Güçlü ve içten dualarımızla, Allah'ın ruhanileri yarattığı ve bunların bize dua ettiği, doğru mudur?
Değerli kardeşimiz,
Meleklerin müminler için dua ettiği şu ayetlerle de sabittir:
“Odur ki sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için feyiz ve rahmet indirir, melekleri de sizler için dua ederler. O, müminlere gerçekten pek merhametlidir.” (Ahzab, 33/43).
“Arşı taşıyan, bir de onun çevresinde bulunan melekler, devamlı olarak Rablerini zikir ve ona hamd ederler. Ona gerçekten inanır ve müminler için şöylece af dileyip dua ederler: 'Ey büyük Rabbimiz, senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır! O halde tövbe edenleri ve senin yoluna tâbi olanları affet ve onları cehennem azabından koru!”
"Ey bizim büyük Rabbimiz! Sen, onları ve onlarla birlikte babalarından, eşlerinden ve nesillerinden iyi kimseleri, kendilerine vaad ettiğin Adn cennetlerine yerleştir. Muhakkak ki sen azîz ve hakîmsin / üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibisin.” (Mümin, 40/7-8)
“Melekler Rablerini överek tenzih ve takdis eder ve yerde bulunanlar için mağfiret dilerler. İyi bilin ki, Gafur ve Rahîm odur / affı, merhamet ve ihsanı pek boldur.” (Şura, 42/5)
Bediüzzaman’ın -özetle ve sadeleştirerek not aldığımız- açıklamaları konumuza ışık tutmaktadır :
"... Şu kesif ve ruha münasebeti çok az olan topraktan ve şu bulanık ve hayat nuruyla ilişkisi çok cüzi olan sudan, sürekli hummalı bir faaliyetle, çok latif olan hayatı ve pek nuranî olan şuur ve idrak sahibi varlıkları yaratan hikmet sahibi Yüce Yaratıcı, elbette ruha çok layık ve hayata çok münasip olan şu nur denizinden ve hatta şu karanlık ırmağından, şu havadan, şu elektrik gibi diğer latif maddelerden yarattığı bir kısım şuur sahibi yaratıkları da vardır. Hem de pek çok vardır." (Sözler, Yirmi Dokuzuncu Söz, Mukaddime)
“Madem Allah, çok kesif, adi maddelerden -bil müşahede- ruh sahibi canlılar yaratıyor, elbette nur gibi, esir gibi ruha yakın ve münasip olan diğer bazı latif, ince, seyyal / akıcı maddeleri hayatsız, camit, şuursuz bırakmaz. Bilakis, nurdan, ateşten, ışıktan, zulmetten / karanlıktan, sesten, kokudan, hatta esir maddesinden, elektrikten, hatta manalardan, havadan, hatta kelimelerden canlı, şuur sahibi varlıkları yaratır ki, onların bir kısmı, melek, bir kısmı ruhanî bir kısmı cin taifesindendir.” (bk. Sözler, Yirmi Dokuzuncu Söz, Birinci Esas)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Bediüzzaman Hazretleri nurdan, ateşten, ışıktan,.. seyyal ve latif maddelerden hayat ve ruh sahibi varlıklar yaratıldığını ifade ediyor; ilgili ayet ve hadisler var mıdır?
- Cinlerin var edildiği dumansız ateşten yaratılan başka şuursuz canlılar-hayvan, böcek, bitki gibi- var mıdır?
- Seyyalat-ı latife maddeleri nelerdir? Ayrıca esirin ruha yakınlığını nasıl anlamalıyız?
- "Ruhaniyat" ne demektir? "Ruhani" kavramını açar mısınız? Melek ve cinlerden farklı mıdır?
- "Melaike" ve "ruhani" kavramlarının farkını izah eder misiniz?
- Sözler, Yirmi Dokuzuncu Söz, 683
- "Belki madde-i nurdan, hatta zulmetten, hatta esîr maddesinden, hatta manalardan, hatta havadan, hatta kelimelerden zihayat, zişuuru kesretle halkeder..." ifadesini açıklar mısınız, manadan varlık nasıl yaratılır?
- Ruhaniyatı biraz açar mısınız, neden vücutları için "katidir, denilebilir" diye ifade edilmiş olabilir?
- "Sekine-i arz için semâya çıkmaya bir yol vardır." cümlesinde "sekine-i arz"dan maksat nedir?
- Zikirlerden melek yaratılıyormuş, doğru mu?