İmanla yaşayıp son anda imanı kaybetmek hak mı?

Tarih: 23.02.2022 - 10:10 | Güncelleme:

Soru Detayı

- İmanla yaşayıp son anda imanını kaybeden insanların olduğu hak mıdır?
- Böyle bir hadis olduğunu duydum, çok şaşırdım, doğru mu?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Öncelikle ifade edelim ki, hayat bir yolculuktur, yolculuk bitinceye kadar da hükümler her zaman değişebilir. Okuluna devam eden ve derslerine çalışan bir öğrencinin, okul bitip diploma alıncaya kadar, diploma alacağının garantisi yoktur ve olmamalıdır, hak olan da budur. Ancak böyle bir öğrencinin diplomasını alacağını ümit etmek de gerekir.

Buna göre, iman eden bir kimsenin imanla öleceği kesin olmadığı gibi, imansız olan bir kimsenin de imansız öleceği kesin değildir.

İşte bu esastan dolayı, her zaman hem ümit hem de korku içinde olmanın dengesini korumamız gerekir.

İmanlı ölmek elbette herkesin arzusudur ve o ümit içinde olmalıyız. Ancak kimin imanla öleceğini sadece Rabbimiz bilir.

Ölüm, her canlı varlık için kaçınılmaz bir gerçektir. Canlılar doğar, büyür ve ölürler. Kur'an-ı Kerim'de ölümle ilgili pek çok ayet vardır. Müminin hedefi, Müslümanca yaşamak ve bu dünyadan imanlı olarak ayrılmak olmalıdır. Kur'an'da Yakub peygamberin oğullarına şu tavsiyesi bildirilir:

"Ey oğullarım! Allah sizin için İslam (dinini) beğenip seçti. O halde siz de ancak Müslümanlar olarak can verin." (Bakara, 2/132)

Başka bir ayette de bütün müminlere şöyle buyurulur:

"Ey iman edenler! Allah'tan nasıl korkmak lazımsa öylece korkun. Sakın siz, Müslüman olmaktan başka bir sıfatla ölmeyin." (Al-i İmran, 3/102)

"Ey Rabbimiz! Artık bizim günahlarımızı yarlığa, kusurlarımızı ört, canımızı da iyilerle beraber al." (Al-i İmran, 3/ 193)

"Ey Rabbimiz! Üstümüze sabır yağdır, bizi Müslümanlar olarak öldür." (Araf, 7/126)

Diğer taraftan, Müslümanın asıl gayesi Allah’ın rızası ve neticesinde de cennet olduğu için, gayretimiz hesap gününe ve ahirete hazırlık istikametinde olmalıdır. Bir gün yüce yaratıcının huzurunda muhakeme olunacağının şuuru içindeki bir mümin; ahiret mutluluğuna erişmek için, olgun bir mümin olma gayretiyle dinimizin bütün emirlerine uyup yasaklarından sakınmak suretiyle, kendisini ahiret hayatı için hazırlar.

Böyle bir anlayış içerisinde olan bir kişi, sağlam bir itikada, (inanışa) sahip olur, ibadetlerini aksatmaz, başkalarına kötülük yapmaz, içinde yaşadığı topluma zarar getirecek her türlü söz ve hareketten sakınır, yasakları ve günahları işlemez.

Bu gayret ve anlayışla yaşayan ve sonunda ahirete göç edenler, ahiret hayatının nimetlerini kazanırlar. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de "Resulüm, iman edenleri ve salih amel işleyenleri müjdele ki, onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır." buyurulmaktadır. (Bakara, 2/25)

Bu itibarla Allah’a karşı görev ve sorumluluklarını yerine getiren, kul haklarına riayet eden bir mümin ölümden korkmaz. Çünkü ölüm dostun dosta kavuşması, müminin ebedi mutluluğa erişmesidir.

Ayrıca, "Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz."  hadisinde de zikredildiği gibi; imanlı yaşayan imanla ölür. (bk. Aliyyülkârî, Mirkâtü’l-mefâtîh 1/332, 7/375, 8/431)

Hayatını imanla, ibadetle güzel bir şekilde yaşayan kimseye Allah en güzel şekilde ölmeyi nasip eder.

Ölen ve ölecek olan kişinin imanlı gidip gitmediğini bilmek kesinlikle Yüce Allah'a ait bir bilgidir. Biz ancak, imanlı gitmesine yönelik temennide bulunuruz ve öyle umarız.

Dolayısıyla inançlı, ibadetli, ahlaklı bir insanın cennete gitmesi; ahlaksız, zararlı, şerli, inançsız bir insanın da cehenneme gitmesi beklenir. Ancak bu bilginin kesin sonucunu ancak Allah'a aittir.

Ölmeden önce iman eden kâfir bir kimsenin Müslüman olarak ölmesi dini hükümlere uygundur. Yine Müslüman olarak yaşadıktan sonra ölmeden önce imandan çıkan kişinin kâfir olarak ahirete intikal etmesi ve amelinin iptal olmuş olması da dini hükümlere uygundur.

Peygamber (asm) Efendimizin şu hadisi de açıklamaya çalıştığımız bu gerçeğe işaret etmektedir:

"Bir mümin ömür boyu cennetlik amel yapar, cennetlik amel işler ve artık cennete girmesine bir zira yani (40–50 cm) kalmıştır. Orada bir yanlış iş yapar ve cehenneme gider. Bir kâfir, 80 yıl küfür içinde yaşar. Artık onun cehenneme girmesine bir zira kalmıştır. O da bir kelime-i şehadet getirir, tövbe eder ve cennete gider." (İbn Mace, Kader 76)

Bu rivayet bizlere, ölünceye kadar teenni içinde yaşamamız gerektiğini hatırlatmaktadır.

İlave bilgi için tıklayınız:

Ömrünü imanlı olarak geçirip, son anda kafir olarak ölenin ...

"Öyle kimseler vardır ki, cennetlik ameller işler kendisi ...

Gazali'nin, bazı günahların imansız ölmeye neden olacağını ...

Ölüm anında imanlı gitmek için ne yapmak gerekir? ...

İman üzere ölmemiz için önerilen bir dua var mıdır? ...

Şeytanın ölüm anında kişinin imanını çalmaya çalışması ve bunun ...

Mukaddesata söven, imansız mı ölür? ...

Ölümün kucağındayken tövbe kabul olmaz, sözünden maksat nedir ...

Yahudiler ve Hristiyanlar ölmeden önce Hz. İsa'ya iman edecekler mi?...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun