Rüya görmek bilinçaltıysa, ruhun olmadığı anlamına mı gelir?

Tarih: 02.11.2015 - 11:30 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Rüya görmek bilinçaltında olan bir şeydir, ruha kanıt değildir. Mesela bir kadın beynine bir darbe alıyor ve bilinç altı zarar görüyor o hiç rüya görmüyor.
- Bu iddiada bulunan ateistlerle nasıl cevap verebiliriz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Rüyaların çeşitleri vardır…

- Bünyemizin birçok fonksiyonunun merkezi beyindir. Beyin ise bu fonksiyonları yerine getirmek için aktif bir şekilde çalışması gerekir. Aktif bir şekilde çalışması için hayata ihtiyacı vardır. İnsan hayatının kaynağı ise ruhtur.

Ruh ile beyin arasında bu sıkı ilişki olduğu için zedelenmiş bir beyin, bazı hayati fonksiyonlarını icra edemez hale gelir. Nitekim, göz bir penceredir, ruh bu alemi o pencereden seyreder. Yani asıl gören ruhtur. Ancak ruh ile göz arasında sıkı bir ilişki vardır. Ruhtan mahrum kalmış bir göz göremediği gibi, sağlam bir gözden mahrum kalmış ruh da göremez. Tabii ki, kalp gözüyle görenler konumuzun dışındadır.

- Rüyalar üç çeşittir; iki çeşidi gerçekte çıkmayacak olan türlerdir. Bunlar günlük sıkıntı veya neşeden ötürü veya daha önce etkisinde kalınmış olayların -âdeta hafızada ve hayalde bir bant şeridi gibi- açılıp yeniden okunan şeylerdir ki, Kur’an’da bunlara “Adğasu ahlam” denilmiştir. Rüyaların bir kısmı, insanların farkında olmadan, şuur altında saklanan ve her hangi bir sebeple, uygun bir zamanda şuur üstüne çıkan, başından geçmiş eski hadiselerin tesiri ile meydana gelir.

- İnsanların önemli yanılgı noktalarından biri de şudur ki, herhangi bir konuda müspet veya menfi bir düşünceye sahip olması için bir tek nokta ile yetiniyorlar. Bu meselde olduğu gibi, “ruh”un var olup olmamasını yalnız rüyalarla ruhun ilişkisine bakarak karar verirler.

Halbuki, beyin durumu ne olursa olsun, ruhun olmadığına hiç bir işareti yoktur. Fakat ruhun olduğunu gösteren bazı emareleri vardır. En belirgin emare şudur ki, beyin sinir, yağ ve benzeri et türü mamulden yaratılmış bir mekanizmadır. Bu maddelerin hiç birinin hayat kaynağı olması mümkün değildir. Öyleyse, beynin şarj olması için mutlaka dışarıdan bir şarj aletinin olması gerekir. Hayatı beyine şarj eden ise hayatın kaynağı olan ruhtur.

İşte değişik delillerle ispat edilen ruhun varlığı konusunda ancak rüyalar tali derecede bir delil olabilir. Onu yegâne delil gibi kabul edip ona göre bir yargıya varmak yanlıştır.

- Ruh ile beyin ilişkisi konusunda, Bediüzzaman Hazretlerinin şu ifadeleri de bize ışık tutmaktadır:

“Kâinatta, 'esbab ve müsebbebat' görünen eşyaya bakıyoruz ve görüyoruz ki: En a'lâ bir sebeb, en âdi bir müsebbebe kuvveti yetmiyor. Demek esbab bir perdedir, müsebbebleri yapan başkadır.”

“Meselâ; hadsiz masnuattan yalnız cüz'î bir misal olarak insan başı içinde bir hardal küçüklüğünde bir yerde yerleştirilen kuvve-i hâfızaya bakıyoruz. Görüyoruz ki: Öyle bir câmi' kitab belki kütübhane hükmündedir ki, bütün sergüzeşt-i hayatı, içinde karıştırılmaksızın yazılıyor.”

“Acaba şu mu'cize-i kudrete hangi sebeb gösterilebilir? Telâfif-i dimağiye mi? Basit, şuursuz hüceyrat zerreleri mi? Tesadüf rüzgârları mı? Halbuki o mu'cize-i san'at, öyle bir zâtın san'atı olabilir ki; beşerin haşirde neşredilecek büyük defter-i a'malinden muhasebe vaktinde hatıra getirilecek ve işlediği her fiilleri yazıldığını bildirmek için bir küçük sened istinsah edip, yazıp aklının eline verecek bir Sâni'-i Hakîm'in san'atı olabilir.” (Sözler, s. 679-680)

İlave bilgi için tıklayınız:

Ruh nedir, ruhun mahiyeti anlaşılabilir mi? Ruh beyinden mi ibarettir?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun