Öldükten sonra cesedinin yakılmasını isteyen adam, hadisini açıklar mısınız?

Tarih: 22.04.2018 - 00:05 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Buhari’de gecen öldükten sonra cesedinin yakılmasını isteyen adam hadisini açıklar mısınız?
- Buhari’de bir hadis gördüm, hiç ameli olmayan bir adam öldükten sonra cesedimi yakın küllerimi savurun falan diyor. Fakat şaşırdığım ya da tam anlayamadığım husus Allah’ın onu affetmesi, niçin affettiğini tam anlayamadım, bu hadisi nasıl anlamalıyız?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hadisin aslı şöyledir:

İmam Buhari ve Müslim, Ebu Hüreyre’den Rasulullah aleyhissalatü vesselamın şöyle dediğini rivayet eder:

“Bir adam nefsine zulmetmiş ve ölümü anında oğullarına şöyle vasiyet etmişti: 'Öldüğüm zaman beni yakın, kül haline getirin ve sonra denize saçın. Vallahi eğer Rabbim beni diriltmeye güç yetirirse hiç kimseye azap etmediği şekilde bana azap eder.”

Sonra Rasulullah dedi ki: “Oğulları adamın bu isteğini yaptılar.” Allah yeryüzüne dedi ki: “Aldığını geri ver.” O an adam dirildi ve kalktı. Allah (Subhanehu ve Tealâ) ona “Bu yaptığın şeye seni sevkeden nedir?” diye sordu. Adam: “Senden korkumdur ya Rabbi.” dedi. Bu söylediğinden dolayı Allah onu affetti.”

Hadisle ilgili farklı yorumlar yapılmıştır. Bu konuda, cumhur-u ulema dediğimiz alimlerin ortak görüşleri şöyle özetlenebilir:

1. Hadisten anlaşılıyor ki adam, fetret devrinde yaşamış Allah’a ve ahiret gününe inanan ve Allah’tan korkan biridir. Allah’ın onu bağışlamış olması onu gösteriyor.

2. İmam Nevevi; “Tevhid üzere ölen kimsenin kesinlikle cennete gireceği”bölümünde şöyle demiştir:

“Tevhid üzere ölen hiç kimse ateşte ebedi kalmayacaktır. Şirkin dışında ne kadar günah işlemiş olsa bile... Aynı şekilde, bütün iyi amelleri işlese bile küfür üzere ölen kişinin cennete giremeyeceği gibi… Bu, hak ehlinin bu meseledeki görüşlerinin özetidir. Zaten Kitap, sünnet ve icmadan bir çok deliller bu kaideyi ortaya koymuştur. Bu konu ile ilgili, kesin ilmi sağlayan mütavatir naslar vardır. (Müslim, Nevevi şerhi, 1/217)

3. Hafız İbn Hacer el-Askalani Fethu'l-Bari’de hadiste geçen söz konusu adamla ilgili şöyle der:

“Muhakkak ki o şahıs, tekrar diriltilmeyi inkâr etmemişti. Fakat cehaleti sebebiyle çocuklarına vasiyet ettiği şey kendisine yapılırsa, öldükten sonra Allah (c.c)’ın onu diriltmeyeceğini, dolayısıyla azaba uğramayacağını zannediyordu. Ancak bunu Allah’ın korkusundan yaptığını itiraf etmesi onun iman etmiş olduğunu ortaya koymaktadır.”

Bundan anlaşılıyor ki; adamın, Allah’ın kendisini tekrar diriltmeye kadir olduğuna genel olarak iman ettiğine açıkça delalet etmektedir. Söz konusu cehaleti ve şüphesi ancak ince bir meselede idi. Böyle ince meseledeki cehalet, Allah’ın uluhiyetini bozmaz.             

4. Bu konuda Ehl-i sünnet alimlerinin görüşleri istikametinde İbni Teymiye de şöyle der:

“Bu adam Allah’a ve ahiret gününe toptan inanan bir kişi olduğundan, Allah’ın salih amel işleyenleri mükafatlandıracağını, kötü amel işleyenleri ise cezalandıracağını bildiği için korkmaktadır. Bu adamın, günahları sebebiyle Allah’ın kendisini cezalandıracağından korkması, Allah’a ve ahiret gününe iman etmesi ve salih ameller işlemesi sebebiyle Allah onu affetmiştir. Bu adamın işlediği salih amel ise Allah’tan korkmasıdır. Ayrıca kitap ve sünnette, risalet tebliğ edilmedikçe Allah’ın hiç kimseye azap etmeyeceğine işaret edilmektedir. Allah, ancak risaletin tebliğ edilmesinden sonra iman etmezse azap eder. Bir kimseye tebliğ topluca ulaşmamışsa hemen ona azap edilmez. Kendisine tafsilatsız, genel olarak tebliğ yapılan kişi de (kendisine öğretilen ve) üzerinde bulunduğu delili ve risaleti inkar etmedikçe ona azap edilmez.” (Mecmuatu’l Fetava, 12/491)

Sonuç olarak şöyle diyebiliriz:

Bu adam Allah'a ve ahiret gününe inanıyor. Allah’tan korkuyor ve dünyada işlediği günahların cezasının ahirette verileceğin biliyor. Ancak Allah’ın sıfatlarını, yani her şeye kadir olduğunu, dağılan zerreleri tekrar toplayıp bir araya getirebileceğini bilmiyordu. Cahil ve şüphe içindeydi. Kendisini uyaran bir peygamber olmadığı için Allah onun bu cehalet ve şüphesini mazur gördü ve affetti.

Ancak bu hadisten yola çıkarak, günümüzde de cehalet ve bilmezlikten dolayı işlenen günahların af edileceği anlamı çıkmaz. Çünkü Kur'an ve sünnet her şeyi açıklamış olduğundan bilmezlik, dinen mazeret sayılmamaktadır.

Rivayetlere göre adam ölülerin kefenlerini çaldığı için Allah’ın, bu günahından dolayı kendisini af etmeyeceğine inanmış ve Allah vereceği şiddetli azap korkusundan cesedinin yok edilmesini istemiştir. Adam sadece kefen çaldığı için bu kadar korkmuşsa, günümüzde, ceset veya canlı insan organlarını çalanlar ne kadar korkmalı!?.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun