşak konuşmak, sadece Firavun için mi?
- Dini bilgisi olmayan ailemize nasıl nasihat etmeliyiz?
- Allah ne istediğimizi biliyorsa, neden dua etmemizi ister?
- Hz. Musa Firavun'un üvey oğlu muydu?
- Allah'ın helak ettiği toplulukları yaratmasındaki hikmet nedir?
- Hz. Musa, Firavun’un sakalını çekti mi?
- Allah, Firavun’un uyguladığı cezayı mı uyguluyor?
- Müslümanları eleştirenlere nasıl cevap vermeliyiz?
- Hz. Musa, vahyin gelişinden sonra, Firavun’un ve saray ehlinin karşısındaki tebliğini neden alenen yapmıştır? Tebliğini gizliden gizliye yapıp, yeterli güce ulaşınca Firavun ve ehlinin karşısına çıkması daha doğru olmaz mıydı?