Aileye yapılan harcama sadaka mıdır?
- Değişik yerlede okumuştum, aileye yapılan her türlü iyilik ve harcamalar sadaka hükmüne geçiyormuş. Bu konuda Peygamber Efendimizden (asm) rivayetler var mıdır?
Değerli kardeşimiz,
Bu konuda birçok rivayetler vardır; biz bunlarda iki tanesini alıp açıklamaya çalışalım.
Ümmü Seleme (r.anha) annemiz şöyle dedi:
: قلتُ يا رسولَ اللَّهِ ، هَلْ لي أَجْرٌ في بني أبي سلَمةَ أَنْ أُنْفِقَ علَيْهِمْ ، وَلَسْتُ بتَارِكَتِهمْ هَكَذَا وهَكَذَا ، إِنَّما هُمْ بنِيَّ ؟ فقال :
« نَعَمْ لَكِ أَجْرُ ما أَنْفَقْتِ علَيهِم »
- Ey Allah’ın Resûlü! (Eski kocam) Ebû Seleme’nin çocuklarına para harcamak bana sevap kazandırır mı? Onları öyle muhtaç durumda bırakacak değilim ya! Onlar benim kendi çocuklarımdır, diye sordum.
Resûlullah şöyle buyurdu:
“Evet, onlara yaptığın harcamanın sevabı senindir.” (Buhârî, Nefekât 14; Müslim, Zekât 47)
Ümmü Seleme annemiz, Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) ile evlenmeden önce Ebû Seleme (ra) ile evliydi. Ebû Seleme Peygamber Efendimiz’in hem halasının oğlu hem de sütkardeşiydi. Onların bu evliliğinden Ömer, Muhammed, Zeynep ve Dürre adlı çocuklar dünyaya gelmişti. Ebû Seleme ile karısı Ümmü Seleme, İslâmiyet’in ilk yıllarında Müslüman olmuşlar ve müşriklerin şerrinden kurtulmak için birlikte Habeşistan’a hicret etmişlerdi. Hicretin dördüncü yılında Ebû Seleme vefat edince Peygamber Efendimiz Ümmü Seleme ile evlendi.
Dinimize göre çocuklar büyüyene kadar onlara bakmak ve ihtiyaçlarını temin etmek babanın görevidir. Bu sebeple Ümmü Seleme annemiz Resûlullah Efendimiz’e demek istiyor ki:
- Eski kocamdan olma bu çocuklara bakmak aslında benim görevim değildir. Ne yapayım ki, bu yavrular benim öz çocuklarımdır. Onları başkasına muhtaç durumda bırakamam. Ona buna el açmalarına razı olamam. Bu sebeple kendilerine yardım ediyor ve geçimlerini sağlıyorum. Acaba kendi yetimlerime yaptığım bu yardımdan dolayı sevap kazanabiliyor muyum?
Resûlullah Efendimiz (asm), Ümmü Seleme (r.anha)’ya bu fedâkârlığından dolayı sevap kazanacağını söyleyerek şöyle buyurmuştur:
“Evet, onlara yaptığın harcamanın sevabı senindir.”
Güzel dinimiz, iyi niyetle yapılan her işi değerli bulmuş ve yapılan her iyiliğe on mislinden başlamak üzere sayısız sevap vermiştir. Aşağıdaki hadislerde bu durum açıkca görülecektir.
- Anne şefkati pek yüce, pek asil bir duygudur. Anne mecbur olmasa bile, sırf merhametinden dolayı çocuklarına yardım etmekle sevap kazanır.
Bu konudaki ikinci hadis-i şerifte; Ebû Mesûd el-Bedrî (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurdu:
«إِذَا أَنْفَقَ الرَّجُلُ على أَهْلِهِ نفقَةً يحتَسبُها فَهِي لَهُ صدقَةٌ »
“Bir adam Allah’ın rızasını umarak ailesinin geçimini sağlarsa, harcadıkları onun için birer sadaka olur.” (Buhârî, İmân 41, Megâzî 12, Nefekât 1; Müslim, Zekât 49)
Bir aile yuvası kuran kimse, yuvadakilerin geçimini gönüllü olarak üstlenmiş sayılır. O kişi eşini ve çocuklarını rahat ettirmek, onları kimseye muhtaç bırakmamak için didinir durur.
Aile fertlerinin geçimini sağlamak aile reisi için bir görev olmakla beraber, bu görevi yapmak onun ayrıca sevap kazanmasına engel teşkil etmez. İnsan sadaka vererek, yani nafile ibadet ederek sevap kazandığı gibi, aile fertlerinin geçimini sağlamak gibi farz bir görevi yaparak da sevap kazanır. İşte Peygamber Efendimiz (asm) bu hadis-i şerifte, kendi ailesini geçindirmenin insana sevap kazandırmayacağını zannedenlere bunun doğru olmadığını açıklamaktadır.
Demek oluyor ki, Allah Teâlâ kullarına beslediği sevgiden dolayı onlara her fırsatta mükâfat vermek ister. Yaptıkları her işe bir sevap yazmayı arzu eder. İnsan aile fertlerini mutlu etmek için nasıl çırpınırsa, Allah Teâlâ da çok sevdiği kullarının ebedî hayatta bahtiyar olmalarını diler. Bu sebeple onların iyi niyetle ve Allah’ı memnun etme düşüncesiyle yaptıkları her işe sevap yazar.
Hadis-i şerifin metninde "aile fertleri" ifadesinin karşılığı olarak “ehil” kelimesi geçmektedir. Ehil sözünün içine kendilerine nafaka verilmesi gereken kimseler girer.
Bir kimsenin dar manada ehli ve ailesi, karısı ve çocuklarıdır. Muhtaç oldukları takdirde kendilerine bakmak zorunda olduğu kimseler ise fürû dediğimiz çocuklar ve torunlar, usûl dediğimiz ana, baba, büyük anneler ve dedeler ile bakacak kimseleri kalmamış olan kardeş, amca, hala, teyze ve dayı gibi akrabadır.
- Allah rızasını kazanmayı düşünmeden yapılan işlerden sevap elde edilmez. Allah rızasını düşünerek aile fertlerine yapılan bütün harcamalar ise insana sevap kazandırır.(bk. Riyazü’s-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Erkam Yay., H. No: 293 ve 295
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet