Hz Âdem babamızın ve Hz. Havva validemizin yaratılışının bilimsel bir dayanağı var mıdır?

Tarih: 20.09.2012 - 13:30 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Yoksa sadece Kur’an ve hadislere dayalı bir olay mı?

- Eğer varsa neden yaratılışı savunan bilim adamları buna delil gösteremiyor?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Önce bilimin tarifi yapılmalı ve dolayısıyla bilimsellikten neyin anlaşılması gerektiği ortaya konmalıdır.

Bilimin Tanımı

Bilim, çeşitli bilgi türleri içinde kendine has özellikleri olan bir bilgi çeşidi olarak tarif edilir. Bilimin amacı, en geniş manasıyla evreni anlamaktır. Bilim bu amaca erişmek için de olguları tanımlama ve açıklama yollarına başvurur. Tanımlamada olgunun meydana gelişi tespit edilirken, açıklamada olgunun teşekkül sebebi ortaya konur. Günlük bilgi, bilimsel bilgi, sanat bilgisi, dînî bilgi gibi bilgi türleri sayılabilir. Bu bilgileri birbirinden ayıran özelliklerin başında farklı metotlarla elde edilmeleri gelir. Herhangi bir bilgi deneyle, gözlemle, akılla, tecrübe ile, sezgi ve mantık gibi metotların bir veya birkaçını kullanarak elde edilebilir ve ona göre bilgiler arasındaki farklılık ortaya çıkar. (Ural, Ş. Bilim Tarihi. Kırk Ambar Yayınları. İstanbul, 1998, s. 13)

Nitekim matematik, mantık gibi formel bilimlerde gözlem ve deneyden uzak, daha ziyade akla dayanan bir metot kullanılırken, fizik, astronomi ve biyoloji gibi bilimlerde deney ve gözlem daha önemlidir. Diğer taraftan, tarih ve toplum bilimlerinin de kendine has metotları vardır.

Bilimsel bilgi ise, sadece deneye ve laboratuar gözlemlerine dayanan bir bilgidir.

Bu açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, her türlü bilgi bilimseldir. Ancak elde diliş metotları farklıdır. Bu bilgi çeşitlerinden birisi de bilimsel bilgidir ve o gözlem ve deneye dayanır.

Pozitivist felsefe taraftarları ve ateist evrimciler, bütün bilimleri bilimsel bilgiye indirmeye çalışıyorlar ve diğer bilgileri bilgi olarak kabul etmiyorlar.

- Bilimsel bilginin dışındaki bilgilere itibar etmeyecek olursak, laboratuara girmeyen, sosyal, felsefî ve dini sahalardaki eğitim kurumlarını nereye koyacağız?

- Edebiyat fakülteleri, İlahiyat fakülteleri, İşletme, Hukuk ve Siyasal Fakültelerin muhtelif bölümlerinde okutulan ve öğretilenleri, hatta matematik bilimini, bilim saymayacak mıyız?

Bilimde, akıl ve mantık kullanılır, objeler arasında kıyaslama yapılır, fikir yürütülür. Bunlar laboratuara girmedi diye bilim dışı sayılamaz. Bir konu Kur’an’da geçiyorsa ya da bir hadis kitabında yer alıyorsa, o da bir bilgi çeşididir.

Bilimlerin birbirleriyle bağlantılı olduğu dikkate alınmalı, fakat tüm bilimlerin de söz gelimi fiziğe indirgenemeyeceği de göz ardı edilmemelidir. 

Bu açıklamalardan sonra soruya dönersek, Hz. Âdem babamızın ve Hz. Havva validemizin yaratılışlarının bilimsel bir olay olduğu anlaşılır. Ancak, bilimsel bilgi değildir. Yani, karbon ve oksijen laboratuarda bir araya getirilirse, karbon dioksit ortaya çıkar. Bu bilimsel bir bilgidir. Ama, Hz. Âdem’i ya da Hz. Havva validemizin yaratılışını laboratuara koyarak tekrar gözlememiz mümkün değildir.

Örneğin bir kimse dedesinin dedesinin varlığını deneyle gözleyemez. Yani onu tekrar dünyaya getiremez. Ona ait kemik vs. delilleri de bulamazsa, o zaman onun varlığı da bilimsel bir bilgi değildir. Böyle birisi laboratuvara girmeyen meseleleri bilimsel kabul etmiyorsa, onun varlığını da inkâr etmesi gerekir. Dedesinden önceki bütün sülalelerini deney ve laboratuarla doğrulayamadığı sürece ve belki dedesinin de yaşamış olduğunu, deneyle ispatlayamayınca, reddeder bir duruma gelecektir.

İşte bütün bunların yaratılışı tekrar gözlenemiyor diye, o yaratılış olaylarının cereyan etmediğini iddia etmek, bilimsel bir yaklaşım değil, ideolojik bir davranıştır.

Babası varsa, dedesi de olacaktır. Dedesi varsa büyük babası da Hz. Âdem de olmak mecburiyetindedir. Annesi varsa, mutlaka ve mutlaka büyük annesi Hz. Havva da olacaktır.

Hz. Havva’nın varlığı, bilimsel olarak ispatlanamadı diye yok farz edilirse, o zaman bu düşüncede olanlar kendilerine mutlaka bir Havva bulmak mecburiyetindedirler. O zaman ya atı veya iti, ya da ineği veya sineği veya bir tarla faresini kendilerine Havva kabul edeceklerdir.

Bütün bunları da kabul etmeyen birisi, bazı felsefeciler gibi, “Kâinatta bir yaratıcı yok, yaratılmış varlık da yok, ben de yokum.” diyecektir. O zaman yok olan birisiyle de bir mesele konuşulmaz...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun