Kendilerine yazık edenler kimler?
Mümin suresi 103 ayette kafama takılan bir kısım var. Buna karşılık kimin de iyilikleri tartıda hafif gelirse, işte onlar kendilerine yazık edenlerdir. Onlar cehennemde ebedi kalacaklardır diyor. Ben ebed kelimesini sonsuza kadar olarak biliyorum. Ama hadislerde inanan ama günahkar olan müminlerin cehennemde cezasını çektikten sonra cennete gidebileceğini söyleniyor. Burada bir çelişki yok mu cehennemden cennete geçiş ile ilgili ayetler var mı çevremdekilerde böyle sorular soruyor ama tam net cevap veremiyorum.
Değerli kardeşimiz,
“Kimin/kimlerin tartıları (sevap cihetiyle) ağır gelirse, işte onlar kurtulmuş olanların ta kendisidir. Kimin/kimlerin de (sevap cihetiyle) tartıları hafif gelirse, işte onlar kendilerini zarara sokan kimselerdir ki, cehennemde ebedi kalacaklardır.” (Müminun, 102-103) mealindeki ayetlerde mahşer gününde mutlak bir adaletin cereyan edeceğine dikkat çekilmiştir.
Buradaki yorumumuz ayetin bir manasına göredir.
Diğer bir manaya göre, her ferdin birçok mizanları tartıları var emektir. Örneğin, namazın mizanı, orucun mizanı, haccın mizanı, zekâtın mizanı, diğer yandan içkinin mizanı, kumarın mizanı ve hakeza. (bk. Şaravi, ilgili yer).
Ancak bütün bu mizanların bu ayetteki sonuçları küfür-iman maksadına yöneliktir..
Kuran’da genel prensip olarak cennet-cehennem, amellerin tartılması gibi hususunda “günahlar” arasında değil, “küfür- iman” arasında mukayese yapılır, neticeler de bu muvazenelerin gösterdiği veriler açısından değerlendirilir.
Özetlersek, bu ayette de söz konusu prensip çerçevesinde iman- küfür muvazenesi yapılmış ve neticeler de -günahlara göre değil- “küfür-iman” denklemine göre ortaya konulmuştur.
Demek ki, ayette “sevapları ağır gelenler” ifadesi mümin kimselere baktığı gibi, “sevapları hafif gelenlere” ifadesi de kâfir kimselere bakar.
Hasenatın baş tacı iman olduğu gibi, seyyiatın baş tacı da küfürdür. Nitekim, İbn Abbas da “beni dünyaya yeniden gönder ki salih ameller işleyeyim” mealindeki ayette yer alan salih amellerden maksat, kelime-i şdhadet/iman olduğunu belirtmiştir. (bk. Şevkani, ilgili yer)
Ayrıca, bu ayet-i kerimede geçen "cehennemde ebedî kalıcılar" ifadesi, ayetin devamındaki açıklama ile birlikte değerlendirildiğinde, Allah'ın ayetlerini inkar edenlere işaret etmektedir. Nitekim hemen sonraki ayet-i kerimede bu durum açıklanmaktadır:
"Allah Teâlâ onlara şöyle buyurur: “Ayetlerim size okunurdu da siz onları yalan sayardınız değil mi?” (Müminun, 23/105)
Bu açıklama, iyilikleri hafif gelen ve cehennemde ebedî kalacak olanların, iman etmeyen, Allah'ın ayetlerini yalan sayan kâfirler olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Kendilerine yazık edenler kimler?
- Günah işlesem Allah'ın gözünden düşer miyim?
- Erkek karısına hakkını helal etmezse kadın cennete giremez mi?
- Bakara 62. ayet her iyiliğin karşılığı var derken, Kehf 105. ayet inkarcılarınki boşa gidecek diyor?
- Bazı insanların sorgusuz sualsiz cennete, bazılarının da cehenneme gideceği söyleniyor. O günde peygamberler bile hesap vereceğine göre, bu nasıl olacak?
- Niyetlerimizdeki Allah rızası, amellerimize mi yönelik, yoksa bize mi yönelik?
- Ebedî cehennemde kalmaktan bahseden, Müminun suresi 103. ayet kâfirler hakkında inmişse, 102. ayet de kâfirler hakkında olamaz mı?
- Kâfirler için ahiret gününde, tartı, terazi, mizan var mıdır yok mudur?
- Kehf suresi 105 ile Enbiya suresi 47. ayetlerde çelişki olduğunu iddia ediyorlar, açıklar mısınız?
- Üzerinde kul hakkı olan kişinin duası kabul olmaz mı?