İşleri hep yolunda gidenler günahsız mı?

Tarih: 05.11.2025 - 16:47 | Güncelleme:

Soru Detayı

İnsanın başına gelen küçük büyük aksilikler günahlara kefaret oluyorsa işleri hep yolunda gidenler günahsız mı? Evin en iyisinde oturup hiç çatısı akmayan, arabanın en iyisine binip hiç yolda kalmayan, aksilikler yaşamayan, kendi işini yapıp hiç iflas etmeyen ... Bu insanlar her işi zordan olan, sürekli aksiliklerle uğraşanlardan daha mı günahsız?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Sorunuzun temelinde şu düşünce var:

“Eğer sıkıntılar günahlara kefaretse, hiç sıkıntı çekmeyenler günahsız mıdır?”

Bu soruya hem Kuran hem de hadis perspektifinden bakıldığında cevap, hayır,  işlerin yolunda gitmesi “günahsızlık” anlamına gelmez; tıpkı sıkıntı çekmenin de otomatik olarak “Allah’ın sevgisine işaret” olmaması gibi.

İşleri yolunda giden insanların günahsız olduğunu düşünmek yanıltıcıdır. Herkesin imtihanı farklıdır; bazıları sıkıntılarla, bazıları ise kolaylıklarla sınanır. Allah, her insanı kendi kapasitesine göre dener. Bu nedenle, belirli bir durumda olan bir kişi, diğerine göre daha az günahkar veya daha günahsız değildir.

Nitekim, nice kâfirlerin işlerinin, hayatlarının çok iyi bir durumda olduğu halde, Allah’ın en sevdiği peygamberlerin çoğunun pek sıkıntılı bir hayat yaşamaları sorunuzun en açık cevabıdır.

Bu hususta onlarca ayet ve hadisi zikretmek mümkündür. Anacak; 

“Bir de dediler ki: “Bu Kur’an şu iki şehirden önde gelen büyük bir adama indirilmeli değil miydi?” Ne o, Rabbinin rahmetini yoksa onlar mı bölüştürüyorlar (da, dilediklerine peygamberlik veriyor, istediklerini ondan mahrum ediyorlar? Üstelik zenginliklerine ve dünyalık mevkilerine bakarak insanlara üstünlük taslıyorlar.) Oysa dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırıyor ve bir kısmının diğerine iş gördürmesi için akıl, kabiliyet, zenginlik gibi yönlerden kimini kimine derecelerle üstün kılıyoruz! Fakat Rabbinin iman, hidâyet ve peygamberlik rahmeti, onların biriktirmekte oldukları dünyalık şeylerden çok daha hayırlıdır. Eğer insanlar tek tip bir topluluk haline gelecek olmasaydı rahmanı inkâr edenlerin evlerine (her biri) gümüşten tavan, yukarı çıkmak için kullandıkları merdivenler yapardık. (Ayrıca) evleri için kapılar, üzerlerinde yaslanıp istirahat edecekleri koltuklar yapar, altınla da süslerdik. Ama bunların hepsi dünya hayatına ait geçici faydalardan ibarettir, rabbinin katında ahiret (mutluluğu) ise takva sahiplerine mahsustur.” (Zuhruf,43/31-35) mealindeki ayetlerden yeteri kadar bilgiyi alabiliriz.

1. Sıkıntılar, bir “imtihan” vesilesidir

Kuran sıkıntıların ve nimetlerin ikisini de imtihan olarak tanımlar:

“Sizi biraz korku, açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle mutlaka imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele.” (Bakara, 2/155)

“Sizi hem kötülükle hem de iyilikle deniyoruz.” (Enbiyâ, 21/35)

Yani kimine bolluk, kimine darlık verilmesi bir “imtihan çeşitliliğidir”.

Kiminin sınavı yoklukla, kimininki varlıkla olur. Bu yüzden rahat yaşayan kimseler, Allah katında imtihansız değildir; onların imtihanı “şükür, tevazu, adalet ve paylaşma” üzerindendir.

2. Sıkıntılar günahlara kefarettir

Evet, hadislerde bu açıkça bildirilmiştir:

“Müslümana isabet eden her yorgunluk, hastalık, üzüntü, keder, eziyet ve gam, hatta ayağına batan bir diken bile, Allah’ın onun günahlarını dökmesine vesiledir.” (Buhârî, Merdâ 1; Müslim, Birr 49)

Bu, Allah’ın kuluna bir rahmet kapısı açmasıdır. Ancak bu, “sıkıntı çeken herkes sevilen, rahat yaşayan herkes uzak” demek değildir. Zira Allah adildir; herkesin yolu, mizacı ve sınavı farklıdır.

3. Bolluk da imtihandır, üstelik daha ağır olabilir

Kuran, mal ve rahatlık içindekiler için şöyle der:

“İnsan kendini müstağni (muhtaç değil) gördüğünde azgınlaşır.” (Alak, 96/6-7)

Yani dünya nimetlerinin birine bolca verilmesi, Allah katında değer ölçüsü değildir; aksine bazen bir aldanış (istidrac) olabilir:

“Onları bilmedikleri yerden yavaş yavaş helake sürükleriz.” (Araf, 7/182)

4. Peygamberlerin hayatı bu dengenin en açık örneğidir

Hz. Eyyub (as) sabır imtihanıyla,
Hz. Yusuf (as) zindanla,
Hz. Muhammed (asm) yokluk, iftira ve savaşla sınanmıştır.

Oysa onlar Allah’ın en sevgili kullarıydı. Bu durum, “sıkıntının kaynağının günah” demek olmadığını açıkça gösterir.

Sonuç

Sıkıntı veya bolluk, imtihan farkıdır.

İşleri hep yolunda gidenler günahsız değildir; onların sınavı nimetin içindedir.

İşleri hep zor gidenler de günahkâr olmak zorunda değildir; onların sınavı sabırdadır.

Her iki grup da Allah katında ancak takva ile değer kazanır:

“Allah katında en üstün olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır.” (Hucurât, 49/13)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun