Kocam olgun değil, ne yapayım?

Tarih: 18.05.2023 - 06:28 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Ev hanımıyım, eşimle zorluk yaşıyorum. Karakter olarak hâlâ olgunlaşmamış, ciddi olması gereken konuları ciddiye almayan bir insan.
- Kişisel bakım yönünden de sorun yaşıyorum. Yanaşmak dahi istemiyorum.
- Çocuk gibi bazı şeyleri ben demem gerekiyor, elbisene dikkat et ağzını fırçala biraz olgun davran…
- Dini yönden hiçbir katkısı olmayacak bir arkadaşı var. Ona rağmen aklı hâlâ o arkadaşta. Ayrılmayı düşünüyorum ve zaman zaman çok istiyorum çünkü çok yoruluyorum…
- Hastasıyım bana yeterince yardımcı olmuyor. Aylardır işsiz birkaç günlük işlerde bile bahane üretiyor…

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Dünyada hiçbir insan birbirine benzemediği gibi, birisi erkek birisi de kadın olan eşler de birçok açıdan birbirine benzemezler. Bazen aralarındaki farklılıklar çok fazla olur, bazen de makul seviyede olur. Bunda eşlerin genetiği, aile yapısı, kişiliği, eğitimi, geçmiş yaşantıları, aile eğitimi etkilidir.

Kişiye düşen şey, eş seçimi yaparken farklılıklarını her açıdan iyi analiz edip, hangilerini tolera edebileceğine ve hangilerine katlanamayacağına karar vermesidir.

Bazı kişilerle geçinmek zordur, mesela iletişimi sağlıklı olmayan, inançtı, narsist, travması fazla olan, sorumsuz yetişen, ev içi hijyene dikkat etmeyen kişilerle geçinmek kolay değil. 

Bu durumu başta fark edip, ona göre karar vermek veya şartlı kabul etmek en doğru olanıdır. Bu yapılmamışsa, dikkat edilmemişse veya kişi karşısındakini anlayamamışsa, ona düşen şey öncelikle eşini değiştirmeye zorlamak veya eleştirmekten ziyade sabırla ıslahına çalışmaktır.

Bu çerçevede size tavsiyelerimiz şunlar olacaktır:

- Eşinizin anlattığınız tüm olumsuz davranışlarına kızmadan ve onu düzeltmeye çalışmadan önce onu anlamaya çalışın.

Hak vermeyin, ama neden böyle davrandığının arkasında yatan nedenleri anlamaya çalışın. Çünkü eşiniz, sizi sevmediği için değil, muhtemelen karakteri, eğitim biçimi, yetiştirme şeklinin gereği olarak böyle davranıyor. Yani kocanız, sosyal olarak yaralı olan, hasta olan birisi. Bundan dolayı ona bir yaralı gibi davranırsanız daha iyi sonuç alırsınız.

- Sorumsuz eşler, büyük çoğunlukla ya kontrolcü anne-babaları olan veya kendilerine büyüme sürecinde yaşlarına uygun sorumluluk verilmeyen kişilerdir.

Bunun için, ev işlerinde erkeğe düşen rolleri ve görevleri siz asla ve asla üstlenmeyin, ona sorumluluk verin. Ancak ilk başta fazla bir sorumluluk vermeyin, görevlerini azar azar artırın. Bu konuda onunla ciddi bir biçimde konuşun, erkeğe düşen görevleri kendisinin yapabilecek güçte ve yetenekte olduğunu söyleyin.

Ancak eşiniz sizi dinlemeyecek ve ısrarla eski davranışlarına devam ettirebilir. Burada yapmanız gereken şey, sabırlı olmanız, geriye dönmemeniz, eşiniz görevlerini yapıncaya kadar beklemeniz. Çünkü sizin pes etmeniz onun hoşuna gider, zaten istediği de budur, yani sizi bıktırıp, sorumluluğu tekrar üstlenmenizi sağlamaktır. Taviz vermeyin, geri adım atmayın. Bu süreç altı ay da olsa sabır gösterin.

- Hastalığınız ve diğer ciddi sorunlarınız karşısında kocanızın duyarsızlığının sizi çok kırdığını anlıyoruz.

Bu konuda çözüm için, önce olayı tam olarak anlamaya çalışın. Yani gerçekten imkânı var, ama buna rağmen sizin sağlığınıza önem vermiyor mu, yoksa imkânı yoktur da onun için mi ağırdan alıyor? Veya sizin hasta olduğunuza inanmıyor mu? Veya gerçekten sorunlarını nasıl çözeceğini mi bilmiyor? Bunlara göre adım atmanız daha faydalı olacaktır.

Eğer her şeyi bilmesine rağmen, konuyu ağırdan alıyor, sizin sağlığınız için adım atmıyorsa, bu konuyu sık sık şikâyet ederek veya yalvararak veya rica ederek değil, bir kez, ama gayet kararlı bir şekilde ona açın. Hatta belli bir süre verin. Olayı onun keyfine bırakmayın.

Sadece sitem etmeyin aynı zamanda ona çözüm yolları da gösterin. Mesela, “Şöyle şöyle de yapabiliriz. Şuradan buradan da yardım alabiliriz. Önce şunu yaparız, sonra da şunu yaparız.” Veya “Nasıl yapalım, hastalığımın önüne geçmek için senin çözümün nedir?” gibi onu da düşünemeye sevk edebilirsiniz.

- Bu süreçte, emeklemeye çalışan bir çocuğu cesaretlendirilmesi gibi, siz de eşinizin eksikliklerine değil, sadece yaptığı küçük ve olumlu adımlara dikkat çekin ve onu takdir edin. Abartmadan sadece gerçeği, ama sizin için çok küçük de olsa onun için büyük adımları takdir edin. Mesela çorabını attığı yerden aldığını görünce, “Teşekkür ederim, bu konuda bile olsa benim yükümü hafifletiyorsun.” Bunu derseniz, emin olun devamı da gelecektir. Çünkü erkeğin motivasyonu takdirdir, teşviktir.

- Sorumluluklarını yerine getirmediğinde ona kızmak yerine kendi duygularınızı dile getirin.

Mesela, "Şunu şunu yaptığında / yapmadığında ben çok yoruluyorum, çok üzülüyorum, çok kırılıyorum vb...” Yani kendi duygularınızı dile getirirseniz, erkeğin merhametini tahrik etmiş olursunuz. Ama eleştirişseniz, inadını güçlendirmiş olursunuz.

- Erkekler kadınlara göre, özgürlüklerine daha düşkündür. Evlendikten sonra haliyle biraz kısıtlanıyorlar. Ancak bazen kıskançlık veya buna benzer nedenlerden dolayı hanımlar kocalarını çok kısıtlamaya çalışıyor. Bu da erkeği boğuyor ve evden kaçırıyor. Burada olay bir kısır döngüye dönüşüyor. Çünkü hanım, eşini kısıtladıkça o evden daha çok kaçmaya çalışıyor, o evden kaçmaya çalışınca hanım daha da baskıcı ve eleştirel olmaya başlıyor.

Onun için hanımlar, bu konuda erkeği anlamalı ve fazla sıkmamalıdırlar. Aksi hâlde erkek, yine kaçar, ama bu kez sizin eşinizde olduğu gibi yalan söylemeye başlar.

Bu, bütün bütün kontrolü erkeğe bırakmak şeklinde de anlaşılmamalıdır. Burada önemli olan dengeli davranmaktır.

- Olgunlaşmamış erkeler, aynı zamanda kendilerini diğer insanlara, arkadaşlarına kabul ettirmek isterler. Böyle bir erkeği eleştirmek, hanımından uzaklaştırır, onu olduğu gibi kabul eden arkadaşa götürür. “Sen zaten hiçbir şeyi beceremezsin, sen zaten beni sevmiyorsun, sen zaten tembelsin, sen zaten işe yaramazsın...” gibi sözler onu sizin yanınızda ezik hissettireceği için sizden kaçmanın yollarını arar.

Eşinizi kabul edin, sizin için değerli olduğunu hissettirin. Böyle yaparsanız, sizin yanınızda kendisini değerli hissedeceği için başkalarına gitme ihtiyacı hissetmeyecektir.

Unutmayın herkes, kendisine değer veren kişinin yanında daha mutludur.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun