Kadın kendini boşamak yerine, neden kocasını boşuyor?

Tarih: 13.08.2023 - 20:02 | Güncelleme:

Soru Detayı

- İmam Malik'e ulaştığına göre: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın zevce-i pakleri, ümmü'l-mü'minin Hafsa radıyallahu anha, beni Adiyy'e ait bir cariye olan Zebra'ya -ki bir kölenin nikahı altında idi ve efendisi azad etmişti- haber salıp yanına çağırttı ve dedi ki:
"(Şimdi sen, zevcin sana temas etmedikçe muhayyersin.) Eğer sükût edersen, muhayyerliğin kalmaz." Böyle bir hakkın varlığını öğrenen kadın derhal: "O boştur, yine boştur, yine boştur" diyerek kocasını üç talakta boşadı."
- Bu hadiste neden muhayyer bırakılan kadın kendini boşamak yerine kocasını boşuyor? (Kütübi Sitte’de geçiyor)
- Ayrıca bu hadis cariye Berire ile kocası Mugīs arasında geçiyor galiba. Berire ile Mugis’in hikayesini anlatabilir misiniz?
- Neden Berire ondan nefret ediyordu ve ayrıldıktan sonra Mugis’e ne oldu?
- Neden bir Müslüman diğer Müslümana böyle nefret eder?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İlgili hadis rivayeti hadis kaynaklarında geçmektedir.(1)

Zebra’dan gelen hadis rivayetinin senedi sahih olduğu, Katate’den gelen rivayetin ise zayıf olduğu bildirilmiştir.(2)

Bu konu evli olan cariye ile ilgilidir. Burada Zebra bir köle ile evlidir. Fakat daha sonra azad edilmiştir. Kuvvetli ihtimalle onu evlendiren efendisidir ve şimdi de onu hürriyetine kavuşturmuştur.

Cariye kölelikten kurtulduktan sonra eski nikâh akdi de düşmüş olur ve riciye sayılır.

Rici talakla boşanan cariye, eski nikâh akdi artık hür olduğundan bir nevi beynunet-i suğra yani bir bain talak olur. Şayet belli bir süre / iddet müddeti içinde geri dönmezlerse tam boşanma meydana gelir. Artık kadın serbesttir, istediği kişi ile evlenebilir veya bir bain talakla boşandığı eski eşiyle yeni bir mehir ve nikâhla evlenebilir.

Kanaatimizce Hz. Hafsa’nın cariye Berire’ye “kocasını boşayabildiğini” söylemesi bir mecaz ifadedir, yani (boşanmış gibi) onunla bir ilişkiye girmediği takdirde kocası ile arasındaki ayrılık gerçekleşmiş ve kadın boşanmış olur. İşte bu durumda kadın sessiz kalsaydı veya eşiyle beraber olsaydı, o zaman nikâhın devam ettiğini kabul etmiş olacaktı. Böylece evliliğe devam edip etmemek konusundaki serbestliği de yok olacaktı. Rivayette “Onunla birlikte olduğun zaman muhayyerlik hakkını kaybetmiş olursun.” denilmesi bu duruma işarettir.

Ayrıca metinlerden “Söz konusu cariyenin daha zifafa girmemiş olduğu durumunu da” anlamak mümkündür.

Günümüzde kölelik olmadığına göre, bu konuyu gündeme getirmenin dini bakımdan bir kıymet-i harbiyesinin olduğunu düşünmüyoruz.

Görebildiğimiz kadarıyla soruda yer alan “Eğer sükût edersen, muhayyerliğin kalmaz." ifadesi rivayette geçmemektedir. Oradaki “yemseski” kelimesi sükut değil, dokunmak / birlikte olmak manasına gelir.(3)

- Berire ile Muğis’in arasının bozulmasını, sadece Muğis’in zenci olduğuna bağlamak realitelere uymaz. Çünkü binlerce beyazlar da birbirinden nefret edecek duruma gelebilirler.

Berire ve Muğis radıyallahü anhüme

Berire, Hz. Aişe’nin azatlı cariyesi olan bir sahabiyedir.

Utbe b. Ebu Leheb’in veya ensardan birinin cariyesi idi. Bedelini dokuz yılda ödeyerek hürriyetini satın almak üzere efendisiyle bir anlaşma yapmıştı. Ara sıra hizmetinde bulunduğu Hz. Aişe’ye kendisini satın almasını teklif etti. Fakat sahiplerinin, velâyet hakkı kendilerinde kalmak şartıyla bu satışa razı olacaklarını söylemeleri üzerine Hz. Aişe onu satın almaktan vazgeçti.

Durumdan haberdar olan Hz. Peygamber (asm) velayet hakkının parayı ödeyip köleyi azat edene ait olduğunu, bu konuda ileri sürülen şartın bir değer taşımadığını söyleyince Hz. Aişe bedelini ödeyerek Berire’yi satın aldı ve daha sonra da hürriyetine kavuşturdu. Ancak Berire onun hizmetinde kalmakta devam etti.

Başta da geçtiği üzere, azat edilmeden önce Mugīs b. Cahş adında bir siyahînin hanımı olan Berire, hürriyetine kavuştuktan sonra evliliğini sürdürüp sürdürmeme konusunda dinî bakımdan tamamen serbest olduğunu öğrenince, kocasından ayrılmayı tercih etti.

Bu ayrılığa dayanamayan Mugis’in Medine sokaklarında ağlayarak dolaşması ve Hz. Peygamber’e (asm) kendilerini yeniden birleştirmesi için yalvarması üzerine Resulullah Berire’yi evliliğinin devamı konusunda ikna etmeye çalıştı. Fakat o Hz. Peygamber’in (asm) bu arzusunun bir emir olup olmadığını öğrenmek istedi. Onun kendisini buna zorlamadığını, sadece ara buluculuk yaptığını anlayınca da kararında ısrar etti.

Berire azat edildiğinde kocası Mugis’in hür mü, yoksa köle mi olduğu ihtilaflıdır. Medineli ve Mekkeli raviler onun köle olduğunu belirtirken Iraklılar hür olduğunu nakletmişlerdir.

Hicretin 9 veya 10. yılında meydana gelen bu hadiseden ahlaki ve hukukî bakımdan 300 kadar mesele elde edildiği söylenmiştir. Taberî ve İbn Huzeyme bu konuda birer eser kaleme almışlar, Süyuti ve İbn Hacer elde edilen hükümleri özetlemiştir.(4)

Halife olmadan önce ileri derecedeki dindarlığı ile tanınan Abdülmelik b. Mervan Berire ile zaman zaman sohbet ederdi. Berîre onda gördüğü bazı kabiliyetler sebebiyle ileride halife olabileceğini kendisine hatırlatarak kan dökmemesini tavsiye etmiş ve Hz. Peygamber (asm) Efendimizin, “Kişi cennet kapısına kadar getirilip cennet kendisine gösterildikten sonra bile, haksız yere bir Müslüman kardeşinin bir şişe kanını akıttığı için gerisin geri çevrilir.” dediğini söylemiş ve onu uyarmıştı.(5)

Kaynaklar:

1) bk. Muvatta, 2075; ayrıca bk. el-Müsned, 269-272; Beyhaki/es-Sünenu’l-kübra, 7/225, Abdurrazzak Musannef, 7/252-252.
2) bk. Şeyh İbrahim b. Muhammed. b. Davyan, Menaru’s-sebil şerhu’d-delil, 2/162; Abdulaziz et-Tarifi, et-Tahcil, Kitabu’n-Nikah.
3) krş. Muvatta, 2079.
4) bk. Süyûtî, Şerḥu Süneni’n-Nesâʾî, V, 164; İbn Hacer de Fetḥu’l-bârî, IX, 320-326.
5) bk. İbn Sa‘d, eṭ-Ṭabaḳāt, VIII, 256-261; İbn Abdülber, el-İstîʿâb, IV, 249-250; Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, II, 297-304; Heysemî, Mecmaʿu’z-zevâʾid, VII, 298; Fetḥu’l-bârî, Kahire 1407/1987, VIII, 325; IX, 320-326; Süyûtî, Şerḥu Süneni’n-Nesâʾî (es-Sünen içinde), Kahire 1348/1960, V, 164; Mehmed Zihni, Meşâhîrü’n-nisâ, İstanbul 1295, I, 121-122; DİB Berire md.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun