Allah'ın helak ettiği toplulukları yaratmasındaki hikmet nedir?

Tarih: 28.12.2019 - 20:01 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Allah, onları yaratmadan önce helak olacaklarını bildiği halde, onları aynı kavim içinde yaratıp helak etmesinin hikmeti biliniyor mu?
- Biliniyorsa nedir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Allah ezeli hikmetiyle, insanlar için bir imtihan açmayı uygun görmüştür. Bu imtihanda gerekli olan akıl, fikir, peygamber ve kitap gibi özellikleri de vermiştir. İyi işler yapıp başarılı olanlara mükâfat, kötü işler yapıp sınıfta kalanlara ceza vermeyi öngörmüştür. 

Mükafatın az bir kısmı dünyada değişik güzel ödüller verilerek hayatın huzuru sağlandığı gibi, asıl mükâfatın yeri de ebedi cennet hayatı olarak tanzim edilmiştir.

Diğer yandan, cezanın az bir kısmı dünyada değişik sıkıntılar ve helak olma şeklinde olduğu gibi, asıl ceza cehennem gibi bir zindanda tahakkuk eder. 

- Allah kimin kendi özgür iradesiyle hangi yolu tercih edeceğini elbette bilir. Bu konu kader ile ilgilidir. 

Buna şöyle bir misal verebiliriz:

Son derece ferasetli veya keramet sahibi bir öğretmen düşünüyoruz. Kerametiyle veya ferasetiyle daha sene başında iken iki öğrenciden birinin sınıfı başarıyla geçeceğini ve diğerinin sınıfta kalacağını bilsin ve bu bilgisini de deftere kaydetmiş olsun. Tabii ki, öğretmen sınıfta kalacak olanı da sınıfı geçecek olanı da bildiği halde, sene başında: “Okula gelmenize gerek yok, kimin sınıfı geçeceğini, kimin sınıfta kalacağını biliyorum. Sene sonunda ona göre not vereceğim!” demez, diyemez. Çünkü bir şeyi bilmek ayrıdır; pratikte, uygulamada görmek ayrıdır.

Önceden bilmek, imtihanın sonucuna tesir etmez. Fakat uygulama yapmadan, fiilen kimin imtihanı kazandığını, kimin imtihanı kaybedip kazanmadığını tespit etmeden not vermek, adalet anlayışına aykırıdır.

Kur'an’da bu hakikate şöyle işaret edilmiştir:

“Andolsun ki biz, onlardan öncekileri de sınamıştık. Allah, elbette doğru olanları ortaya çıkaracaktır; keza O, yalancıları da mutlaka ortaya çıkaracaktır.” (Ankebut, 29/3)

İşte böyle kerametli veya ferasetli öğretmenimiz sınıfta kalan öğrenciye karnesini verdikten ve bu öğrenci karnesindeki zayıf notları gördükten sonra, ona dese ki: “Bakın, bu benim defterimdir ki, ben senin sınıfta kalacağını bilmiştim ve daha sene başında iken bunu yazmıştım. Ve sen de tam benim bildiğim gibi sınıfta kaldın.”

Acaba öğretmenin bu sözüne karşılık, bu tembel öğrencinin şöyle demeye hakkı var mıdır?

“Öğretmenim! Madem siz bu yazıyı daha ben sınıfta kalmadan yazmışsınız, demek ki önceden bunu biliyordunuz, o halde sınıfta kalmamın sebebi sizin hakkımdaki bilginiz ve kayda geçirdiğiniz bu yazınızdır. Eğer siz daha önce benim sınıfta kalacağımı bilmeseydiniz ve bunu bir yere yazmasaydınız, ben sınıfta kalmazdım!”

Elbette böyle diyemez, çünkü öğretmenin ilmi, malum olan öğrencinin tembelliği ve sınıfta kaldığı ile ilgilidir.

Başka bir ifadeyle: Öğretmen böyle bilip yazdığı için o öğrenci sınıfta kalmadı; bilakis onun tembellik edeceğini ve ders çalışmayacağını öğretmen ferasetiyle ve kerametiyle bildi ve böylece defterine kaydetti. Ve öğrenci de gerçekten kendisi tembellik ettiği ve ders çalışmadığı için sınıfta kaldı.

Şayet öğretmen onun sınıfta kalacağını bilmeseydi, yine de o öğrenci sınıfta kalacaktı. Zira ilim sıfatı, zorlayıcı değildir, yaptırım gücü yoktur, malum olanı zorla varlık sahnesine çıkaramaz.

Bundan anlaşılıyor ki, eğer Allah helak olacaklarını veya cehennemlik olacakların bildiği kimseleri, bu yüzden imtihana tabi tutmayıp yokluktan varlık sahnesine çıkarmasaydı, yokluğa mahkum etseydi, bu bir adaletsizlik olurdu.

İmtihana tabi tutmadığı kimseleri yokluğa mahkûm etmek, varlık sahnesine çıkmasına imkan vermemek, işi baştan adalet ölçüsünden tamamen uzak bir çizgide tutmak demektir.

Allah, bu gibi cehaletten kaynaklanan soruları tasdik etmekten nihayet derece münezzehtir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun