Şeytanın, farzları yapmayan ve haramları işleyenin imanını alması daha mı kolay?
- Çoğu Müslüman namaz kılmıyor, oruç tutmuyor, zekat vermiyor, büyük günahları işliyor, ama inanıyor Allah'a.
- Bu insanlardan bazıları belki de son nefesinde kelime-i şehadet getirmeden ölüyorlar. Bu durumda bu insanlar imansız mı gitmiş oluyorlar?
- Son nefeste şeytan bu tür Müslümanların da imanını ellerinden almak için uğraşır mı?
- Eğer uğraşırsa kolay olmaz mı bu?
- Uğraşmazsa da imansız ölme olayına ters değil midir bu?
Bir de hadis var “Cehennemden son çıkan adam...” diye. Onları imanından etmeğe çelişmiyor mu?
- Diğer Müslümanlara göre, şeytanın bunları kandırması daha kolay değil mi? Diğer makalelerinizi okudum, mümkünse yazdığıma uygun şekilde anlatırsanız sevinirim.
Değerli kardeşimiz,
- Günahlar küfre götürmez. Ehlisünnet akidesine göre, en büyük günahları da işlese imanı varsa kişi kâfir olmaz.
- Ölüm anında Kelime-i şehadetin getirilmesi önemli olmakla beraber, imanla gitmenin şartı değildir. Nice mümin salih insanlar sekerattaki sıkıntıdan ötürü -en azından- diliyle şehadet getirmeden ölmüşlerdir. Bunların imansız gittiklerini söylemek elbette doğru değildir.
- Demek ki kural şudur: Kim olursa olsun, ölüm anında kişinin kelime-i şehadet getirmeden ölmesi, onun imansız gittiğinin alameti değildir.
- Şeytan, imanını zedelemek için genel olarak herkesle uğraşır.
Elbette takva sahibi kimseler ile fasık kimseler arasında çok fark var.
- Bilindiği üzere günahlar, kirleriyle -tövbe, istiğfarla temizlenmezse- kalbi siyahlandıra siyahlandıra iman nurunun çıkmasına sebep olabilir.
Bu sebeple, ölüm anında imanı zayıf veya günahlarla zayıflatılmış olanların durumu pek iç açıcı değildir. Bununla beraber, günahkar ve fasık da olsa hiçbir Müslümanın imansız gittiğine hükmedemeyiz. Çünkü, bu konu gaybi bir meseledir. Onun mümin olarak vefat ettiğine hükmederiz.
- Öyle anlaşılıyor ki, İslami Literatürde: “imanla kabre girmek veya imansız girmek” ifadesi, sahibini ebedi cehennemden kurtarıp kurtarmaması açısından değerlendirilmiştir.
Diğer bir ifadeyle, biri normal iman sahibi, diğeri normalin dışında bir imana sahiptir.
Normal iman sahibinden söz edildiği zaman, şu anlaşılmalıdır: Günahları ne olursa olsun, bu iman sahibi, Allah’ın dilerse cezayı verdikten sonra, dilerse affedip cennete koyacağı kimsedir.
Normal dışı iman sahibinden kastımız, sahibini en son cehennemden kurtarmakla beraber, cehenneme girmeden af kapsamına alınmasına vesile olamayan, hadislerde “zerre miskal” diye belirtilen sönük bir imandır. Bu tür insanlar, o çok küçük bir kıvılcım olan imanlarının hatırı için ebedi cehennemde kalmazlar.
Allah’ın sonsuz rahmeti, akıl ve kalpte gerçek bir iman bulunmamakla beraber, bazı latifelerde/kıyıda köşede kalmış hafif bir iman kokusunun da hatırını sayar ve en sonunda sahibini cehennemden çıkarır ve cennetine koyar inşallah.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Ölen açık bir delille ölsün yaşayan da açık bir delille yaşasın ne demek?
- Ayetlerin bir kısmının aynı olmasının hikmeti nedir?
- Maide suresi 93. ayette iman, salih amel ve sakınmak, neden tekrar edilmiş, hikmeti nedir?
- Tecavüz eden cennete gidiyorsa, deistliği, agnostliği seçen neden cehenneme gitsin?
- Biz insanlar yaratılmadan önce neredeydik?
- Tevbe suresi 39. ayette insanlar neden savaşmaya zorlanıyorlar?
- "Öteki kafirleri dost edinmeyin" ve "Allah’ın iki eli" ne demek?
- Mülk sahibi mülkünde istediği gibi muamele eder, diye bir ayet veya hadis var mı?
- Allah kendisi, Allah onları kahretsin mi diyor?
- Hz. İsa ile ilgili kötü şeyler kaynaklarda neden yok?