İslam alimlerinin, Allah yarattığının dışındadır, diye bir ifadeleri var mı?

Tarih: 24.06.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- “Allah vardı, onunla birlikte hiçbir şey yoktu.” (Kenzu’l-ummal, h. no: 29850) mealindeki hadisten anlaşılacağı üzere, yer ve göklerin de içinde bulunduğu yaratılmış varlıktan hiç bir eser yokken, Allah vardı ve tabiatıyla ne gökteydi ne de yerdeydi. Zaten Ezelî olmanın anlamı da budur.

- "Allah’ın zaman ve mekandan münezzeh olduğu" inancı ehl-i sünnetin temel akidesidir. “Arşa istiva” konusunun çok ciddi tahlillere tabi tutulmasının hikmeti de budur.

Alimlerin bu gibi müteşabih konulara yaklaşımı iki şekilde cereyan etmiştir:

Birinci metot, daha önceki-selef alimlerine aittir. Selef âlimlerinin bir çoğu bu konuda yorum yapmaktan kaçınmış, ayetin zahiri ifadesine olan saygı adına -örneğin- “istiva vardır, fakat mahiyeti meçhuldür” diyerek, konuya müteşabih olarak bakmış ve gerçek anlamını Allah’ın sonsuz ilmine havale etmişlerdir. “Kur’an’da nasıl bir ifade kullanılmışsa, biz onu olduğu gibi kabul ederiz, fakat gerçek anlamını Allah’a havale ederiz. Kur’an’da 'Rahman / Allah Arşa istiva etti.' denilmiştir. Biz de bunu böyle kabul ederiz. Ancak, bununla Allah neyi kast etmişse ona iman ederiz.” demişlerdir

İkinci metot, daha sonra gelen (halef) âlimlerine aittir. Onlar -ayetlerin derin manalarını yanlış algılamaktan koruma adına- diyorlar ki: Allah mekândan münezzeh olduğuna göre, bu gibi ayetleri tevil etmek/kastedilen manasını bulup çıkarmak gerekir. O da şudur: Arşa istiva etmek/Tahta çıkmak, tahta kurulmak anlamına gelir. Bu kurulmak gerçek değil, mecazidir. “Bir padişah tahta oturdu, bir başkan koltuğa oturdu.” denildiği vakit, gerçekten onun maddi bir koltuğa oturduğunu göstermez. İşte bunun gibi, “Allah’ın Arşa istiva etmesi demek, bütün Evrene hükümran olduğunu ifade etmektedir.”

- Bilindiği gibi, bütün yarattıklar -bir açıdan- zaman ve mekânla mukayyettir. Zaman ve mekân olmadığı vakitte de Allah vardı. O, zamanı ve mekanı yaratmadan, mekân ve zaman üstü bir varlık olduğu gibi, şimdi de öyledir. Çünkü Ezelî varlıkta değişiklik olmaz.

“Allah’ın hiçbir benzeri yoktur.” (Şura, 42/11) mealindeki ayette de bu gerçeğe işaret vardır. Çünkü mekânda yer almak demek, başka varlıklara benzemek anlamına gelir.

- Allah’ın bir adı Samed’dir. Her şeyin kendisine muhtaç olduğu, kendisinin ise hiçbir şeye muhtaç olmadığı anlamına gelir ve onun hiçbir denginin olmadığını gösterir. Eğer Allah mekâna muhtaç ise o takdirde Samed olmaz. Ve o takdirde bir madde olan mekân da ezeli olur. Bu ise, İhlas Suresi'nin sırrına aykırıdır ve materyalistçe bir düşüncedir.

- İmam Gazalî, “Allah’ın altı cihetten münezzeh olduğu...” (bk el-İktisad fi’l-İ’tikad, 1/12-17) konusunu ispat etmeye çalışırken, aynı zamanda Onun, yaratıkların dışında olduğunu da vurgulamış oluyor.

- Bediüzzaman’ın “...Daire-i mümkinatın haricinde olan Zat-ı Vacibu’l-vücud'un...” (Lem’alar, Yirmi Üçüncü Lem’a, Üçüncü Kelime, Üçüncü Muhal) ifadesi de Allah’ın yaratıklar dairesinin dışında olduğuna yapılan bir vurgudur.

İlave ilgi için tıklayınız:

Allah için bir değişiklik, zaman ve mekan söz konusu olamaz,..

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun