Müslümanları eleştirenlere nasıl cevap vermeliyiz?

Tarih: 09.12.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- İşgal altında direniş yapan Müslümanlara özenip yaşadıkları toplumu kötüleyen, kendi insanına tebliğ yapanları ve Müslümanları eleştirenlere nasıl cevap vermeliyiz?
- Sizce yanlış olan nedir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Özellikle yetmişli yıllardan beri dünyada takva yolunda İslam’ı gerçekten yaşamak, başkalarına canlı bir güzel örnek olmak yerine, onu siyasallaştıran, sloganlarla sahnede yer almak isteyen, gönülleri sevgiyle fethetmek yerine, maddi eylemlerle kendileri gibi düşünmeyenleri ötekileştiren akımların varlığına şahit oluyoruz.

Bu insanların mümin olduklarında, davalarında samimi olduklarında tereddüdümüz yoktur. Ancak, dinî hassasiyetleri kuvvetli, aklî muhakemeleri zayıf olan bazı insanlar, zaman zaman kaş yaparken göz çıkarmışlardır. Bir müminin duygusal hareket etmek yerine, aklî muhakemesini düzgün kullanabilmesi için, Kur’anî ve nebevî tebliğ stratejisini çok yakından bilmek, akıl ve vicdanı onların ışığında eğitmek gerekir.

Kur’an’ın savaşla alakalı bazı sert ifadeleri dışında, genellikle yumuşak nazik bir üslubu kullanmasından iyi dersler çıkarmak gerekir. Allah’ın Hz. Musa (as) ve Hz. Harun (as)’a, 

"Firavun'a gidin. Çünkü o, iyiden iyiye azdı. Onunla yumuşak konuşun, belki de bu sayede gerçekleri düşünecek...” (Taha, 20/43, 44)

manasına gelen tavsiyesi hikmet dolu bir üsluptur.

Şunu unutmamak gerekir ki, İslam dininin yüzde doksan dokuzu şahsî ibadetlerdir. Devletin fazladan yapması gerekenler, bunun yüzde biridir. Her gün, her zaman, her an şahsen yapılması gereken yüzde dopksan dokuzu ihmal edip, gücünün haricinde olan ve bu açıdan kendi görevi bile olmayan o yüzde biriyle uğraşmak, çok büyük bir yanılgıdır. İlahî vahyin yüzde doksan dokuzunun teşkil eden bölümünü, yüzde birin gölgesinde bırakıp önemini arka plana atmak çok ciddi bir vebaldir. Özellikle, dünyanın her tarafında bu tür akımların akamete uğradığını gördükten sonra, hala o metotta ısrar etmek, iman şuuru bakımından izahı güç bir olaydır.

Müslümanlara terörist damgasını vurdurmaya kimsenin hakkı yoktur.

“Müjdeleyin nefret ettirmeyin, kolaylaştırın, güçleştirmeyin.” (Müslim, Cihad 6-7)

manasına gelen nebevî uyarıyı kulak ardı edemeyiz. Bediüzzaman’ın ifade ettiği gibi, “Medenilere galebe çalmak ikna iledir, söz anlamayan vahşiler gibi icbar ile değildir... Biz muhabbet fedaileriyiz, husumete vaktimiz yoktur...”

İlave bilgiler için tıklayınız:

Filistinli Müslümanlar, şimdiki durumda en iyisi ne yapmalı ve başka Müslümanlar onlara ne yapmalıdırlar?

Müslümanlara yapılan saldırılardan sorumlu muyuz?

İslama yapılan saldırılara karşı cihad nasıl yapılır?

Bazıları, cihadın sadece savaştan ibaret olduğunu söylüyor. Ayet ve hadislerin ışığında cihadı anlatır mısınız?

Cihadın kısımları nelerdir?

Manevi cihad nedir, nasıl yapılmalıdır?

Günümüzde cihad nasıl yapılmalıdır?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun