İnanmayanlar dünyada perişan mı olacaktır?
"Artık sizden bunu yapanın cezası, dünya hayatında rezil olmaktan başka bir şey değildir. Kıyamet gününde ise onlar azabın en şiddetlisine uğratılırlar. Onlar, ahireti verip dünya hayatını satın alan kimselerdir. Artık bunlardan azap hiç hafifletilmez. Onlara yardım da edilmez." (Bakara 85-86),
"Kim sonsuz gelecek yaşamın nimetlerini isterse nimetleri ona fazlasıyla veririz! Kim de dünyanın nimetlerini isterse, ona ondan veririz. . . Sonsuz gelecek yaşamda onun için bir nasip yoktur!" (Şura 20)
ayetleri uyarınca, dünyayı isteyenler bakara suresinin 85. ayetinde söylendiği gibi neden perişan oluyor, onların da nimetlerinin dünyada fazla fazla ödenmesi gerekmez mi?
Değerli kardeşimiz,
- İlgili ayetlerin meallerinin tamamı şöyledir:
“Hani sizden, 'Birbirinizin kanını dökmeyin, birbirinizi ülkenizden çıkarmayın!' diye söz almıştık, siz de bunu kabul etmiştiniz. Buna siz de şahitlik edersiniz."
"Ama işte siz birbirinizi öldürüyor, bir kısmınızı yurdunuzdan çıkarıyor, onlara karşı günahta ve zulümde birbirinizi destekliyorsunuz. Bununla beraber, onlar esir olarak gelirlerse fidyelerini verip onları kurtarıyorsunuz. Halbuki aslında onların çıkarılması size haram kılınmıştı. Ne o, Kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar mı ediyorsunuz? İçinizden böyle yapanların elde edeceği netice, dünya hayatında rüsvaylıktan başka bir şey değildir. Kıyamet günü ise en şiddetli azaba itilirler. Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir."
"İşte onlar âhiretlerini verip, karşılığında dünya hayatını satın almışlardır. Onun için, bunların cezası asla hafifletilmez, kendilerine yardım da edilmez.” (Bakara, 2/84-86)
- Bakara suresinin 85. ayeti, Yahudiler hakkında inmiştir. Yahudilerin dünyada perişan, rezil rüsva olacaklarına dair başka ayetler de vardır. Kaldı ki bu ayetin Yahudilerden bazı kabilelerine dair olduğu da söylenmiştir. (bk. Razi, ilgili ayetin tefsiri)
Bu sebeple hususi bir hükmün yer aldığı bu ayetin ifadesine itiraz edilemez.
- Bununla beraber, Kur’an’ın ifadeleri mutlaktır, irşadın gereği olarak kullanılan mutlak ifadeler başka ayetlerde kayıtlanmış olabilir. Yani, genel bir hüküm görünümünde olan bir ilahi beyan, başka bir yerde hususi bir beyana bürünmüş olabilir. Veya kayıtsız gibi görünen bir ifade başka yerde şartlarla kayıtlı olduğu görülebilir.
- Ayetlerde ifade edilen hakikatler bizim tasavvurlarımıza değil, Allah’ın iradesine göre şekillenir. Örneğin, Allah “dünyayı verene dünyalığı vereceğini” belirtmesi, bunu isteyen herkese istediği gibi konforlu bir hayata vereceği anlamına gelmez. Zira ortada dünyayı bütün benliğiyle istediği halde züğürt yaşayan binlerce insan vardır.
Demek burada Allah’ın dünyayı isteyen adamın kendisine dünyalık namına bir şeyler vermesi söz konusudur.
Ahirete inanmayan veya onu göz ardı eden bir kimsenin Allah’ın nimetlerini hakketmediği açıktır.
İşte böyle nankör olan kimseye verilen en küçük bir nimet dahi çok büyük hükmündedir. Örneğin bir kısım Yahudilerin diğer günahlar yanında özellikle Tevrat’a iman edip Kur’an’a iman etmemeleri, onların dünya ve ahirette rezil-rüsva olmalarının gerekçesini teşkil etmiştir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Harut ve Marut, iki melek mi yoksa iki kral mıdır?
- Kıyamet günü yalan söyleyenler olmayacaksa, Enam suresi 24. ayete göre yalancıların durumu nasıl açıklanabilir?
- Enbiya suresi 98. ayete göre tapınılanlar da cehenneme girecekse, Hz. İsa nasıl cehenneme girer?
- Münafıklar, Allah’ı aldatmaya nasıl çalışabilirler?
- Nisa suresi 102. ayette "yağmur sıkıntı verirse" derken ne anlatılmak isteniyor?
- Kur'an’da cinsel ilişkiden bahseden ayetlerde, neden kadınlara hitap edilmez?
- Hz. Süleyman Sebe halkına, iman etmeyi kabul etmedikleri için mi savaş açma tehdidinde bulunmuştur?
- Hadid suresi 28 ve Kasas suresi 54. ayetlere göre, Müslüman olan Ehl-i kitaba iki kat mı mükafat verilecek?
- Hz. İbrahim'in firdevsi istememesinin nedeni nedir?
- Ayette geçen "ve'fu annâ, veğfir lenâ, verhamnâ" (Bakara, 2/286) ifadeleri niçin bu sıra ile gelmiştir?