İmam Ebu Yusuf’un “kabak sevmem” diyen birinin idamına fetva vermiş midir?

Tarih: 15.02.2014 - 10:29 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Geçenlerde bir kitap okuyordum, orada Hanefilik mezhebinin kurucularından İmam Ebu Yusuf’un “kabak sevmem” diyen birini az kalsın öldüreceğini söylüyordu. Araştırdım doğruymuş bu, fakat böyle bir şeyin dinimizde yeri var mıdır?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Evet, böyle bir olay vardır. Ancak olayın gerçek yönü verilmeden aktarılırsa yanlış anlaşılabilir.

Ebu Yusuf bu sözü, Peygamber Efendimiz (asm)'e “bir hakaret, onun bu tavrını alaya alma ve küçümseme” şeklinde değerlendirmiş ve bundan dolayı da bu sözü söyleyen kişinin küfre girdiğine fetva vermiştir. Ancak konunun böyle olmadığı anlaşılınca hükümden de vazgeçilmiştir.

Olayın farklı anlatımlardan biri şöyledir:

İmam Ebu Yusuf, bir gün halifenin yanında iken, bir adam Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) kabağı severdi, dedi. Bir başkası da ben sevmem dedi. Bunun uzerine Ebu Yusuf, idam edilenlerin kanının etrafa saçılmamasını önleyen muşambanın ve kılıcının getirilmesini emretti. Adam bu sefer "Estağfirullah, ben böyle bir şey hatırlamıyorum." diyerek kelime-i şehadet getirdi. Bundan sonradır ki, İmam Ebu Yusuf onun katlini emretmekten vazgeçti. (bk. Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi, Ehl-i Sünnet İtikadı, Bedir Yayınevi, s. 126-127)

Demek ki, Peygamberimiz (asm)'in sevdiği bir şeyi küçümsemek, alaya almak gibi bir durum olursa, Allah korusun bu durum kişiyi küfre götürebilir. Ancak yaradılışı gereği onu gerçekten sevmiyorsa, bunun bir sakıncası yoktur.

Buna benzer bir durum da sahabe döneminde yaşanmıştır:  

Abdullah b. Ömer (ra) dedi ki; "Resûlüllah (asm), kadınlara geceleyin mescidlere gitmek için izin veriniz." buyurdular. Bu rivayeti duyan İbn Ömer'in oğlu (Bilâl veya Vâkid), "Vallahi onlara izin vermeyiz. Çünkü onlar bunu bir fitne ve fesad vesilesi yaparlar. Vallahi onlara izin vermeyiz." dedi. (Mücâhid) dedi ki; (İbn Ömer) oğluna kızıp azarladı ve "Ben Resûlüllah, 'Onlara izin veriniz.' buyurdu, diyorum, sen 'Onlara izin vermeyiz.' deyip duruyorsun." dedi. (Müslim, Salât 138, 139; Tirmizî, Cum'a 48)

Görüldüğü üzere Abdullah b. Ömer, oğlu kadınların fitneye düşeceğinden korktuğu için, kendi içtihadı ile yemin ederek "biz onlara izin vermeyiz" dediği için onu azarlamış ve "Ben kesin hadisi haber veriyorum, sen kendi görüşünü söylüyorsun." demiştir.

Şüphesiz İbn Ömer'in oğlu Bilâl'in bu sözü, hadise karşı çıkmak maksadıyla değil, fitne kapısını kapamak gayesiyle söylenmiştir.

Yalnız sözü söyleme şekli hoş olmamış, bu yüzden babası onu azarlamıştır. Böyle değil de "Zaman değişti, insanlar arasında fâsıklar çoğaldı, onun için bu devirde kadınları mescide göndermeyiz. Yoksa maksadım -haşa- Peygamberimize karşı çıkmak bir niyetin asla olamaz." gibi ifâdeler kullansaydı, herhalde babasının gazabına maruz kalmazdı. (Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları, 2/401-402)

Nitekim Nitekim Hz. Ayşe annemiz de benzer ifâdeler kullanarak kadınların mescide çıkmasını uygun görmemiş ev şöyle demiştir:

“Eğer Resulullah (asm), kadınların sonradan ortaya çıkardıkları (moda türü) şeyleri görseydi, onları İsrailoğullarının kadınlarının alıkonulduğu gibi mescide gitmelerine izin vermezdi.” (Buhâri, Ezan 163; Ebu Dâvud, Salat, 53, 569)

İşte soruda geçen konuda da, kabağı sevmediğini söyleyen kişi, bundan maksadın “yaratılış gereği kabak sevmekten hoşlanmadığını, bunun Peygamber Efendimize karşı olmak gibi bir niyetinin bulunmadığını” söyleseydi, elbette Ebu Yusuf böyle bir hüküm vermeyecekti. Zaten konunun gerçek yönü anlaşılmış ve verilen fetvadan da dönülmüştür.

Demek ki, yanlış anlama müsait söz, tavır ve hareketlerden sakınmaya özen göstermeliyiz.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun