Her şey Allah’ı zikrettiğine göre, acaba beytullah olan Kâbe Allah'ı nasıl zikreder?
Değerli kardeşimiz,
Her şey Allah’ı zikreder, fakat farklı zikreder. Kimi kal diliyle, kimi de hâl diliyle zikreder. Kimi insan lisanıyla, kimi kuş diliyle, kimi hayvan diliyle, kimi varlık diliyle zikreder.
Yer, gök, atom lisan-ı hâliyle Allah’ı zikrettiği gibi, Kâbe de lisan-ı haliyle Allah’ı zikretmektedir.
Bir harf yazarsız olmadığı sırrınca “Benim yazarım Allah’tır.” der onu zikreder. Güneş yedi renkli ışığının diliyle “Allah birdir” der onu zikreder. Yerküresi, -cansız ve şuursuz bir varlık olduğu halde- yuvarlağımsı yapısıyla, mevsimleri, gece gündüzleri, ayları ve yılları netice veren çok hikmetli işlere imza atarak “Allah hakimdir” der onu zikreder.
Bunun gibi, Kâbe de inşa edildiği günden beri mâbed olması haysiyetiyle, hem kendi hâl diliyle hem kendisinde Allah’a kulluk edenlerin lisan-ı kalleriyle Allah’ı zikretmektedir.
Bütün bu hali ve kali diller, kendilerine özgü bir lisan ile Allah’ı hamd ve tesbih ediyorlar:
“Yedi gök ve yer ve onların içindekiler Onu tesbih eder. Hiçbir şey yoktur ki, Onu hamd ile tesbih etmesin.”(İsrâ, 17/44).
Kâinatta her şey Allah’ı tesbih edip, O'na bir şekilde ibadet ediyor. Bu tesbih ve ibadette, irade ve şuur sahipleri, bilerek ve irade ederek tesbih ve ibadette bulunuyorlar. İrade ve şuur sahibi olmayan diğer mahlukat ise, kendilerine verilen görevlerini yerine getirmekle ve yaratılışlarına uygun hizmet görmekle tesbih ve ibadet yapıyorlar. İradesiz ve şuursuz olan bu mahlukat, hâl dili ve görev açısından fıtri olarak tesbih ve ibadette bulunuyorlar.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- "Delalet-i hâl ise, hususen çok cihetlerle gelse, şüphe getirmez." cümlesini izah eder misiniz?
- Haşr suresi 1. Ayet ve Ahzab suresi 41. ayet arasındaki özgür irade farkı nedir?
- "Eşyada olan asvat birer savt-ı vücuttur; ben de varım derler. O kâinat-ı sâkit birden söze başlıyor: 'Bizi câmid zannetme, ey insan-ı boşboğaz!..'" Bu ifadeleri açıklar mısınız?
- "Bütün zîhayatların, hayatlarıyla gösterdikleri..." Cümlesindeki "tesbihat-ı hayatiye" ve "fıtrî hediyeler" mefhumlarını açar mısınız? Cansızlar neden dâhil değil?
- Âhirette haşir meydanında organlarımız, hayvanlar, bitkiler ve diğer varlıklar bizden davacı olup hesap soracaklar mı?
- On Dokuzuncu Pencere'nin başındaki ayet ile "Sâni-i Zülcelal, semavatın ecramına o kadar hikmetler, manalar takmış..." cümlesini devamıyla izah eder misiniz?
- Her şeyin "bismillah" deyip Allah namına, Allah’ın nimetlerini getirip bize verdiğini nereden anlıyoruz?
- Sözler, Otuz Üçüncü Söz, 904
- Risalelerde; ağaç, bitki, hatta taşların bile camid olmadığı, hepsinin Allah'ı zikrettiği belirtilmektedir. Bazı yerlerde ise tabiat için "kör, sağır, câmid, cahil, şuursuz.." gibi ifadeler kullanılıyor, zıtlık yok mu?
- "Bütün hayvanat ve kuşların bütün nevileri ve taifeleri ve milletleri, bil’ittifak, lisan-ı kàl ve lisan-ı halleriyle ‘Lâ ilâhe illâ Hû’ deyip..." cümlesini devamıyla açıklar mısınız?