Kâinatta zaman ve mekân üstü yaygın bir şefkat nereden ve kimden geliyor?

Tarih: 25.04.2020 - 15:13 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Meselâ bir hücrenin kütlesi bir gramın milyarda biri kadardır. Ama yok denecek kadar küçük olan o hücrede gözlenen ilim ciltler dolusu kitapları doldurmuştur. O yüzden bir hücrenin maddî vücudu ilmî vücudunun yanında âdeta bir hiçtir. Hücre âdeta bu bilgilerin tecessüm etmiş halidir.

Kâinatta sevgi ve sevginin muhtelif çeşit ve derecelerinin varlığı konusunda herhalde kimsenin bir şüphesi yoktur. Bu kâinatın varlığının bir sebebi de şefkat olarak görülür.

 “Muhabbet, şu kâinatın bir sebeb-i vücududur. Hem şu kâinatın râbıtasıdır.” (Nursi, B. S., Sözler. s. 429.)

Sevgilerin de en halisi ve en yücesi, her türlü maddî ve manevî menfaat duygularından arınmış olan şefkattir. Kâinatta yaygın bir anne şefkatinin varlığı gözlemlerle sabittir ve “tabiat ana” tabiri bu gerçeğin bir ifadesidir. Vahşi hayvanlarda bile bu şefkati görmek mümkündür.

 “[Rahmet] hattâ ağacın başındaki yuvada kanatsız, zayıf kuşçuklara annelerini emirber nefer gibi gezdirir, rızıklarını getirttirir. Ve aç bir aslanı yavrusuna müsahhar eder, elde ettiği bir eti yemeyip yavrusuna yedirir.” (Nursi, B. S., Şualar. Envar Neşriyat, İstanbul, 1996, s. 610.)

 Şefkat hissinin gıdası şefkat etme ve edilme, yani şartsız ve karşılıksız sevme ve sevilmedir. O yüzden maddî menfaat ve maddî hazlara dayalı materyalist felsefede şefkat diye bir şey yoktur ve olamaz. Neticede en ulvî bir his olan şefkat, en süflî bir his olan maddî cazibe yani şehvet ile karıştırılmıştır ve bu derin yanılgı bilim diye takdim edilmiştir. Şefkat en parlak tarzda annelerde tecelli eder ve onları adeta cisimleşmiş şefkate çevirir.

Ancak insanların temel yapı taşları olan hücrelerinde “şefkat” diye maddî bir unsur yoktur ve dolayısıyla varlığı tecrübelerle sabit olan şefkat madde değil mânâdır. O halde kâinatta zaman ve mekân üstü yaygın bir şefkat katmanı vardır ve en şefkatli varlıklar bu katmandan gelen şefkat ışınlarını bir elmas gibi en yoğun tarzda alıp yansıtabilenlerdir.

 Varlığı apaçık görülen bu şefkat âlemi, "Rahîm" isminin bir cilvesi olarak ifade edilir:

“Kâinatta hadsiz rahmetin mevcudiyeti ve hakikatı, aynen güneşin ziyası gibi görünür. Ve ziyanın güneşe kat'î şehadeti misillü, bu geniş rahmet dahi, perde arkasında bir Rahman-ı Rahîm'e şehadet eder.” (Nursi, B. S., Şualar. s. 610.)

Ve  “Bütün vâlidelerin şefkatleri, ancak bir lem'a-i tecelli-i rahmettir.” (Nursi, B. S., Sözler. s. 41.)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun