Savaşlar dini yaymak, Allah'ın kelamını insanlara bildirmek için mi yapılmıştır?

Tarih: 01.05.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Hz. Peygamber (a.s.m) devrinde yapılan savaşların hepsi, birer müdafaa savaşıdır. Müşrikler onları yurtlarından kovmuş, mallarını gasp etmiş, Şam’a  ticaret yapmaya giderken bile, Medin’e topraklarını kullanarak, onların bağımsızlıklarını çiğnemeye çalışmışlardır. Müşriklerle yapılan bütün  savaşların Medine çevresinde meydana gelmiş olması da, bu savaşların -Müslümanlar açısından- saldırganlara karşı savunma amaçlı yapıldığını göstermektedir.

- Şunu unutmamak gerekir ki, Müslümanların asr-ı saadette yaptıkları savaşlar, Allah’ın emirleri çerçevesinde yapılmıştır. Bütün mülkün sahibi olan Allah, elbette mülkünde dilediği gibi tasarruf eder ve hiç kimsenin onu sorgulamaya hakkı yoktur ve haddi de değildir.

- Savaş olmazsa, Kur’an’da açıkça cennetlik olarak vasıflandırılan şehitlik diye bir paye de olamazdı. Halbuki Allah, kullarına şehitlik mertebesini de vermek istiyor. Şehitlik olayında hem kulların imanı test ediliyor, hem de samimi olanlara çok yüksek bir paye veriliyor. Uhud Savaşı münasebetiyle indirilen şu ayet-i celile, bu konuya ışık tutmaktadır:

“Şayet siz yara aldıysanız, karşınızdaki düşman topluluğu da benzeri bir yara aldı. İşte biz, Allah’ın gerçek müminleri meydana çıkarması, sizden şehitler edinmesi müminleri tertemiz yapıp kâfirleri imha etmesi için, zafer günlerini insanlar arasında nöbetleşe döndürür dururuz. Allah zalimleri sevmez.” (Al-i İmran, 3/140 ve 141)

- Sahabeler dünyanın her tarafına dağılırken savaşçı olarak değil, birer barış havarisi olarak İslam dinini yaymak için gitmişlerdir. Misyonerlerden -o zamanın şartlarına göre- elli defa daha fazla gayret göstermişlerdir.

- Dinin halka tebliğ edilmesi için, onlarla diyalog kurmak gerekir. O günkü dünyada, baştakilerin buna müsaade etmeleri, serbest seyahate izin vermeleri mümkün değildi. Bu manzara karşısında, baştaki zorbaları etkisiz hale getirmek suretiyle, insanların özgür iradeleriyle hakkı araştırıp bulmalarına, hak dinini seçmelerine zemin hazırlamak için maddî savaşlar da bazen zorunlu hale gelmiştir.

- Hristiyanlık dünyası, orta çağ boyunca haçlı seferleriyle her tarafı ateşe verdikleri yetmediği gibi, Yirminci Asır'da bile, başta İngilizler olarak dünyanın her tarafını istila ettikleri, hatta bu uğurda misyonerleri bile -kendi emperyalist emelleri uğruna- kullandıkları unutulmamalıdır.

- Onun için, Hristiyanlığı barış dini, İslam’ı savaş dini gibi algılamak, son derece yanlış, tarihî gerçeklere aykırı, batının kültür emperyalizmi çerçevesindeki sinsi telkinlerinin esiri olma anlamına gelir.

Aşağıdaki linklere tıklayarak ilgili cevapları okumanızı tavsiye ederiz:

Cihadın gayesi nedir?

İslam'da esas olan savaş mıdır yoksa barış mı?

Müslüman olmayanlarla barış nasıl ve hangi şartlarda yapılabilir?  

Günümüzde cihad nasıl yapılmalıdır?

Bazıları “İslam savaş dinidir” diyorlar, öyle midir?

Cihad “Ya İslam, Ya Ölüm” demek midir ?

İnsanlığın aradığı barışın İslam'da olduğunu nasıl izah edersiniz?

İslam'da bombalı intihar saldırılarının hükmü nedir?

İslam herhangi bir milleti peşinen düşman ilan eder mi?

Cihad ile savaş arasında ne fark vardır?

Kur’an'da savaş hukukuyla ilgili ne gibi esaslar vardır?

Dinde zorlama yoktur, deniliyor; cihad da bir tür zorlama değil midir?

Bazıları cihadın sadece savaştan ibaret olduğunu söylüyor. Ayet ve hadislerin ışığında cihadı anlatır mısınız?

Savaşın kaçınılmaz olduğu durumlarda, Müslümanların uymak zorunda olduğu ilkeler nelerdir?

Cihadı, başkalarını zorla İslam’a sokma şeklinde anlatıyorlar. İslam’da cihat nedir? Nasıl yapılmalıdır?

Cihad ne demektir? Bazı kimselerin, cihadı "kutsal savaş" olarak açıklamaları nedendir?

İslam’ın yayılması ve yerleşmesinde en etkili yöntem savaş mıdır, tebliğ midir?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun