Gökteki rabbimiz, gökteki babamız gibi mi?

Tarih: 29.11.2024 - 15:17 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Ebu Davud'ta (No: 3892) zikredilen hadiste في السماء ibaresini nasıl anlamalıyız? Bu hadiste zikredilen dua Matta 6:9-13 ile benzerliğinin sebebi nedir? Sünen-i Ebu Davud'ta zikredilen şu hadis nasıl tercüme edilmeli:
 حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ خَالِدِ بْنِ مَوْهَبٍ الرَّمْلِيُّ، حَدَّثَنَا اللَّيْثُ، عَنْ زِيَادِ بْنِ مُحَمَّدٍ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ كَعْبٍ الْقُرَظِيِّ، عَنْ فَضَالَةَ بْنِ عُبَيْدٍ، عَنْ أَبِي الدَّرْدَاءِ، قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ ‏ "‏ مَنِ اشْتَكَى مِنْكُمْ شَيْئًا أَوِ اشْتَكَاهُ أَخٌ لَهُ فَلْيَقُلْ رَبُّنَا اللَّهُ الَّذِي فِي السَّمَاءِ تَقَدَّسَ اسْمُكَ أَمْرُكَ فِي السَّمَاءِ وَالأَرْضِ كَمَا رَحْمَتُكَ فِي السَّمَاءِ فَاجْعَلْ رَحْمَتَكَ فِي الأَرْضِ اغْفِرْ لَنَا حُوبَنَا وَخَطَايَانَا أَنْتَ رَبُّ الطَّيِّبِينَ أَنْزِلْ رَحْمَةً مِنْ رَحْمَتِكَ وَشِفَاءً مِنْ شِفَائِكَ عَلَى هَذَا الْوَجَعِ فَيَبْرَأُ ‏
- Bilhassa şu kısım "رَبُّنَا اللَّهُ الَّذِي فِي السَّمَاءِ", burada murad ne?
- Bir de bu Hristiyanların "Ey Gökteki Babamız" duasının benzeri gibi değil mi? Matta 6:9-13?
- Hadisin hükmü nedir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Öncelikle ifade edelim ki, Allah Âlemlerin ve her şeyin rabbidir, o, Ehad’dir. Samed’dir, bir çocuk sahibi değildir, bir evlat da değildir ve ona denk hiçbir şey yoktur. (bk. Fatiha ve İhlas suresi)

İlgili hadisin tercümesi şöyle olabilir.

Hz. Ebu’d-Derda, ben Resulullah aleyhissalatü vesselamdan şunları söylerken işittim demiştir:

“Sizden bir şeyden şikâyet eden yahut da bir kardeşi kendisinden şikâyetçi olursa, şöyle desin: Rabbimiz olan Allah göktedir. (Ey Rabbimiz!) senin ismin (zaman ve mekândan beridir) mukaddes / münezzehtir. Emrin de hem göklerde hem yerdedir. Ne olur; rahmetin gökte olduğu gibi, onu yere de yerleştir. Günahlarımızı ve hatalarımız bağışla; çünkü sen tayyiblerin / arınmış tertemiz olanların rabbisin, rahmetinin (denizinden) biraz rahmet, şifanın (mahzeninden) bu ağrının / sıkıntının üzerine birazcık şifa ihsan eyle!” (Ebu Davud, Tıb, 19)

Arapçada “sema” kelimesi yukarıda olan her şey için kullanılır. Burada yücelik, üstünlük ve her şeyi kapsayan anlamındadır.

“Rabbimiz semadadır” ifadesi “Rabbimiz ilmiyle kudretiyle, hikmetiyle ve mukaddes isim ve sıfatlarıyla her şeyin fevkindedir.” demektir.

Yoksa hadis-i şerifte yer alan “Allah vardı ve onunla birlikte hiçbir şey yoktu.” (bk. Buhari, Bed’u’l-halk, 1) ifadesi, Allah’ın zaman ve mekândan da beri olduğunu göstermektedir. Çünkü o, zaman ve mekân yok iken de vardı, zaman ve mekân yok iken nasıl idiyse şimdi de öyledir.

Yani Allah ezelde tek başına olup, hiçbir şeye muhtaç olmayıp, her türlü mekândan, zamandan, cihetten vs. münezzeh olduğu gibi, şimdi de öyledir.

Yani, “Arşa istiva” gibi müteşabih ayetlerin, Allah’ın “hiçbir şeye benzemeyen” vasfına uygun tevil edilmesi gerekir. “Allah’ın benzeri hiçbir şey yoktur.” (Şura, 42/11) mealindeki ayetten Allah’ın önsüz ve sonsuz / ezelî ve ebedî olduğunu anlamak gerekir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 47
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun