Zayıf hadislere önem vermek yanlış mı?

Tarih: 12.10.2023 - 21:50 | Güncelleme:

Soru Detayı

- “Zayıf hadisle her konuda amel edilebilir.” diyen alimler bile varken, “Zayıf hadisle amellerin faziletleri ile ilgili konularda belli şartlara bağlı olarak amel edilebilir.” görüşünü savunanların ileri sürdükleri şartlar azaltılamaz mı?
- Mevzu, Metrük ve Münker hadisler gibi şiddetli zafiyet taşımayan ve daha kuvvetli bir delile muhalif olmayan lakin Kitap ve Sünnet’te sabit bir asla dayanmayan hadislere önem vermek yanlış mıdır?
- Ayet veya sahih hadis gibi güvenilir bir delile dayanmasa bile şiddetli bir zafiyet taşımıyorsa ve daha kuvvetli bir delile muhalif değilse önem vermek neden yanlış olsun?
- Ayet veya sahih hadislerde güvenilir temeli olmayan şeylere önem verilmemesine yönelik emir varsa bunu yazabilir misiniz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Zayıf bir hadisle amel etmenin durumu şöyle açıklanabilir:

a) Hüküm içermeyen, yalnız faziletlere dair zayıf hadisle amel etmenin caiz olduğuna siz de işaret ettiniz.

b) Bilindiği üzere, "Şüphesiz haramlar bellidir, helaller de bellidir. Bu ikisi arasında (haram veya helal olduğu) şüpheli olanlar vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmez. Bu durumda, kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de ırzını da (şeref ve haysiyetini de) korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır..." (Buharî, İman 39; Müslim, Müsakat 107) şeklinde meşhur ve önemli bir hadis vardır.

Buna kıyasen diyebiliriz ki; “İlmi ölçülerine göre sahih hadis bellidir, zayıf hadis bellidir. İkisinin ortasında (kendisiyle amel edilip edilmeyeceği bakımından) şüpheli olanlar da vardır. Bu durumda “şüpheli olanı bırakıp şüphesiz olanla amel etmek” en sağlıklı teamüldür.

c) Buna göre, faziletler konusunda zayıf da olsa bir hadisle amel etmekte bir sakınca yoktur. İtikadi ve amelî hükümlerle ilgili konularda zayıf hadisle amel etmek ise sakıncalıdır.

Mertebelerine göre çeşitlilik arz eden “sahih-hasen-zayıf” hadislerin tamamını ilmi kriterle kesin olarak bulup hakkını vermek oldukça zordur. Hadis literatürü bunun şahididir.

d) İmam Malik’in Medine halkının teamüllerini, örflerini; Tirmizi’nin hadisin mamulün bih yani ümmetin kendisiyle amel ettiği hadisleri öncelikli kriter olarak kabul etmesi, Buhari ve Müslim’in hoca ile talebenin aynı asırda yaşamaları ve birbiriyle görüşmelerini esas almaları gibi mümtaz şartları zorunlu kabul etmeleri türünden çok farklı incelikli ve dakik hesaplarla dolu hadis külliyatını bir tek kaideye indirgemek, ona göre onlarla amel etmek elbette çok zordur.

e) Bu ve benzeri noktaları dikkate aldığımızda, diyebiliriz ki, bu konuda bize düşen şu hususlara dikkat etmektir:

- Sarahat veya delalet yoluyla Kuran’dan anlaşılan hükümleri, konuları doğrudan ondan almak.

- İkinci derecede insanların kendi kapasitelerine göre tespit ettikleri sahih hadisleri teşriin ikinci kaynağı olarak kabul etmek.

- Zayıf da olsa İslam’ın ruhuna uygun olan hususları ihtiva eden hadisleri de göz ardı etmemek. (Metni rekik, senedi zayıf, fakat manası sahih pek çok hadis söz konusudur)

- Unutulmamalıdır ki, hadis kriterlerini doğru tespit edip, düzgün kullanmak için Kitap ve Sünnet başta olmak üzere, bin seneden beri devam edip gelen âlimlerin çalışmalarını tetkik etmek ve bu konularda sağlam ilmi meleke kazanmak şarttır.

- Bu sebeple, İslamî hükümleri öğrenmek ve öğretmek için özellikle yüzyıllarca devam edip gelen şu devasa çalışmalardan istifade etmek, tercihlerimizi âlimlerin çoğunluğuna göre yapmak, çalışırken samimi olarak Allah’ın rızasını esas maksat yapmak, meslek taassubundan uzak durmak, sırf hakkın hatırını ali tutmak ve vahyin ışığında eğitilen vicdan, akıl ve kalbin sesine kulak vermek büyük önem arz etmektedir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun