Yaratılış ve Evrim Hususunda ki Tartışmalar Bilim Adamları Arasında Nasıl Yapılmaktadır?

Düşünceleri bu iki inanca göre şekillenmiş bilim adamları arasında, bilhassa ülkemizde ciddi ve soğukkanlı müzakereler genellikle çok az yapılmaktadır.Bunun sebebi, konunun pozitif bilim sınırlarını aşan ve yorum gerektiren bir hususiyet arzetmesidir.Tartışılan konu pozitif bilimin deney ve gözlem sınırları içerisinde olsaydı, böyle bir sıkıntı yaşanmayacaktı.

Düşünceleri bu iki inanca göre şekillenmiş bilim adamları arasında, bilhassa ülkemizde ciddi ve soğukkanlı müzakereler genellikle çok az yapılmaktadır.Bunun sebebi, konunun pozitif bilim sınırlarını aşan ve yorum gerektiren bir hususiyet arzetmesidir.Tartışılan konu pozitif bilimin deney ve gözlem sınırları içerisinde olsaydı, böyle bir sıkıntı yaşanmayacaktı.Mesela; yer çekimi kanunu, metallerin genleşmesi, suyun kaldırma kuvvetinin veya hava basıncının hesaplanması gibi pozitif bilimin sınırları içerisinde yer alan fizik problemlerinde böyle bir sıkıntı yaşanmaz.Fakat fizikte bile atomaltı dünyasının kuantum, antimadde, varlık-yokluk gibi meseleleri gündeme geldiğinde, yine tartışmaların çıktığı, konunun dünya görüşü ve inançlar persfektifinde ele alındığı görülür.

Bunun sebebi, insanın bir değere inanma ve bağlanma ihtiyacını, fıtratının bir gereği olarak yaratılıştan duymasıdır.Kalbinde ve vicdanında daima mevcut bu ''inanma ve bağlanma'' duygusunu tatmin etmek isteyen( bu arada kainat ve Kur'an kitaplarıyla tanışan, veya bundan mahrum kalan) insan, tabiata Yaratıcı'nın  eseri, veya evrimin tabii bir sonucu olarak bakar.Bu noktada bilim adamının durumu ayrı bir önem taşır.

Diğer insanlar gibi bilim adamlarının da bir aile ve toplum içinde uzun yıllar belli inanç ve değer hükümleriyle yetişerek şekillendiği düşünülürse hiçbir bilim adamının mutlak manada objektif olması beklenemez.Dolayısıyla, laboratuara girerken inancını dışarıda bırakmasını bir bilim adamından beklemek, ''insan'' realitesine ne ölçüde uygun olur?!...

Bir bilim adamı, çalışmalarını sahip olduğu imani bakış açısıyla gerçekleştirip yorumlarken daima Yaratıcı'yı nazara verecek, her şeyi ateist bakış açısıyla gören bir diğeri ise sırtını materyalist ve pozitivist felsefeye dayayacaktır.Her ikiside birer inanç ve dünya görüşü olarak değerlendirildiğinde demokratik bir ülkede rahatça tartışılması gereken iddia ve düşünceler, maalesef hoşgörü ve tahammül sınırlarının dışına çıkarak, saldırı tarzında ve karşı tarafı mahkum etme anlayışında yürütülmektedir...

(110 Soruda Yaratılış ve Evrim Tartışması - Prof.Dr.Arif SARSILMAZ)

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Okunma sayısı : 43
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun