Evcil hayvanlar nasıl ortaya çıkmıştır?

Tarih: 26.03.2013 - 00:17 | Güncelleme:

Soru Detayı

- İnsanlar dünyaya gönderilmeden önce de evcil hayvanlar var mıydı?
- Evcil hayvanlar insanoğlu yeryüzünde belirmeden önce bulunuyorlar mıydı?
- Koyun, keçi, inek gibi hayvanların yanı, sıra köpek türlerinin, insanoğlunun varlığından önce doğadaki durumları neydi?
​- Evcil türlerin pek çoğu kanaatimce insanların onlara verdiği koruma, bakım ve diğer şartlar olmazsa, türlerini devam ettirmeleri zor gözüküyor, veyahut bu evcil türlerin her biri at gibi yabani olup sonradan mı evcilleştirilmiştir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İnsan yeryüzüne gönderildiği zaman; atlar, inekler, sinekler, arılar, bağlar, dağlar, madenler, demir, kömür, petrol, bütün çekiciliği ve güzelliği ile insanı bekliyordu. Her şeyi Allah insanın emrine vermişti. Neyi, nerede ve nasıl kullanacağını ona, ilk insan ve aynı zamanda ilk peygamber olan Hz. Âdem öğretiyordu. Hz. Âdem’e de eşyanın isimlerini, ne işe yaradığını Allah öğretmişti. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur:

“Allah Âdem’e bütün isimleri öğretti. Sonra onları önce meleklere arz edip: 'Eğer siz sözünüzde sadık iseniz, şunların isimlerini bana bildirin.' dedi. Melekler: 'Ya Rab! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz, Senin bize öğrettiklerinden başka bizim bilgimiz yoktur. Şüphesiz, âlim ve hakîm olan ancak sensin.' dediler.” (Bakara, 2/32-33).

Bu eğitim ve önderlik işi, bütün insanlık tarihi boyunca böyle devam etti. Hz. Âdem’le başlayan nübüvvet halkasının peygamberleri, sadece manevî sahada değil, maddî sahada da insanlığa yol gösteriyorlar, öncü oluyorlardı. Hz. Âdem çiftçilikte, Hz. Zülküf de ekmekçilikte öncü olmuşlardır.

Madenleri eritmeyi, demiri balmumu gibi yumuşatmayı Hz. Davut yaparken, Hz. Nuh da gemi yapımında ve marangozlukta pişdarlık ediyordu. Terzilik ve yazıcılıkta önder Hz. İdris idi. Dülgerlerin piri Hz. İbrahim, saatçıların piri ise, Hz. Yusuf’tu. 

- Evcil hayvanlar, önce yabani idiler de insan da bunlara ihtiyaç duyunca evcilleştirme yoluna mı gitti? 

Böyle bir soruya, Allah’ı devreden çıkararak cevap ararsanız, sıhhatli cevap veremezsiniz. Çünkü, insanı yaratan, insanın ihtiyaç duyduğu varlıkları da yaratan O olduğuna göre, önce bu konuda Allah ne buyuruyor. Ona bakmak gerekir.

Kur’an’ın muhtelif yerlerinde hayvanların faydaları ve insan için yaratıldığı nazara veriliyor. Bunlardan bazılarında Allah şöyle buyuruyor:

“Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve (gökyüzünde) iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa, hepsi ancak sizin gibi topluluklardır…” (En’am, 6/38).

“Hayvanlardan yük taşıyanı ve tüyünden döşek yapılanları yaratan O’dur…” (En’am, 6/142).

“Allah sizi bir tek nefisten (Âdem’den) yarattı, sonra da ondan eşini yarattı. Sizin için hayvanlardan sekiz eş (Deve, sığır, koyun, keçi) meydana getirdi…” (Zümer, 39/6).

“Dişi ve erkek olarak, sekiz eş yarattı. Koyundan iki, keçiden iki…” (En’am, 6/143)

“Deveden de iki çift, sığırdan da iki çift yarattı…”(En’am, 6/144).

“Allah, kimine binesiniz, kimini yiyesiniz diye sizin için hayvanları yarattı. Onlarda sizin için daha nice faydalar vardır. Gönüllerinizdeki bir arzuya, onlara binerek ulaşırsınız. Onların ve gemilerin üzerinde taşınırsınız.” (Mü’min, 40/79-80).

“Sizin için gökten su indiren odur. İçecek su ondandır; hayvanlarınızı otlattığınız bitkiler de o su ile yetişir.” (Nahl, 16/10).

“Gerçekten süt veren hayvanlarda da size bir ibret vardır. Size onların karınlarındaki fışkı ile kan arasından (gelen), içenlerin boğazından kolayca geçen halis bir süt içirmekteyiz” (Nahl, 16/66).

“Allah size evlerinizden bir huzur ve dinlenme yeri yaptı. Hayvanların derilerinden gerek yolculuğunuzda ve gerekse konaklama zamanlarınızda, kolayca taşıyacağınız hafif evler (çadırlar v.s.) ve yünlerinden, yapağılarından ve kıllarından bir süreye kadar (giyinecek, kuşanacak, serilecek ve döşenecek) bir eşya ve ticaret malı yaptı.” (Nahl, 16/80).

“Hayvanlarda da sizin için elbette ibretler vardır. Onların karınlarındakilerden (sütlerinden) size içiririz. Onlarda sizin için birtakım faydalar daha vardır; ayrıca etlerini yersiniz.” (Mü’minûn, 23/21).

“Hayvanları da O yarattı. Onlarda sizin için ısıtıcı (şeyler) ve birçok faydalar vardır. Onlardan bir kısmını da yersiniz. Sizin için onlardan ayrıca akşamleyin getirirken, sabahleyin salıverirken bir güzellik (bir zevk)vardır. Bu hayvanlar sizin ağırlıklarınızı, ancak güçlüklere katlanarak varabileceğiniz bir memlekete taşırlar. Şüphesiz Rabbiniz çok şefkatli, pek merhametlidir. Atları, katırları ve eşekleri binmeniz ve (gözlere) ziynet olsun diye (yarattı)…”(Nahl, 16/5-8).

Bu ayetlerden şu sonuçlar çıkarılabilir:

1. Gerek yeryüzündeki ve gerekse gökyüzündeki hayvanların da bizim gibi topluluklar olduğu nazara veriliyor. Yani, her bir hayvan grubunun kendi içerisinde farklı hissiyat, davranış ve şekline dikkat çekiliyor. Bunların farklı yaratılışlara sahip oldukları bildiriliyor.

2. Allah, insanların hem eşyalarını ve hem de kendilerini, bir yerden, bir başka yere taşımaları için, at, katır ve eşek gibi hayvanlar yaratmıştır.

3. Etlerini ve sütlerini yemek, yünlerini ve yapağılarını çeşitli maksatlarda kullanmak için , koyun, keçi, deve ve sığır gibi hayvanları insanın emrine vermiştir.

4. At, sığır, koyun ve keçi gibi hayvanların, sayılanlardan başka daha pek çok faydalı yönüne işaret edilmekte, sabah ve akşam bunların geliş ve gidişlerinde ayrı bir güzelliğin bulunduğuna dikkat çekilmektedir.

5. Yukarıda sayılan hayvanları, Allah’ın verdiği su ile hâsıl olan otlaklarda otlattığımız nazara verilmektedir.

6. Koyun, keçi, deve ve sığırın, bizim için meydana getirildiği beyan edilmektedir. Bu hayvanların gübresine varıncaya kadar her şeyinden faydalanılmaktadır. Dolayısıyla bu hayvanların insana rahmet olarak gönderildiği hatırlatılmaktadır.

7. Koyun, keçi, deve ve sığırdan ikişer çift yaratıldığı beyan edilmektedir.

Cenab-ı Hak, Zumer suresinin altıncı ayetinde, önce insanın yaratılışına dikkati çekiyor. Başlangıçta Âdem babamızı yarattığını, sonra da ondan eşini halk ettiğini bildiriyor. Ayetin devamında ise, koyun, keçi, deve ve sığırın yaratılışına dikkat çekiliyor; “Bunları yarattık” demiyor. “Bunları ikişer çift yarattık.” buyuruyor. En’am suresinde tekrar koyun, keçi, sığır ve devenin ikişer çift yaratıldığı beyan ediliyor. Yani, bu hayvanların her birisi, doğrudan yoktan yaratılıyor. Ancak, “İlk yaratılan bu tek varlıktan, o hayvan neslinin nasıl çoğalacağı?” sorusunu biz sordurmadan, Allah hemen cevabını veriyor. “Biz bunları, eşleriyle birlikte (yoktan) yarattık.” buyuruyor. 

İlk yaratılışta, üreme kanununun devreye girmesi mümkün olmadığı için, erkek ve dişinin doğrudan yaratılması beklenirdi. Nitekim ayette buna işaret ediliyor. Artık bundan sonra neslin devamı, Allah’ın koyduğu üreme kanunu olan erkek ve dişiden yavrunun meydana gelmesi şeklinde, hem bitkiler, hem hayvanlar ve hem de insanlık âleminde cereyan ediyor. 

Bununla beraber, “eşeysiz üreme” olarak adlandırılan anne ve baba olmadan üreme, bitkiler âleminde de, hayvanlar âleminde de görülmektedir.

Böylece, evcil hayvanların eşleriyle birlikte yoktan doğrudan kendi şekilleriyle yaratıldıkları nazara veriliyor. Yani Allah, koyunu, koyun olarak, deveyi, deve olarak, sığırı sığır olarak, keçiyi de keçi olarak yarattığını bize bildiriyor.

İnsanlar için bu kadar gayeli ve hikmetli yaratılan evcil hayvanların, deneme yanılma yoluyla evcilleştirildiğini düşünmek, yanlış olur. Kaldı ki, onların fıtratları, yani, yaratılıştan gelen özellikleri, doğrudan insanın emrine verildiklerini ortaya koyuyor. Nitekim, bazı yabani hayvanlar, bir süre insanlara alıştırılsalar bile, bir süre sonra, yine tabiî hayatlarına dönüyorlar. Hatta bazen, kendisine bakanları parçalayarak kaçıyorlar. Hâlbuki evcil hayvanlara Allah öyle bir özellik ve güzellik vermiş ki, munis ve uysal haliyle, tam insanın emrine verildiğini gösteriyor.

Hz. Âdem aleyhisselamın oğulları Habil ve Kabil çobanlık ve çiftçilik yapardı. Yani, hem öküzle çift sürüyorlar ve hem de koyun ve keçi otlatıyorlardı. Bu hayvanlar onların, yani insanlığın emrine doğrudan verilmişti. Bunların nerelerde ve nasıl kullanılacağı da Hz. Âdem’e Allah tarafından bildirilmişti.

İlk insan Hz. Âdem, yeryüzüne geldiği zaman, elbette koyunları ağılda, atları ahırda bulmadı. Bütün hayvanlar otlaklarda insanları bekliyordu. Hz. Âdem’e bildirilenler doğrultusunda o, bazı hayvanları alıp ahıra, ağıla ve kümese getirdi. Bu hayvanlar arasında yapılan seçme ve iyileştirme metotlarıyla günümüzdeki çeşitlilik ortaya çıktı.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun