Peygamberlerin bir çoğunun aynı soydan gelmelerinin sebebi nedir?

Tarih: 20.07.2011 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Peygamberlik, Allah tarafından seçkin kullarına verdiği bir vazifedir. Peygamberlik vazifesi tamamen Allah'ın takdiridir. Rivayet edildiği üzere yüz yirmi dört bin peygamber gönderilmiş ve her kabile ve topluluğa kendi içinden peygamberler gönderilmiştir.

Peygamberlerin bir kısmının aynı soydan gelmesi ise, esas itibariyle kader-i İlâhînin bir remzidir.

Cenab-ı Hakk'ın takdir ve iradesi bazı peygamberlerin aynı soydan gönderilmesini icap ettirmiş, gerektirmiştir. Peygamberleri, kendi emirlerini ulaştırmak maksadıyla Cenab-ı Hak gönderdiği gibi, hangi memlekete, hangi insanı peygamber olarak göndermeyi de yine O istemiştir. Bunda kulların bir tesir ve dahli yoktur.

Meselenin hikmet cihetine gelince; bu hususun pek çok hikmeti olabilir. Nitekim peygamberler kendine vahyedilen emirleri en çok kendi aileleri tarafından kabul görmüş ve uygulanmıştır. Ayrıca peygamberlerin kendi neslinden gelenlerin salih kullardan olması için dua etmeleri ve Allah'ın onların bu dualarını kabul ettiğini göstermektedir. Nitekim bu husus Kur'an-ı Kerim'de şöyle açıklanmıştır:

"İşte bunlar; kendilerine Allah'ın nimet verdiği peygamberlerdendir; Adem'in soyundan, Nuh ile birlikte taşıdıklarımız (insan nesillerin)den, İbrahim ve İsrail (Yakup)in soyundan, doğru yola eriştirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendirler..." (Meryem, 19/58)

"Allah İbrahim ailesine kitabı, hikmeti ve bunlarla birlikte büyük bir mülkü verdi." (Nisa, 4/54)

  "Soyundan da pek çok peygamber çıkardı." (Enam, 6/84)

  "Vefalıydı..." (Necm, 53/37)

Hz. İbrahim (as)'le birlikte, kesintisi olmayan bir peygamberler silsilesi de başlamıştır. Hz. İbrahim (as), inkarcılara karşı ihlaslı ve azimli bir tebliğ görevi yürütmesine karşın, etrafındaki insanların çoğu (Hz. İbrahim'in akrabası olan Hz. Lut (as) hariç) bu tebliğe icabet etmemiştir. Bunun üzerine Hz. İbrahim (as) Allah'tan kendisine varis olacak ve Allah'ın dinini yeryüzünde temsil etmeye devam edecek salih bir mümin istemiştir. Allah Hz. İbrahim (as)'in duasına bir mucizeyle karşılık vermiş, kendisi çok yaşlı ve karısı da kısır olmasına rağmen ona salih bir çocuk müjdelemiştir. Böylece Hz. İbrahim (as) Hz. İshak (as)'ın babası olmuştur. Hz. İshak (as) da Allah katında seçkin olan, iman, akıl ve takva sahibi bir peygamberdir. Hz. İshak (as) da bir zaman sonra bir evlat sahibi olmuş ve ona "Yakub" adını vermiştir. Her ikisi de, Hz. İbrahim (as) için Allah'ın birer armağanı olmuştur:

"Böylelikle, onlardan ve Allah'tan başka taptıklarından kopup-ayrılınca ona İshak'ı ve (oğlu) Yakup'u armağan ettik ve her birini peygamber kıldık." (Meryem, 19/49)

"Biz ona İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik ve onun soyunda peygamberliği ve kitabı kıldık, ecrini de dünyada verdik. Şüphesiz o, ahirette salih olanlardandır." (Ankebut, 29/27)

Hz. İbrahim (as)'in bir diğer oğlu ise Hz. İsmail (as)'dir. Her ikisi birlikte insanlar için ilk kurulan "ev", yani ibadet mekanı olan Kabe'yi inşa etmiştir. Bu sırada yaptıkları dua Kur'an'da şöyle bildirilir:

"İbrahim, İsmail'le birlikte Evin (Ka'be'nin) sütunlarını yükselttiğinde (ikisi şöyle dua etmişti): 'Rabbimiz bizden kabul et. Şüphesiz, Sen işiten ve bilensin; Rabbimiz, ikimizi Sana teslim olmuş kıl ve soyumuzdan Sana teslim olmuş bir ümmet (ver). Bize ibadet yöntemlerini göster ve tevbemizi kabul et. Şüphesiz, Sen tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin.' " (Bakara, 2/127-128)

Allah bu duaya icabet etmiş ve Hz. İbrahim (as)'in soyundan Allah'a teslim olmuş bir ümmet yaratmıştır. Hz. İbrahim (as)'in oğulları, torunları ve onların çocukları, aralarında peygamberler bulunan ve putperestlerle dolu bir ortamda Allah'a iman edip O'nun hükümlerine göre yaşamış mübarek insanlardır. Hz. Musa, Hz. Harun, Hz. Davud, Hz. Süleyman, Hz. Eyyub, Hz. Yunus (Aleyhimüsselam) gibi daha pek çok peygamber de yine Hz. İbrahim (as)'in soyundan gelen hidayet ehli, salih, kamil insanlardır. Peygamberler soyu ile ilgili olarak Allah şöyle buyurmaktadır:

"Ve ona (İbrahim'e) İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik, hepsini hidayete eriştirdik; bundan önce de Nuh'u ve onun soyundan Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u hidayete ulaştırdık. Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz. Zekeriya'yı, Yahya'yı, İsa'yı ve İlyas'ı da (hidayete eriştirdik.) Onların hepsi salihlerdendir. İsmail'i, Elyasa'yı, Yunus'u ve Lut'u da (hidayete eriştirdik). Onların hepsini alemlere üstün kıldık. Babalarından, soylarından ve kardeşlerinden, kimini (bunlara kattık); onları da seçtik ve dosdoğru yola yöneltip-ilettik. Bu, Allah'ın hidayetidir; kullarından dilediğini bununla hidayete erdirir. Onlar da şirk koşsalardı, elbette bütün yapıp-ettikleri 'onlar adına' boşa çıkmış olurdu. Bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer bunları tanımayıp-küfre sapıyorlarsa, andolsun, Biz buna (karşı) inkara sapmayan bir topluluğu vekil kılmışızdır. İşte Allah'ın hidayet verdikleri bunlardır..." (Enam, 6/84-90)

Hz. İbrahim (as) oğullarına Allah'a imanı vasiyet etmiş ve bu vasiyet onun torunu olan Hz. Yakup (as) tarafından da tekrarlanmıştır. Bu olayları Allah Kur'an'da şöyle haber verir:

"Rabbi ona: "Teslim ol" dediğinde (O:) "Alemlerin Rabbine teslim oldum" demişti. Bunu İbrahim, oğullarına vasiyet etti, Yakup da: "Oğullarım, şüphesiz Allah sizlere bu dini seçti, siz de ancak Müslüman olarak can verin" (diye vasiyet etti.) Yoksa siz, Yakub'un ölüm anında, orada şahidler miydiniz? O, oğullarına: "Benden sonra kime ibadet edeceksiniz?" dediğinde, onlar: "Senin ilahına ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın ilahı olan tek bir ilaha ibadet edeceğiz; bizler ona teslim olduk." demişlerdi. Onlar bir ümmetti; gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz, onların yaptıklarından sorumlu değilsiniz." (Bakara, 2/131-134)

Ancak elbette, Hz. İbrahim (as)'in soyundan gelmiş olmak, bir insanın kesin olarak hidayete ereceği anlamına gelmemektedir. Bu soy içinde peygamberler, salih insanlar, veliler olduğu gibi, dini kavrayamayan ve hidayet ehli olmayanlar da vardır. Nitekim bu gerçek de Kur'an'da Allah tarafından bildirilmiştir. Örneğin Hz. İbrahim (as) ve oğlu Hz. İshak (as)'ın soyundan Allah Kur'an'da şöyle söz eder:

"Ona ve İshak'a bereketler verdik. İkisinin soyundan, ihsanda bulunan da var, açıkça kendi nefsine zulmeden de." (Saffat, 37/113)

Elbette ki peygamberler seçilmiş, üstün insanlardır, ancak ileriki bölümlerde de görüleceği gibi, aynı soydan geldikleri, aynı seçkin insanların torunları, kardeşleri, oğulları, babaları veya eşleri oldukları halde aralarından Allah'ın rızasına aykırı hareket eden, O'nun sınırlarını çiğneyen ve dine muhalefet eden insanlar da çıkmaktadır. Allah bu durumu bir başka ayetinde şöyle açıklar:

"Andolsun, Biz Nuh'u ve İbrahim'i (elçi olarak) gönderdik, peygamberliği ve kitabı onların soylarında kıldık. Öyle iken, içlerinde hidayeti kabul edenler vardır, onlardan birçoğu da fasık olanlardır." (Hadid, 57/26)

Peygamber soyundan olmalarına karşın fasıklık yapanlar arasında, Hz. Yakub (as)'un bir kısım oğulları da vardır.

Allah, Hz. Yakup (as)'tan Kur'an'da pek çok defa bahsetmekte, onun ihlas sahibi, güçlü, basiretli, seçkin ve hayırlı bir kişi olduğunu bildirmektedir. Ayetlerde Yakup Peygamberin üstün özelliklerini Allah şöyle haber verir:

"Güç ve basiret sahibi olan kullarımız İbrahim'i, İshak'ı ve Yakub'u da hatırla. Gerçekten Biz onları, katıksızca (ahiretteki asıl) yurdu düşünüp-anan ihlas sahipleri kıldık. Ve gerçekten onlar, Bizim katımızda seçkinlerden ve hayırlı olanlardandır." (Sad, 38/45-47)

"Ona İshak'ı armağan ettik, üstüne de Yakub'u; her birini salihler kıldık. Ve onları, Kendi emrimizle hidayete yönelten önderler kıldık ve onlara hayrı kapsayan-fiilleri, namaz kılmayı ve zekat vermeyi vahyettik. Onlar Bize ibadet edenlerdi." (Enbiya, 21/72-73)

Bunun dışında Hz. Yakub (as)'ın ilim sahibi bir insan olduğunu, kendisine özel bir ilim verildiğini Allah Yusuf Suresi'ndeki ayetlerde şöyle bildirmektedir:

"... Gerçekten o (Hz. Yakub), kendisine öğrettiğimiz için bir ilim sahibiydi. Ancak insanların çoğu bilmezler." (Yusuf, 12/68)

"... (Yakub) Dedi ki: "Ben, size bilmediğinizi Allah'tan gerçekten biliyorum demedim mi?" (Yusuf, 12/96)

Hz. Yakub (as)'ın oğullarından biri, Hz. Yusuf (as)'dır. Hz. Yakub (as)'ın evlatlarına öğrettiği imanı ve güzel ahlakı en iyi şekilde anlayan ve kavrayan da o olmuştur. Bunu Hz. Yusuf (as)'ın (dilinden) Kur'an'da Allah'ın haber verdiği sözlerinde görmek mümkündür:

"Atalarım İbrahim'in, İshak'ın ve Yakub'un dinine uydum. Allah'a hiçbir şeyle şirk koşmamız bizim için olacak şey değil. Bu, bize ve insanlara Allah'ın lütuf ve ihsanındandır, ancak insanların çoğu şükretmezler." (Yusuf, 12/38)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun