Hz. Ömer’in sözleri Kuran kadar beliğ miydi?

Tarih: 20.02.2024 - 08:12 | Güncelleme:

Soru Detayı

- İbn Kesir'in kısaltılmış tefsirinde Bakara Suresi'nin 24-25. ayetlerinde şöyle geçmektedir:
 "Yaratılışa meydan okuma hem uzun hem de kısa sureler için geçerlidir ve bu konuda eski ve yeni alimler arasında bildiğim kadarıyla hiçbir ihtilaf yoktur."
- Ancak, Kuran'ın Ömer (ra) tarafından da söylenmiş ifadeler içerdiğini fark ettim.
- Ömer (ra) bir söz söylemiş ve sonra Allah bu sözleri aynen açıklayarak Ömer'in sözlerini desteklemiştir. Kuran'ın insan konuşmasının üstünde olduğu var sayıldığından, bu durumun nasıl olduğunu merak ediyorum. Ama Allah daha önce bir insan olan Ömer'in konuştuğu gibi konuşuyordu.
- Ayrıca Kevser suresi de çok kısadır ve onun da taklit edilemez olması gerekir. Ama Allah'ın, Ömer (r.a)'ın daha önce söylediği kelimelerin aynısını veya çok benzerini indirdiği başka birçok örnek vardır:
1) Merak ediyorum, Ömer (ra)’ın sözleri neden insanoğlunun ifade kapasitesinin ötesinde olan Kuran'a konulacak kadar belagatliydi? Ömer de normal ya da gelişigüzel konuşuyor olmalıydı. Kuran'da nasıl sıradan bir konuşma olabilir?
2) Ömer'in Kuran'a giren sözlerinin neden bir cümleden daha uzun olduğunu merak ediyorum, Kevser suresi de esasen bir cümle uzunluğundadır, ancak İbn Kesir tefsiri daha küçük surelerin bile taklit edilemez olduğunu söylüyor.
- Lütfen düşüncelerinizi paylaşın.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cevap 1:

Soruda bahsedilen ilgili eserde “Yaratılışa meydan okuma hem uzun hem de kısa sureler için geçerlidir ve bu konuda eski ve yeni alimler arasında bildiğim kadarıyla hiçbir ihtilaf yoktur." ifadesi yoktur. 

a) İlgili yerde İbn Kesir’in hem mutavvalinde hem muhtasarında konu i’cazla ilgilidir. Kuran’ın hem uzun hem kısa sureleriyle meydana okuduğuna dairdir. Bu yanlış için uzun bir vaktimizi boşa harcadık. “Yaratılışa meydan okuma hem uzun hem de kısa sureler için geçerlidir ve bu konuda eski ve yeni âlimler arasında bildiğim kadarıyla hiçbir ihtilaf yoktur." diye bir yaklaşım yoktur.

Bilakis, burada Mutezile’nin sarfe görüşü de işlenmiştir ki, sitemizde de bu konunun açıklaması vardır:

- Sarfe teorisini benimseyen alimlerin gerekçeleri nedir?

b) Hicab / örtü konusunda Hz. Ömer’in -Kuran’a benzer söz söylediğine dair- bir beyanı yoktur. O Hz. Peygamberin (asm) hanımlarına karşı özel bir gayret ve kıskançlık beslediği için, bununla ilgili bir hüküm istiyordu. Efendimiz (asm) ise buna fazla kulak vermiyordu. Nihayet ilgili hicab ayeti indirildi. (bk. Buhari, Vudu 13, H. No: 146)

Bu husus İslam aleminde belki de en çok bilinen bir konudur. Fakat bunu Hz. Ömer’in Kur’an’a nazire yaptığına örnek göstermek ilk defa duyduğumuz bir şeydir.

c) Hz. Ömer’in bu konuda bizzat kendisinin söylediği sahih ifadesi şöyledir: “Ben üç konuda Rabbime muvafakat ettim: 

Birincisi: "Ben Ya Resulallah (asm)! Keşke İbrahim’in makamını Musalla ittihaz etseydik / edinmiş olsaydik, dedim ve 'İbrahim’in makamından musalla ittihaz edin.' (Bakara, 2/25) mealindeki ayet nazil oldu." 

İkincisi: "Ben 'Ya Resulallah (asm) keşke eşlerine örtünmelerini emretseydin, çünkü iyiler de kötüler de onlarla konuşuyor.' dedim ve hicab ayeti (Ahzab, 33/59) indi."

Üçüncüsü: Resulullah’ın (asm) hanımları, ona karşı kıskançlıkta hepsi beraber olmuşlardı. Ben de onlara: “Eğer o sizi boşarsa onun Rabbi ümit ederim ki sizi sizden daha hayırlı başka kadınlarla değiştirir” dedim ve “Eğer o sizi boşayacak olursa rabbi ona, sizin yerinize sizden daha iyi olan, (Allah’a teslimiyet gösteren, yürekten inanan, içtenlikle itaat eden, tövbe eden, kulluk eden, dünyada yolcu gibi yaşayan, dul ve bâkire) eşler verebilir.” (Tahrim, 66/5) ayeti indi. (bk. Buhari, h. no: 402)

Görüldüğü üzere bu ifadelerin hiçbirinde Hz. Ömer’in Kuran’a benzer bir şey söylediği bir ifade söz konusu değildir. Ayetlerin Hz. Ömer’in arzu ve isteklerini karşılayacak şekilde inmesi elbette onun için büyük bir şereftir. Fakat isteğini Kuran’ın ayetlerine benzer bir ifade şeklinde anlamak hem Kuran’a iftiradır hem iman şuuru ile bağdaşmamaktadır hem de ilmi bir hataya imza atmaktır.

d) Hz. Ömer’e isnat edilen İbn Mace’deki ifadenin zayıf ve münker olduğu uzaktan bellidir. Çünkü oradaki bilgiye göre güya Hz. Ömer, özetle şöyle demiştir: 

"Ya Resulallah burası babamız İbrahim’in musallasıdır ki Allah bu hususta, 'İbrahim’in makamından bir musalla edinin.' diye buyurmuştur." (bk. İbn Mace, h. no: 1008)

Bu son cümle Hz. Ömer’in söz konusu ayetin daha önce indiğinden bahsettiğini göstermektedir. Nitekim Nasıruddin el-Elbani de “bu hadis rivayetinin zayıf ve münker olduğunu” bildirmiştir. (bk. İbn Mace / Talik, a.g.y).

-İbn Mace de Hz. Ömer’den rivayet ettiği hadiste, Buhari gibi bilgi vermiştir. (bk. İbn Mace, h. no: 1009)

Cevap 2:

Kanaatimizce bu ikinci sorunun cevabı da birinci sorunun cevabında mevcuttur.

Bu tarz sorular, gerçekten isabetli değildir. Yukarıda geçtiği üzere, İbn Mace’nin bir rivayeti Buhari’deki gibi iken, diğer bir rivayeti “zayıf ve münker / kabul edilemez olduğu” bildirilmiştir. 

Hülasa: Bediüzzaman Hazretlerinin şu ifadeleri doğrultusunda Kuran’a bakabilirsek onun altı yönden de mucize olduğu, eşi ve benzerinin bulunmadığını anlamış oluruz:

“Evet, o Kuran’a selim bir kalp gözüyle baksan göreceksin ki: Cihat-ı sittesi öyle parlıyor, öyle şeffaftır ki; hiçbir zulmet, hiçbir dalalet, hiçbir şübhe ve rayb, hiçbir hile içine girmeye ve daire-i ismetine duhûle fürce bulamaz. Çünkü;

- Üstünde sikke-i i'caz;
- Altında bürhan ve delil;
- Arkasında nokta-i istinadı, mahz-ı vahy-i Rabbanî;
- Önünde saadet-i dâreyn;
- Sağında, aklı istintak edip tasdikini temin;
- Solunda, vicdanı istişhad ederek teslimini tesbit;
- İçi, bilbedahe safi hidayet-i Rahmaniye;
- Üstü, bilmüşahede halis envâr-ı imaniye;
- Meyveleri, biaynelyakîn kemalat-ı insaniye ile müzeyyen asfiya ve muhakkikîn, evliya ve sıddıkîn 
olan o lisan-ı gaybın sinesine kulağını yapıştırıp dinlesen; derinden derine, gayet munis ve mukni, nihayet ciddi ve ulvi ve bürhan ile mücehhez bir sadâ-yı semavi işiteceksin ki;

öyle bir kat'iyyetle لاَ اِلهَ اِلاَّ هُوَ der ve tekrar eder ki; hakkalyakîn derecesinde söylediğini, aynelyakîn gibi bir ilm-i yakîni sana ifade ve ifaza ediyor.” (Sözler, s. 309)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun