Her varlık, onu var edeni nasıl gösterir?

Tarih: 15.08.2020 - 11:15 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Kainatta bulunan her şeyin, kendi miktarınca kendini gösterirse de pek çok yönlerden Onu yapan ve yaratan zatı gösterdiği söyleniyor.
- Buna binaen, meşhur Hebenneka gibi ahmaklaşan bir adam dahi Allah’ın varlığını inkara gitmemek gerektir, deniyor.
- Bunu açıklar mısınız?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Evet, yazılı bir harf, bir cihetle kendisini gösterse; yüz cihetle katibini gösterip, onun vasıflarını ve özelliklerini gösterir ve bildirir. Mesela, bir kağıda bir A harfinin yazılmış olduğunu farz edelim. Bu A harfi, kendisine bir cihetle delalet etmekte ve "Ben A harfiyim." demektedir; kendisine daha fazla bir delaleti yoktur. Lakin katibinin varlığına ve sıfatlarına, onlarca delaleti vardır. Mesela, A harfi der ki:

Ben yoktum, var oldum. Varlığım yokluğuma tercih edildi. Varlığımın yokluğuma tercihi, ancak irade sahibi bir katibin tercihiyle olabilir. İradesi olmayan, benim varlığımı yokluğuma tercih edemez. İşte bu durum, katibimin irade sahibi olduğunu göstermektedir.

Beni yazan katibin irade sahibi olabilmesi için de ilk önce hayat sahibi olması gerekir. Hayatı olmayanın iradesi olur mu?.. Elbette olmaz. İşte A harfi olan ben, varlığımla, katibimin hayat sahibi olduğunu göstermekteyim.

Yine ben manalı bir harfim, A'yım, alelade bir çizgi değilim. Demek beni yazan; harfleri tanıyor, biliyor. Bu da ispat eder ki, Katibimin bir ilmi vardır.

Sadece ilim sahibi olması da yetmez, kudret sahibi de olmalıdır. Eğer katibimin hayatı olsa, iradesi olsa, ilmi olup A harfini yazmayı da bilse; ama katibim felçli olsa, elini oynatamasa, yani kudreti olmasa, beni yazabilir miydi?.. Hayır yazamazdı. İşte A harfi olan ben, varlığımla, katibimin kudret sahibi olduğunu göstermekteyim.

Yine A harfi olan ben, o kadar düzgün yazılmışım ki, beni yazanın görmesi gerekir. Eğer görme özürlü olsaydı, bu kadar düzgün yazamaz; bir yerim uzun, diğer yerim kısa olurdu. Ama olmamış, tam bir intizam var. Demek benim katibim, görme sahibidir.

Yine ben manalı bir harfim, gelişigüzel çizilmiş bir çizgi değilim. Demek benim katibim hikmet sahibidir. Beni bir gayeye matuf yazmış. Bir gayeyi takip etmek, ancak hikmet sahibi olmakla mümkündür.

İşte bunlar gibi daha birçok sıfatla, A harfi katibini gösterip, onu tarif eder, hal ve beden diliyle der ki: Bu sıfatlara sahip olamayan, bana katip olamaz.

Nasıl ki bir harf, kendini bir cihetle, ama katibini yüz cihetle gösteriyorsa, aynen bunun gibi, şu kainat kitabının harfleri, kelimeleri, cümleleri hükmünde olan varlıklar da bir cihetle kendisini gösterse; yüz cihetle kendini Yaratanı, O'nun isimlerini ve sıfatlarını gösterir ve bildirir.

Her bir varlık, ilahi bir kasidedir... Her bir mevcut, Allah’ın güzel isimlerinin şirin bir kitabıdır... Her bir mahluk, Allah'ın isimlerinin bir mütalagahı; o isimlerin bir aynası ve tezgahıdır. Tek başlarına ve hep birlikte, sanatkârları olan Allah'ı gösterip; okumasına bilen herkese, Allah'ın isimlerini okuttururlar...

Hebenneka, 9. Yüzyılda yaşamış ve ahmaklığıyla ün salmış bir kimsedir. Ahmaklığının derecesini şununla anlayabiliriz:

Bir gece yarısı, horoz taklidi yapıyormuş. Sesine uyanan eşi sormuş: "Bu saatte ne yapıyorsun?" Hebenneka şöyle cevap vermiş: "Yarın çok işim var. Sabah çabuk olsun diye Güneş'i kandırıyorum."

İşte bir kimse, bu Hebenneka gibi ahmaklaşsa, yine de Allah'ı inkar edemez. Eğer etse, bütün varlıklar onu yalanlar.

Şimdi kaside hükmündeki bir kelebeğin, kapağını açalım ve onda yazılan isimlerin bir kısmını, beraber okumaya ve tefekkür etmeye çalışalım.

Bu kelebek ne de güzel boyanmış... Boyanmasıyla, Allah'ın "Mülevvin" ismine ayna olmuş...

Hem ne kadar güzel... Güzelliğiyle, "Mücemmil" ve "Cemil" isimlerine ayna olmuş...

Bir tırtıldı, devamlı değişti. Halden hale girip, sonunda kelebek oldu... Halden hale girmesiyle de Muhavvil ve Mukallib isimlerine ayna oldu.

En sonunda en kamil şeklini aldı. Kemale ulaşmasıyla, Mükemmil ismine ayna oldu.

Bu kelebek, sinekten daha güzel, ondan daha üstün... Bu üstünlüğüyle, Mufaddıl ismine ayna oldu.

Kelebek, terbiye edildi. Ona uçması ve vazifesi öğretildi. Bu cihetten, Rab, Mülakkin ve Mürebbi isimlerine ayna oldu.

Ne kadar çok kelebek var. Yaratan ne kadar çok yaratmış. İşte bu çokluğuyla, Allah'ın zenginliği gösterdi; Meliyy ve Ganiyy isimlerine ayna oldu.

Kelebek tertemiz. Üzerinde kirin ve pasın eseri yok. Bu temizliğiyle, Mutahhir ve Kuddüs isimlerine ayna oldu.

Her bir azasına, onlarca hikmet takılmış. Hikmetli vücudu ve azalarıyla, Hakîm ismine ayna oldu.

Allah ona ne güzel bir suret vermiş. Suretiyle, Musavvir ismine ayna oldu.

Yoktan yaratılmasıyla, Mükevvin, Halik ve Fatır isimlerine ayna oldu.

Beslenmesiyle, Rezzak ve Münevvil ismine; düşmanlarından korunmasıyla, Hafîz ve Selam ismine; kendisine hayat verilmesiyle, Muhyi ismine ayna oldu.

Önce kozadan, sonra tırtıldan çıkmasıyla, Fettah ismine; varlığı için bir sebebe ihtiyaç duymasıyla, Müsebbib ismine; nakış nakış süslenmesiyle, Müzeyyin ismine ayna oldu.

Yumurtadan çıkmakla, Fâlik ve Bâis ismine; apaçık bir şekilde Allah'a delaletiyle, Bediyy ve Zahir ismine; hiçbir kelebeğe birebir benzememesiyle, Mufassıl ismine ayna oldu.

Kader programıyla, Mukaddir ismine; hayatın kendisine kolaylaştırılmasıyla, Müsehhil ve Mühevvin ismine; dengeli vücuduyla, Adl ismine ayna oldu.

Onu öyle yaratabilmek için, nihayetsiz bir kudrete ihtiyaç vardır. Bununla da, Kaviyy, Kadir ve Muktedir isimlerine ayna oldu.

Daha bunlar gibi, onlarca isme ayna oldu, mazhar oldu. Kelebek ilahi bir kasideymiş değil mi? Okumasını bilen herkese, esmaü’l-hüsnayı, yani Allah’ın güzel isimlerini okutuyor. Görmesini bilene, Allah'ı gösteriyor. Sesini işitene, "Bana bak, beni oku." diyor...

Demek k, kainat ve içindeki her şey bir yönden kendini gösterse bile bir çok yönden onu yaratanı ve onun güzel isim ve sıfatlarını gösterir.

"Bir iğne ustasız olmaz, sahipsiz olamaz. Bir harf katipsiz olamaz, biliyorsun. Nasıl oluyor ki, nihayet derecede muntazam şu memleket hakimsiz olur?" (bk. Nursi, Sözler, Onuncu Söz)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun