Yeni Müslüman olan bir kişi, neler yapmalı, nelere dikkat etmeli?
- Yeni Müslüman olan bir kişi, şehadet getirdikten sonra onun için neler yapılabilir ve onun nelere dikkat etmesi gerekir?
Değerli kardeşimiz,
Öncelikle ifade edelim ki, her nimetin bazı külfetleri vardır, elbette en büyük nimet olan Müslümanlığın da kendine göre bazı külfetleri olacaktır.
Bunlara sabretmek, asla ümitsiz olmamak, sadece üzerimize düşenlere odaklanmak, her durumda Rabbimize iltica edip dua etmek, ne olursa olsun bize düşeni yaptıktan sonra sonucu Allah’a bırakmak ve razı olmak, bizi her açıdan rahatlatacaktır.
İslam Dünya Gündeminde
İslam dünya çapında hızla yayılıyor. İslamlaşmada ilk sırayı Rusya alıyor; Avrupa ikinci Amerika üçüncü sırada. Savaşlar, pandemi, altın-petrol fiyatları, küresel ekonomik kriz, enflasyon ile meşgul olan ve çoğu insanı da meşgul eden medya için, bir haber niteliği taşımıyor bu gerçek.
Gayrimüslimlerin çoğu İslam’ı araştırdıktan sonra Müslüman oluyor. Günümüzde en çok başvurulan kaynak; internet. İslam hakkında bilgi kirliliğinin çok daha fazla olduğu internet ortamında, doğru bilgilere ulaşabilen şanslı azınlık İslâm’ı tereddütsüz seçiyor. Yalnız bunlardan bir kısmı farklı nedenlerden dolayı İslam’dan çıkabiliyor. Örneğin, 2000 yılı istatistiklerine göre bir yılda Müslüman olan 500 bin Amerikalıdan yarıya yakını tekrar İslam’dan çıkıyor. Bunun en büyük nedeni: Amerikalılar, aile ve arkadaş çevresi tarafından terk edilme pahasına Müslüman oluyorlar; lakin,
1. Kuran ve hadiste tanımlanan ideal mümin örneklerini, dâhil oldukları İslam cemiyeti içerisinde göremiyorlar,
2. Dâhil oldukları bu cemiyetin sosyal ortamları olan cami ve mescitlerdeki diğer Müslümanlar tarafından ilgi ve destek görmüyorlar.
Girdiği İslam dairesinde, tarife uygun bir Müslüman görememekle hayal kırıklığına uğrayan ve Müslümanlar tarafından yalnızlığa itilen bu yeni Müslüman olmuş Amerikalı, güçlü manevi, bir yapıya sahip değilse, eski çevresine geri dönebiliyor, maalesef.
İslam’a girenlerin Müslüman kalmasında en mühim bir sebep, evvelce Müslüman olanların onları ihmal etmemeleri ve onlara sahip çıkmaları görünüyor.
Yeni Müslüman olan için bundan sonra nasıl bir yol çizilmelidir?
Yeni Müslüman olan birine doğru İslamiyet ve İslamiyet’e layık doğruluk hem bilinçli olarak verilmeli hem de rol model olunmalı.
Örneğin, bir Hristiyan, teslis inancına sahiptir. Hz. İsa (as), ya tanrının oğludur ya da tanrının ta kendisidir onun nazarında. Bir Müslümanın da ‘‘Muhammedu’r-Rasûlullah’’, derken -batıl bir kıyasla- Hristiyan’ın inadına -hâşâ- Muhammed’in (sav) tanrının oğlu olduğunu iddia ettiğini sanır. Bir Amerikalı, şehadet getirmekle -elhakk- Allah’a ve peygambere olan batıl itikatlarından sıyrılarak İslam’a girmiş olur.
Fakat, bizde imanın altı rüknü vardır; mesela, biri ahirete imandır. Cismanî dirilişe inanmayan bir Hristiyan, şehadet getirmekle aynı anda cismanî dirilişe iman etmiş olmayabilir. Yine, kendi âleminde hayır ve şer kavramları ve manalarından habersiz yaşadığı evvelki Hristiyan hayatından, İslam dairesine kelime-i şehadetin telaffuzu ile girdiği aynı anda hayır ve şerrin Allah’tan geldiğine de iman etmiş olmayabilir; zira, bunların varlıklarından bile haberdar değil.
‘‘Kâinatta en yüksek hakikat imandır; imandan sonra namazdır…’’ hakikatine istinaden, İslâm ile şereflenmiş yeni bir mümine verilmesi gereken ilk ders iman dersidir.
Batı dünyasında İslam’a hizmet için canla başla çalışan Müslümanlar var. Ancak, insanları İslam’a davet için yazdıkları eserler -biraz da Batı’nın İslam dünyasına sürekli saldırmasından dolayı âdeta intikam alırcasına- genelde Hristiyanlığın nasıl tahrif olduğunun örnekleri ile dolu. Yani, İslam’ın nasıl güzel bir din olduğunun anlatılmasından ziyade, Hristiyanlığın ne kadar kötü bir din olduğu üzerine yoğunlaşıyor. Bu tür kitapların, ilgililere katkısından ziyade zararı oluyor. Söz konusu iman dersini verebilme potansiyelinden çok uzak bu eserler. Risale-i Nur Külliyatı’nın bu konudaki ehemmiyeti bir kez daha idrak ediliyor.
İmandan sonra namazdır, dedik. İslam’ın beş rüknü de bilinçli bir sıralama ile ders verilmeli. Mesela, yalnız zenginlere ve ömürde bir kez farz olan hac konusu; hasta-sağ, genç-ihtiyar, fakir-zengin fark etmeksizin, bir günde beş kez herkese farz olan namazdan önce talim edilmemelidir.
Diğer şartlar; yani, oruç, zekât da bu çerçevede önem sırasıyla ders verilebilir.
Kısaca, yeni Müslüman olmuş birinin inandığımız gibi inandığını sanma gafletine düşmeden, ona önce imanın erkânı ve beraberinde namaz ve zamanla da oruç, zekât ve hac farizaları ders verilmelidir. Namaz için lazım olan surelerin ezberlenmesinin yanı sıra Kuran okumayı öğretmeli.
Yeni Müslüman olan nelere dikkat etmeli?
Yeni Müslüman olan kişi, cünüp değilse gusül alması şart değilse de gusül abdesti alması sünnettir. Zira Peygamber Efendimiz (asm) böyle birinin gusül almasını istemiştir. (bk. Ahmed, Müsned, 5/161)
İlk olarak iman ve İslamiyet esaslarını öğrenmeli, İslam’a aykırı bir çağrışım yapmıyorsa, ismini değiştirmesi şart değildir. Ayrıca erkeklerin sünnet olması tavsiye edilir.
Bir kimse Müslüman olduğu zaman Hz. Peygamber (asm) Efendimiz ona namaz kılmayı öğretir, sonra da şöyle dua etmesini tavsiye ederdi:
اَللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِي وَارْحَمْنِي وَاهْدِنِي وَعَافِنِي وَارْزُقْنِي
“Allahümmağfir lî verhamnî vehdinî ve âfinî verzuknî / Allah’ım, beni bağışla, bana merhamet et, rızanı kazandıracak işler yaptır, bana afiyet ve hayırlı rızık ihsan eyle!” (Müslim, Zikir, 35)
İslam’ı Öğrenmek
Yeni Müslüman olan bir kimsenin hayatındaki en önemli dönüm noktası, hiç şüphesiz İslam’a girdiği andır. Bu durum geçmişin tüm günahlarını silmekte ve Müslüman olan kişinin hayatında tertemiz, bembeyaz bir sayfa açmaktadır. Yeni dünyaya gelmiş gibi olmaktadır.
Bu nedenle yeni açılan bu tertemiz sayfanın kirlenmemesi ve iyi bir başlangıç yapılması, o kimsenin dünya ve ahiret mutluluğu açısından çok önemlidir. Hiçbir tereddüde yer vermeyen temiz bir imanla İslam’a girdikten sonra, İslam’ı doğru bir şekilde öğrenme gayreti içine girmek gerekir. Çünkü İslam’ın temel ve vazgeçilmez öğretilerini bilmeden İslam’ı tam manasıyla yaşayabilmek pek mümkün olmaz.
Gerçek bir mümin, İslam’ı iyi tanımalı, ona bilinçli bir şekilde sarılmalı ve onu hayata geçirmeye çalışmalıdır. En iyi Müslüman Allah'a karşı en yüce saygı gösteren Müslümandır. Allah'a karşı en iyi saygı gösterebilmek -İslami deyimiyle- muttakilerden olabilmek için nasıl muttaki olunabileceğini bilmek gerekir.
Bilgisiz bir şekilde İslâm’ı hayata geçirmek, en azından istendiği şekilde hayata geçirmek pek mümkün olmaz.
İslam’ın esaslarını öğrenen bir Müslüman, İslâm'ın aydınlık yolunu apaçık görebilir. Böylece küfrün, şirkin, ahlaksızlığın İslam’a ters düşen unsurlarını fark edebilir.
Çağımızda pek çok Müslüman, maalesef, İslam'ın güzelliklerini hayatlarına yansıtamamışlardır. Çünkü onlar da İslâm'ı yeterince öğrenebilmiş değillerdir. Bu yüzden yalnızca bugünkü Müslüman toplulukları taklit ederek İslâm'ı doğru bir şekilde hayata geçirebilmek pek mümkün olamaz.
Şu halde, Müslümanların hatalarına değil, İslam’ın kendisine göre yaşamaya çalışması gerekir. Müslümanların hataları ve eksikleri, onun İslamiyet’ten soğumasına neden olmamalı. Bu konu yeni Müslüman olmuş biri için Müslüman olmak kadar önemlidir.
İlk olarak Kur'an-ı Kerimi, okumak, anlamak, içindekilere göre hareket etmek ve prensiplerini hayata geçirmek esastır.
İkinci olarak Kur'an’ın ilk müfessiri ve onun canlı örneği olan Hz. Muhammed (asm) Efendimizin hayatını her konuda örnek almaktır.
İslam'ı doğru kaynaklardan, doğru bir şekilde öğrenmeye çalışmalıdır. Buna göre, Kuran-i Kerim'i ve Peygamber Efendimizin (asm) İslâm'ı hayata geçiriş tarzını öğrenmeye gayret etmelidir ki, tam manasıyla Allah'a teslimiyet içinde olabilsin ve son peygamberin örnekliğinden yararlanabilsin.
Bu konuda İslâm'ı bilen kimselerin kılavuzluğundan yararlanmak mümkündür.
Uygulamaya ilk olarak başta namaz olmak üzere farzları yerine getirmekle ve başta en büyük günahlar olmak üzere haramlardan sakınmakla başlamalı.
Müslüman olduğu günden itibaren özellikle yapması gereken işlerin ilk başında, namaz olmalıdır. Günlük ibadet olan beş vakit namaz asla ihmal edilmemeli.
Yeni İslâm’a girmiş bir Müslüman, bu konuda ya pratik olarak diğer Müslümanların kılavuzluğundan yararlanmalı ya da konuyla ilgili hazırlanmış eğitici ve öğretici görüntülü yayınlardan istifade etmelidir.
Böylece bir mümin ilk önce yapabildiği kadarıyla günlük ibadeti olan namazları kılmaya başlar, bilahare yavaş yavaş eksikliklerini gidermeye, gerekenleri öğrenmeye ve namazı usulüne uygun olarak kılmaya gayret eder.
İrade ve Gayret Göstermek Gerekir
Yeni Müslüman olan kimseyi bekleyen bazı sıkıntılar olabilir. Bu sıkıntıları aşmanın yolu, Müslüman olurken gösterdiğimiz iradeyi ve gayreti devam ettirmektir. Allah nice kolaylıklar ihsan eyleyecek ve onu hayırda muvaffak kılacaktır. Nitekim ayetlerde şöyle buyrulur:
“Bizim uğrumuzda gayret gösterip mücahede edenlere elbette yollarımızı gösteririz. Muhakkak ki Allah ihsan erbabıyla beraberdir.” (Ankebut, 29/69)
“Hidayeti kabul edenlere gelince, Allah onların muvaffakıyetlerini artırır ve kendilerine takvalarını (yanlışlardan korunma hallerini) ihsan eder.” (Muhammed, 47/17)
Müslüman Olarak Ölmek
Müslüman olmak ne kadar önemliyse, Müslüman ölmek de en az onun kadar önemlidir. Hatta Müslüman olarak ölmek, Müslüman olmaktan daha önemlidir denilebilir. Allah Teala şöyle buyurur:
“Rabbi ona (Hz. İbrahim’e), ‘Müslüman ol!..’ demiş, o da ‘Âlemlerin Rabbine teslim oldum.’ demişti. Bu dini İbrahim kendi oğullarına vasiyet ettiği gibi Yakup da vasiyet etti: ‘Oğullarım! Allah sizin için İslam dinini seçti. Sakın başka türlü değil, sadece Müslüman olarak ölünüz.’, dedi.” (Bakara, 2/132)
Özetle söylemek gerekirse, Müslüman olmak en büyük manevi bir hazinedir, iki dünyanın da saadet vesilesidir. Bu hazinede neler olduğunu öğrenmek ve yaşamak her şeyden önce gelmelidir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- İslamiyet nedir? İslamiyet hakkında geniş bilgi verir misiniz?
- Peygamberimiz Hz. Muhammed zamanında bazı insanların kılıç korkusuyla Müslüman olduğu doğru mudur?
- Sahabe nesli ile sonraki nesiller arasındaki fark nedir?
- İslam’ın hak din oluşunun örnekleri var mı?
- İslam ne zaman parlaklığını gösterecek?
- Mevlana, Moğollara yönelik neden cihad etmemiştir?
- Zamanımızda ümmetin gidişatı nasıl düzelir?
- İbadetlerini ve ilmini evinde yerine getirmesi istenen bir genç ne yapmalı?
- İslamiyet hak din ise, neden dünyada bu kadar çok inkar eden veya başka dinlerden olanlar var?
- İslam'a karşı lakayt kalan Hristiyan ve Yahudilerin hükmü nedir?