Evrim teorisinin bilimsel değeri var mı?

Tarih: 28.06.2019 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bilimde teori nedir?
- Vikipedi’nin ve evrimci sitelerin tanımına göre “Bilimde teori veya kuram; bir olgunun, sürekli olarak doğrulanmış gözlem ve deneyler baz alınarak yapılan bir açıklamasıdır. Teori, herhangi bir olayı, vakayı, görüngüyü açıklamak için kullanılan düşünce sistemidir.”
- Bu tanıma göre evrim, yapılan gözlem ve deneylerde sürekli olarak doğrulanmış bir görüngü müdür?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bilimsel Teorinin Özelliği

Hipotez ile teori kelimeleri, günlük hayatta bazen birbirinin yerine ve yanlış olarak kullanılır.

Hipotez; henüz hiç doğrulanmamış ya da yetersiz şekilde doğrulanmış, fakat problemi muhtemelen çözebilecek nitelikteki bir açıklamadır.

Teori ise; hipotezlerin gözlem ve deneyle sınanması, doğrulanıp güvenilir açıklamalara dönüşmesi ve sistemleşmesidir.

Ama yine de hipotezle teori arasındaki bu bağıntıya kesin gözüyle bakılmamalıdır. Çünkü bilgi edinme sürecinde hipotezler teoriye dönüştüğü gibi, teoriler de aynı şekilde hipoteze dayalı birimler barındırır.

Hipotez belli ve sınırlı bir açıklamadır, teori ise kapsamlı ve köklü açıklamalardır.

Bir teorinin geçerli olması için, yeni olguların eleştirisine sunularak doğrulanmasına ve uygun bilimsel değişiklikler geçirmesine gerek duyulur. Bu yüzden hiçbir teoriye kesin gözüyle bakılmaz. 

Kısaca bilimsel teori; bilgi edinme süreci aşamasında ortaya atılan, geçerlilik ve güvenilirliği bilimsel yöntemlerle tespit edilmiş olan, iç tutarlılığı bulunan bilgiler ve açıklamalar bütünü olarak tarif edilebilir.

Şimdi teori için böyle bir tariften sonra evrim teorisini nazara alalım.

Evrim Nedir?

Evrim kelimesi; başkalaşma, farklılaşma, kademeli olarak gelişme ve değişme ve ilerleme gibi aralarında değişik farklar bulunan pek çok kelime, tabir ve deyim yerine kullanılmaktadır.

Evrimin Yerine Kullanılan Tabirler

Tekâmül, istihale, tatavvur, tahavvül, tebdil, tebeddül, tağyir, tegayyür, terakki, sudur, zuhur, techid, ontojeni, filojeni, evolüsyondur.

Şayet  “EVRİM” terimiyle “TEKÂMÜL” manası, yani kademeli değişimi ifade ediliyorsa, bu manadaki evrim, teori değil, bir kanundur. Mesela, bir elma çekirdeğinin; filiz, fidan ve meyveli ağaç haline gelişi kademeli değişimin bir ifadesidir. Aynı şekilde bir insan embriyosunun; zigottan itibaren gelişerek, çok hücreli embriyo, bebek, çocuk, genç ve yetişkin insan safhaları da kademeli gelişmenin bir başka örneğidir. Bu manada bütün canlılar her an değişme, başkalaşma ve farklılaşma kanunlarına tâbidirler.

Şayet evrim teriminden TAHAVVÜLAT, yani hal değiştirme kastediliyorsa, o da teori değil bir kanundur. Elementlerin hal değiştirmesi, TAHAVVÜLAT-I ZERRAT olarak ifade edilir.

Kısaca ifade edersek, atom ve moleküllerin, bir halden bir başka hale geçerek, yani hal değiştirerek canlıların bünyesinde yer almaları, bir takım biyoloji ve fizik kanunları çerçevesinde olmaktadır. Dolayısıyla elementlerin bu şekilde hal değiştirmesi, teori değil kanundur.

İnsan yaklaşık yüz trilyon hücreden meydana gelmiştir. Her bir hücrede bir saniyede üç bin değişik reaksiyon olmaktadır. Bir saniye sonraki insan, madde cihetiyle bir saniye önceki insan değildir. Bünyesinde pek çok element değişim ve başkalaşıma uğramıştır. Bütün canlı varlıklar her an değişim içerisindedir. Bu ve benzeri bütün değişim ve başkalaşımlar EVRİM olarak ifade ediliyor. Bu manadaki bütün değişim ve başkalaşımlar teori değil bir kanundur.

Evrim Teorisinin Bilimsel Değeri

Evrim Teorisi, bilimsel kıstasları taşımayan, yani laboratuvarda denenemeyen, çoğunlukla metafiziğe dayalı görüşleri bünyesinde barındıran felsefi bir düşünce tarzıdır.

Evrime her ne kadar bilimsel bir şekil verilmeye çalışılsa da metafiziksel varsayımlara yapışıldığı görülmektedir. İstenilse de bu metafizik düşünceden kaçınmak mümkün değildir. Çünkü, maddenin ve âlemin varlığı, canlılığın mahiteyi, Yaratıcı’nın kimliği ve vasıfları gibi konuların büyük bir kısmı Evrim Teorisi’nin gündeminde olduğu sürece, metafizik yaklaşımlar kaçınılmazdır.

Evolüsyon manasında kullanılan ve canlıların tesadüfen ve tabiatın eseri olarak silsile halinde birbirinden meydana geldiğini ileri süren evrim görüşü bilimsel değildir. Çünkü, gerek ele aldığı konuları açıklaması ve gerekse takip ettiği metot bakımından bilimsel bilimin kriterlerine ve kurallarına uymamaktadır.

Hunter, Darwin’in, Antik Çağ’dan beri süregelen ve metafiziğe dayalı evrim düşüncesini teolojik, yani inanca dayalı bir yaklaşımla sunduğunu belirtir. (Hunter, C.G. Darwin’in Tanrısı. Gelenek Yayıncılık. Çev. Orhan Düz. İstanbul, 2003, s. 195)

Ön Kabuller ve Evrim Teorisi

Evrimin eldeki en iyi açıklama olduğu sıkça ileri sürülür. Böyle bir iddia ise, bilimsel olmayan bir hükümdür.

Evrimin doğruluğunu başta kabul edip, onu destekleyecek deliller aramak, bilimsel olmayan maksatlı bir davranıştır.

Norman Geisler ve Ronald Brooks, evrimin bilimsel bir metotla irdelenmediğini ve ön kabullere dayandığını dile getirir ve şöyle derler:

“Evrimi eleştiren kimse, evrimin yanlış olduğunu göstermekle yetinmeyip, meseleyi de çözmelidir."

"Evrimi yanlışlamak yeterli değildir. Çünkü, daha iyi bir çözüm bulana kadar onun doğru olduğu kabul edilecektir. Ancak, bilim böyle yapılmaz. Burada evrime, bilimde yeri olmayan özel bir konum verilmiştir. Sırf bir alternatif henüz ileri sürülmediği için, onların muhakkak doğru olduğu ileri sürülemez. Dahası, henüz yanlışlanamadıkları için, doğru oldukları da varsayılamaz."

"Bu tür varsayımlar, formel olmayan yanlışlar diye adlandırılır ve bunlar pratikte bilimsel düşünme biçiminin antitezini oluşturur.” (Geisler, N.L. and Brooks, R. M. Come let us Reason. Grand Rapids: Bakir,  1990, S. 95–96)

Meşhur antropolog Servier evrimciliğin laik bir din dogması haline geldiğine ve bu nüfuzun kırılması gerektiğine şöyle işaret eder:

“Evrimcilik, Batı’nın laik din dogması haline gelmiştir. Yeni kurum ve değerlendirmelerin ortaya konabilmesi için, önce evrimciliğin reddi gerekir. (Servier, J. Etnoloji. Tercüme M. Ali Kayabal. İletişim Yayınları, 1992, s. 113, 124)

Hunter’e göre, evrim teorisinde esaslı, ama gizli bir dinî etki vardır. Hem Darwin ve hem de günümüzün evrimcileri, metafizik önermelere başvurmaktadırlar. (Hunter, C. G. Darwin’in Tanrısı. Gelenek Yayıncılık. Çev. Orhan Düz. İstanbul, 2003, s. 12, 15, 208)

Kant, "Yargı Gücünün Eleştirisi" adlı eserinde, bir bilimin ancak matematiksel olduğu oranda gerçek bilim olduğunu belirtir.

Kant’a göre, Evrim Teorisi’nin içinde matematiksel argümanların çok az oluşu, onun bilimsel bir teori sayılmasını tartışmalı hale getirmektedir. (Mayr, E.  The Growth of Biological Thought. The Belknap Press of  Harward University Press, Cambridge, 1982, s. 862)

Ünlü felsefeci Bertrand Russell de evrimin gerek metot ve gerekse ilgilendiği problemler bakımından bilimsel bilgi olmadığını dile getirerek şunu söyler:

“Evrimcilik, şu ya da bu biçimde çağımızın ağır basan bir inanç şeklidir. Evrimcilik, gerek metoduyla ve gerekse ele aldığı problemlerle, gerçek bir bilim değildir.” (Russell, B. Dünya Üzerine Bildiğimiz. Terc. Vehbi Hacıkadiroğlu. Alaz Yayınları. İstanbul, 1980, s. 24-25)

Hunter de evrim metodunun bilimsel olmadığını şöyle dile getirir:

“Evrim bilim dışı değerlendirmelere dayanan düzenleyici bir fikirdir. Evrim, çeşitli bilim disiplinlerine baş vurmaktadır ama, kendisi bilimsel değildir. Bu bakımdan daha iyi bir bilimsel açıklama sunması beklenmemelidir.” (Hunter, C. G. Darwin’in Allah’ı. Gelenek Yayıncılık. Çev. Orhan Düz. İstanbul, 2003, s. 212)

Çağımızın seçkin bilim felsefecisi Karl Popper’e göre bilimselliğin ölçütü doğrulanmaya değil, yanlışlanmaya elverişliliktir. Ona göre bilimsel bir bilgi veya sonuç, yanlışlamaya müsait olmalıdır.

Halbuki Darwinciliğin öyle bir teste elverdiği söylenemez. Darwinciliği doğrulayan bazı olgusal veriler gösterilebilir. Ama bilimselliğin ölçütü doğrulanmaya değil yanlışlanmaya elverişliliktir.

Başka bir ifadeyle, Darwinciler teorilerinin hangi muhtemel gözlem sonuçlarıyla yanlışlanabileceğini ortaya koymuş değillerdir. Dolayısıyla Darwincilik bilimsel bir teori olmaktan çok metafiziksel bir yapıya sahiptir. (Popper, K. Unended Quest, Fontana-Collins, 1976, s. 171)

İşte işin püf notası bir takım doğrularla yanlışların birlikte verilmesidir. Yani, evrim teorisinde test edilen, denenen hususlar, yukarıda zikredilen tekamül ve tahavvül gibi tabirlerdir.

İtiraz konusu olan ise, evolüsyon manasında kullanılan evrimdir. Yani, bir canlı türünden bir başkasının, ondan da bir başkasının silsile halinde meydana geldiği görüşü. Bunun hiçbir ilmi delili ve dayanağı yoktur.

Evrim ve Bliimsel Değer

Evrimciler, doğruların yanında böyle yanlışları da bilimsel bilgi gibi takdim etmektedirler. Bunu nazarlardan gizlemek için teorinin tanımına sarılmaktadırlar. Ama evrim teorisi ile kastettikleri evolüsyon manasındaki değişikliği ve ideolojik düşünce tarzını, bir takım doğrularla birlikte bilimsel bir düşünce ve teori gibi vermektedirler.

Evrimin bilimsel olup olmadığını anlamak için bu konuda âlim olmaya gerek yoktur. Tarafsız düşünce sahipleri şahsi gözlemleriyle bu konuda akıl, kalp ve vicdanlarını tatmin edecek kararı kendileri verebilirler.

Şimdi bu konuda bitkiler âleminden misal vermek istiyorum.

Evrimciler diyor ki, bütün canlılar tek hücreden evrimleşti. Bu hücre önce iki dala ayrıldı. Birisi bitkiler âlemini verdi, diğer dal da hayvanlar âlemini ve insanı hâsıl etti.

Bitkiler âlemini ele alalım.

Onlar diyorlar ki, önce basit yapılı bitkiler, daha sonra onlardan ileri yapılılar meydana geldi. Bu silsile de dikotiledonlar, yani çift çenekliler ilkel, monokotiledonlar, yani tek çenekliler ileri yapılıdır. Çalı ve ağaç formundakiler ilkel, otsu formdakiler ileri yapılıdır.

Dikotiledonlar (Çift çenekliler)
Fasulye, patates, domates, kavun karpuz….

Monokotiledonlar (tek çenekliler)
Arpa, buğday, mısır, bütün çayır otları…..

Evrimcilerin kabulüne göre fasulye, patates, domates ilkeldir. Bunların evrimleşmesiyle ileri yapılı çayır otları, mısır, buğday, arpa meydana gelmiştir.

Elma ilkel, fasulye ve patates ileri yapılıdır. Yani elma evrimleşmiş bundan patates, domates, bunların da evrimleşmesinden arpa, buğday ve mısır meydana gelmiştir. 

Peki, bu iddialara ait deliller nedir? Delilleri, evrimcilerin düşünceleridir.

Halbuki şimdi de bütün bitkiler, hayvanlar ve insanlar yine tek hücreden yaratılıyor ve her canlı türünün genetik yapısı sabit, değişmiyor. Yani patatesten buğday, fasulyeden elma meydana gelmiyor. Bu düşüncelerin hiçbirisinin bilimsel bir değeri yoktur ve tamamen ideolojik bir düşüncedir.

Sonuç olarak, bütün bunlar bize evolüsyon manasındaki bir evrim düşüncesinin bilimsel bir değerinin olmadığını göstermektedir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun